Mesele “Adil (Ekonomik) Düzen”in uygulanmasıdır
Sömürü sermayesi dünyayı iki bloğa ayırmış, bunları çatıştırmış, parsayı kendisi toplamış yani dünyayı yönetmiştir. Her ülke içine de bunların yani bu blokların temsilcilerini koymuş, bu şekilde denge sağlamış ve dünyayı bu şekilde idare etmiştir. Sömürü sermayesi başlangıçta bu dengeyi “dinler çatışması” üzerine kurmuş, bunun sonuç vermeyeceğini görünce 1897’de İsviçre’nin Basel kentinde yaptığı kurultayda dinler arasındaki çatışmayı “rejimler arası çatışmaya” çevirmiştir. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nı bunun üzerine yapmış ve soğuk savaş ile XX. yüzyılın sonlarına kadar bu sisteminin devam ettirmiştir.
Sömürü sermayesi Türkiye’de Müslümanlar ile CHP’lilerin birlikte olamayacaklarını işliyor ve bunların çatışmasına dayanarak kendisi ülkeyi yönetiyordu. 1970’lerde Ecevit ile Erbakan yani CHP ile MSP arasında “koalisyon” oluşunca bu oyun bozuldu. Bu iki parti tarihte ilk defa başarılı bir “koalisyon hükümeti” oluşturdular. Kısa zaman sonra sömürü sermayesi bu koalisyonu bozdurdu. Ne var ki artık bir tabu yıkılmış ve sermayenin oyunu bozulmuştu. Başlayan akış/akım durmadı, devam etti. Humeyni o zamanlar Bursa’da sürgünde idi; burada gördüklerini İran’a taşıdı, solcularla işbirliği yaparak İran İslâm inkılâbını gerçekleştirdi. Sonra SSCB’de Başkan Gorbaçov bu gelişmelerden esinlenerek yenilikler yaptı, Sovyetlerdeki komünizm rejimini sonlandırdı. Sol ile sağ arasındaki düşmanlık sona erdi. Sömürü sermayesine karşı dindarlarla solcular anlaşmaya başladı...
***
ABD’de de benzer ikili çatışma vardı. Siyahlarla beyazları cepheleştiren sömürü sermayesi, siyah Müslümanlar ile ABD yönetimini çatıştırarak denge kuruyordu. Sermaye ABD halkını zenci düşmanı, İslâm düşmanı olarak gösteriyordu. Erbakan’ın anlatmaları ile ABD halkı uyandı ve zenci bir Müslümanın çocuğunu ABD Başkanı yaptı. Böylece Amerikan halkı insanlığa; ben zenci düşmanı değilim, ben Müslüman düşmanı değilim dedi.
Sömürü sermayesi 11 Eylül 2001 tezgâhı ile dünyayı birbirine katacaktı ama tam olarak başaramadı. Sömürü sermayesi Gorbaçov’u iktidardan uzaklaştırdı ve onun yerine sarhoş Yeltsin’i koyarak tekrar eski sömürüsünü sürdürmek istedi. Yeltsin kendi yerine Putin’i koyarak sermayenin oyununu bozdu...
Obama ve Putin ortak hasımlarını bildikleri için anlaştılar ve sermayeye birlikte karşı koymaya başladılar. Yanlarına kendilerine uyan liderleri de aldılar. Neden aldılar?
a) Bütün dünya devletlerine yayılmış bulunan Müslümanları kullanarak devletlere karşı ayaklandırmak istemediler. Malum merkezlerden pompalanan İslâmofobiye itibar etmediler. Obama ile Putin ikilisi oyunu bozmak için Müslümanları yanlarına almak istediler.
b) Sermaye karşılıksız paraya dayalı sermaye sömürüsünü sürdürmektedir. Buna son vermek için yeni düzene gerek vardır. Bu da Türkiye’de gerçekleştirilecek olan “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”dir. Gelecekte “Adil (Ekonomik) Düzen”den yararlanmak için er veya geç Türkiye’yi yanlarına almak isteyeceklerdir. “Adil (Ekonomik) Düzen”i uygulayan bir Türkiye ile bütün dünya işbirliği yapmak zorunda kalacaktır.
c) Yeni düzen yani “Yeni Dünya Düzeni” ancak iki uygarlığın sentezinden oluşur. Bu iki uygarlık da Batı uygarlığı ile İslâm uygarlığıdır. Bu sentezi yapacak ülke iki uygarlığı eşit şartlarla bilen Türkiye olabilir. Dolayısıyla Türkiye’siz yeni düzen kurmak mümkün değildir.
d) Nihayet… Türkiye uygarlıkların merkezindedir. Barış da savaş da Türkiye’den başlayabilir. Bu sebeple Türkiye ile işbirliği yapmak zorunluluğu vardır. Türkiye güç bakımından süper güç değildir ama çağımız dünyasında etkili olma bakımından Türkiye de Rusya ve ABD kadar önemli bir ülkedir.
***
“Yeni Dünya Düzeni” için şartlar hazırlanıyor…
“Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” için vakit yaklaşmakta…
“Adil (Ekonomik) Düzen” olmaksızın “Yeni Dünya Düzeni” kurulamayacak…
Bütün mesele bir an önce Türkiye’nin “ADİL (Ekonomik) DÜZEN”i uygulamasıdır.