Ben 17 yaşında bir erkeğim. Ben 2-3 yıldır 5 vakit namazımı kılmaya çalışıyorum fakat birçok da kaza oluyor. Benim sorum biraz uzun çünkü sorumun detayları önemli. Ben son zamanlarda namazı çok sık bırakıyorum, eskiye göre kazalarım arttı. Mesela namaza başlıyorum, bu sefer namazımı sürekli kılacağım diyorum, gözüm sokakta harama kayıyor açık bir kıza bakıyorum, içimden harama bakmak daha zevkliymiş diyor namazı bırakıyorum. Ya da internette bir kızla tanışıp konuşuyorum, bu daha zevkliymiş deyip namazı bırakıyorum. Karakterim sağlam değil, iradem düşük bunun farkındayım. Yani ilk sorum şu ki, namazı nasıl sürekli kılacağım?
2- İkinci sorum ise -üstte belirttiğim gibi- sokakta gözüm harama kayıyor veya bir kızla konuşuyorum, namaz kılarken gözümü haramdan sakındırırken bıraktığım zaman bakıyorum veya bazen bunun gibi birçok haram şeylerden zevk alıyorum ve bu da benim içimden bir şey bunlar daha zevkli diyor. Yani bu şeylerin zevkinden nasıl kurtulacağım? Bunlar bana zevkli geldikçe ben namazı bırakıyorum.
3- Son sorum ise şöyle, ben mastürbasyon yapıyorum ve bunu yaparken de açık filmler izliyorum. Her seferinde, yapmayacağım, bunları izlemeyeceğim derken içimden bir ses şöyle korku veriyor bana. Ben lise dörde geçtim, sabahçıyım, yani eğer gece rüyalanırsam, mastürbasyon yapmazsam, sabah hemen gusül alamam, cünüp de gezemem okulda, öylece böyle bir korku var içimde, ne yapmam gerek? Sorularım bu kadar, Allah’a emanet olun.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Senin şikâyetçi olduğun bu hususlar günümüzde hemen her gencin başında olan sorunlardandır. İmanlı her genç bu çeşit problemler yaşamaktadır. Gayet açık ve net bir biçimde ifade etmemiz gerekirse, senin bir an önce evlenerek yuva kurman gerekmektedir. İşin aslı ve özeti budur.
Allah insanları yaratmış ve onlara bazı duygular vermiştir. İnsanın bu duygulardan tamamen sıyrılması mümkün olmadığı gibi, doğru da değildir. Mesela, hiç acı hissetmemiş olsaydık o zaman yaralandığımızı anlayamazdık, kan kaybından ölürdük. Şeker hastası olanlar buna benzemektedir. Kaşına kaşına bir yerlerini kanatırlar, acı da fazla hissetmediklerinden dolayı kanayan yerlerden mikrop kaparak hasta olurlar. Allah’ın insanlara verdiği şehvet duyguları vardır, ama Allah bu duyguların meşru yollardan giderilmesi için de nikâh müessesesini bizlere bahşetmiştir. Şehvet duyguları ancak nikâh yoluyla doğru olarak giderilebilir. İnsanın bu duyguları bastırabilmesi imkânı da vardır, ancak bu nereye kadardır? Nihayetinde bu çeşit duygular insanlığın kıyamete kadar var olmasını sağlayacaklardır. Zira bunun hikmeti budur. Yoksa insanın hayvanlardan bir farkı kalmayacaktır. Hayvanlarda nikâh müessesesi yoktur.
İslam’da buluğ çağına girerek artık sorumlu tutulan her birey nikâhlanarak aile kurabilmektedir. Günümüz dünyasında evlilik yaşının çok ilerilere taşınmış olması, günümüz dünyasının Kur’ân’dan ve İslâm’dan sapmasıyla açıklanabilir. Zira, “daha evlilik kuracak yaşta değilsin, daha sen çok gençsin” türünden bahaneler üretilerek gençlerin evliliğine engel olanlar yine aynı şekilde “senin sevgilin yok mu, kendine bir sevgili edinmelisin, olmadı başka bir tane daha ...” diyerek şeytanın sözcülüğünü yapmaktadırlar. Allah insana zinayı ve gayrı meşru yolları haram kılmışken, bunlar ise evliliği yasaklamakta, zinaya ve fuhuşa gençleri sevk etmektedirler. Zinanın yaygınlaştığı bir toplumdan hayır gelmemekte, ileride kurulacak olan yuvalar da uzun ömürlü olmamaktadır. Zira alışmak kudurmaktan beterdir. Zinaya alışmış olan insanlar hayatlarının hiçbir döneminde bundan geri duramamaktadırlar. Toplumun bu beladan kurtulmasının yolu, zinaya düşmeyi küfre düşmek kadar kerih-kötü görecek olan bir inancın insanlara yerleştirilmesindedir. Nasıl ki Hz. Yusuf (as) zinaya düşmektense hapse düşmeyi tercih etmiştir. Mademki zinanın en büyük kötülüklerden olduğunu öğreten Kur’ân bize inmiştir. Kur’ân’ın bu öğretmesiyle, zinaya düşmektense ölmeyi tercih edecek kadar güçlü bir imanın yerleştirilmesinden başka çözüm gözükmemektedir.
Senin sorularına gelince:
1- Hayatta her şey bir imtihandır. Gözünün harama kaymasıyla namazı bırakıyor olman nefsinin bir imtihanıdır, bu imtihanı zaman zaman kaybetmekte olduğun anlaşılıyor. Haftada birkaç gün oruç tutmaya çalışırsan bu senin nefsine karşı daha güçlü olmanı sağlayacaktır. Ayrıca, gözün zaman zaman dışarıya kaysa bile, bunun namazını aksatman ve bırakmana sebep vermemesini sağlamak zorundasın. Bunların birbirinden ayrı şeyler olduğu gerçeğini aklından çıkarmazsan, o zaman namazını düzenli kılabilir, namazdan alacağın güçle de gözlerini haramlardan sakınabilirsin. Bunu iyi anlamaya çalışman gerekiyor. Namaz insanı kötülüklerden alıkoyacaktır. Namazda sebatlı olmalısın. Çözüm burada yatıyor. Bunu sakın unutma.
2- Bizzat senin “namaz kılarken gözümü haramdan sakındırırken bıraktığım zaman bakıyorum” ifaden bizim yukarıda söylediğimizi doğrulamaktadır. İşte bu yüzden önceliği namazı düzenli kılmaya mutlaka vermek zorundasın. Çözüm buradadır. Eğer bunun için imanını kuvvetlendirme ihtiyacı içindeysen, İslâmî sitelerde imanla alakalı pek çok soru-cevaplar, pek çok izahatlar vardır, onlardan istifade edebilirsin. Yine yukarıda ve aşağıda bahsettiğimiz şekilde, eğer evlenmeye karar verecek olursan, o zaman tabii olarak kendine uygun bir eş arayışı içinde olacaksın. Bu arayış içinde iken de -yine tabii olarak- sağına ve soluna, önüne çıkan veya sana gösterilen insanlara yine ama evlenmek maksadıyla bakacaksın. İnsanın evlenmek maksadıyla eş araması meşrudur. Bu maksatla hareket edecek olduğunda, İslâmî kurallar çerçevesinde ve asla temas olmaksızın konuşman, görüşmen, tanışman meşru olacaktır. Kendine uygun insanla karşılaştığında ise evliliğini gerçekleştireceksin.
3- Son sorunda dile getirdiğin meselede ise, bir an önce evlenmen gerektiği gerçeği aşikâr şekilde ortada bulunmaktadır. İnsanların cinsel istekleri vardır ve bunların nikâh yoluyla giderilmesi esas olandır. İnsan bu arzuları belli bir zaman bastırabilse bile sürekli böyle gitmemektedir. Evlenme ihtiyacı vardır. İslâm’da ise evlenmek için akıl bâliğ ve aklı başında olmak dışında herhangi bir şart yoktur. Toplumların cahiliye düşüncesiyle koyacakları şartlar Peygamberin (sav) iki ayağının altındadır. Toplumların fuhşiyattan kurtulması için aileler kurulmasının kolaylaştırılması mecburiyeti vardır. Her kim ki günaha düşme korkusu ve ihtimali vardır, bu durumda evlenmek kendisine farzdır. Çözüm nikâhtadır. Bu konuda ancak şu denilebilir:
“NUR SURESI 33. AYETE GORE, EVLENMEYE IMKAN BULAMAYAN KIMSELER KESINLIKLE AMA KESINLIKLE IFFET VE NAMUSLARINI MUHAFAZA EDECEKLER, BU HUSUSTAKI HARAMA (ZINAYA) DUSMEYECEKLER. OLECEKLER AMA BUNA DUSMEYECEKLER. YUSUFUN (AS) DEDIGININ BIR KAC GOMLEK USTUNU DEMEK DURUMUNDAYIZ CUNKU BIZE KUR’AN INMISTIR. OLURUZ DE BU BUYUK GUNAHA DUSMEYIZ BIZ!
CINSEL ARZUSU COK FAZLA OLAN AMA EVLENME IMKANI BULAMAYAN KIMSELER TATMINLERINI BASKA KIMSELERDE ARAMAK YERINE KENDI KENDILERINI TATMIN EDERLER. BU SEKILDE DE ZINAYA HIC DUSMEMIS OLURLAR. ILLA DA ZINA YAPMASI DIYE BIR SECENEK OLAMAZ VE BU MUMKUN DE DEGILDIR. AMA BIR KERE YAPACAK OLURLARSA, O ZAMAN DA BU ISTEN KURTULMALARI MUMKUN DEGILDIR CUNKU GUNAHIN TADINI ARTIK ALMISLARDIR.
BIR KIMSENIN GUNAHA BULASTIRILMASI YOLUNDA DEGIL EMEK SARFETMEK, IRADE DAHI BEYAN EDEN, DUSUNCEDE BILE BUNA KATILAN KISI YAPILACAK BUTUN GUNAHLARA ORTAK OLUR, HISSESINE DUSEN PAYINI ALIR, DUNYA VE AHIRETTE PERISAN, ZIR-U ZEBER OLUR. SEYTANLAR DA ONDAN PEK MEMNUN OLUR! (INSAN VE CIN SEYTANLARI)” MESAJLAR’dan
Yine son sorunda izlediğini söylediğin meseleye gelince. Bu çeşit şeyleri izlemek insanın beynine zarar vermekte olduğu ilmen ortaya çıkmış bulunmaktadır. Batı dünyasında yapılan ilmi araştırmalara göre, bunları izleyen insanların beyinleri küçülmektedir, beynin işlevleri ve fonksiyonları azalmaktadır. Ayrıca hafıza kaybına sebebiyet vermektedir. Yani insana oldukça zarar ve hasar vermektedir. Bunun sebebi ilmen tam olarak açıklanamamakta, ancak yapılan araştırmalarla böyle olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır. Demek ki, günah işlemek veya günah şeyleri izlemek insanın kalbini öldürdüğü gibi, bizzat sıhhatine de büyük zararlar vermektedir. Şu halde böyle hem günah hem de zararlı alışkanlıklardan vazgeçip bırakmak gerekmektedir. Zira mesele ve sonuçları mühimdir.
İçine gelen bu korku ise bir vehimden ibarettir. Sen ne kadar önlemler alacak olsan da yine benzer durumlar olabilecektir. Bunun çaresi sabah namazlarına vaktinde kalkabilmektedir. Eğer sabah namazına tam vaktinde yani güneş doğmadan en az yarım saat evvel kalkacak olursan, başına böyle bir durum gelecek olduğunda –ki bu çok nadir olacaktır- gusül abdesti alabilmek için yeterli zaman bulabileceksindir. Böylece sorun çözülmüş olacaktır. İnşallah derdine derman olabilmişizdir. Selâm ve dua ile...