100 SORUN VE 100 ÇÖZÜM-ADİL DÜZENE GÖRE
Süleyman Karagülle
1527 Okunma
DIŞ İLİŞKİLER SORUNU VE ÇÖZÜMÜ

 

III -DIŞ İLİŞKİLER

 

Açıklama:

Dış ilişkileri biz değil tarih düzenler. Karşı devletlerin tutumu belirler. Bugün dost olan ülke birden düşman oluverir. Beklemediğimiz yerden beklemediğimiz saldırıya uğrayabiliriz. Hele son derece tarihî ve coğrafî sorunlarla yüklü ülkemizde, dağdaki eşkıya gibi elimiz silahta ayakta uyuyarak yaşamak zorundayız. Sık sık değişen siyasiler sebebiyle nöbet yeri boş kalabilmektedir. Yeni nöbetçiler kendilerini neyin beklediğini dahi bilememektedir. Ordumuzdaki devamlılık kısmen buna çare olmaktadır. Ancak 1950’deki değişme dış siyasetimizi çıkmaza sokmuş ve bunu hâlâ düzeltemiyoruz. Demokratik yönetim, sivil yönetim buna çare bulamamaktadır.

Çözüm:

Devletler hukuk yöntemiyle kurulamaz ve korunamaz, askeri yöntemle kurulur ve korunur. Dolayısıyla Meclis ancak baş komutanını seçmek ve ona güvenini sürdürmek şeklinde yetkisini kullanır. Onun dışında savaş ve barışa bile Meclis karar veremez. Çünkü bu dışarıdan gelen bir olaydır. O halde sıkıyönetim, seferberlik ve savaş kararlarını alma yetkisi asker olan Devlet Başkanı’na ait olmalıdır. Yalnız Genelkurmay Başkanı ve Başbakan ile istişare eder. Zira bunlar çok gizli ve ani olmak zorundadır.

 

1) Coğrafî Sorun

Açıklama:

Türkiye Dünya karalarının merkezindedir. Avrupa ve Asya’nın geçiş yeri Türkiye’dir. Karadeniz’in Akdeniz geçişi Türkiye’dir. Asya’nın kuzeyi ile Afrika’nın güneyi İstanbul’dan eşit uzaklıktadır. Bu önemli durumundan dolayı tarihte İstanbul’a hakim olan devlet süper devlet olmuştur. Türkiye’ye sahip olan ülke merkez olması nedeniyle dünyaya etkindir. İşte bu sebepledir ki süper güçler hep İstanbul’a göz koymuşlardır. Hiç olmazsa etkilemek istemektedirler. Türkiye bu durumda kendisini kendi kendine savunamaz durmadadır.

Çözüm:

Türkiye’nin bu hassas ülkesinde kalabilmesi için önce Mustafa Kemal’in gösterdiği hedefle, yurtta sulh dünyada sulh ilkesiyle toprak kazanma siyasetinden kesinlikle uzak durmalı, komşularıyla iyi geçinmelidir. Çevresinde güçlü devletler oluşturmalıdır. Onlarla savunma paktlarına girişmelidir. Ülke açık pazar hâline getirilmeli, herkes rahatlıkla girmeli ve çıkmalıdır. Tek taraflı olsa da vize ve pasaportta kolaylık sağlamalıdır. Gümrükler ve geçişler sıfırlanmalıdır. Saldırma ordusunun yerine güçlü savunma devleti olmalıdır. Ayrıca Türkiye süper güçler arasında dengeli ve tarafsız ilişkiler kurmalı, onlar arasında barışçı aracı olmalıdır. Toprak bakımından genişlememeli ama uygarlık bakımından da yine Mustafa Kemal’in gösterdiği hedefe, muasır medeniyetin fevkine çıkmalıdır. Dünyaya hizmet vermelidir. O taktirde Türkiye kendisi dünya tarafından kendiliğinden korunur. Geri kalırsa, varlığını ona buna sığınarak gerçekleştirirse, dünyanın düşmanlığı içinde varlığını sürdüremez. Parçalanarak bölüşülür.

 

2) Irkî Sorun

Açıklama:

Türkler tâ İskitler’den beri Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Cengizler, Osmanlılar olarak gerek Çin’i gerek Avrupa’yı almış ve asırlarca yönetmişlerdir. Bugün de 500 milyonluk nüfusları ile dünyaya yayılmış ve din birliğini de sağlamışlardır. Bu durum dünyanın süper güçlerini rahatsız etmekte, eski istila hevesliliğini gösterebilir diyerek ülkemize düşmanlık yapmaktadırlar. Ülkemizin geri kalması için birleşmektedirler.

Çözüm:

Türkiye yurtta sulh cihanda sulh ilkesine dünyayı inandırılmalıdır. Ayrıca ülke dışındaki Türkleri de inandırmalıdır. Türkiye 500 milyon insanı besleyecek coğrafi imkana sahiptir. Dünyadaki bütün Türkler Türkiye’ye gelse Türkiye hepsini barındırabilir. Bunun için “konuk vatandaşlık” statüsü çıkarılmalıdır. Türk asıllı olan veya Türk asıllı olduğunu kabul eden halklar Türkiye’ye vizesiz geçebilmeli ve onlara konuk vatandaşlık statüsü verilmelidir. Türkiye’de iş edinip çalışabilmelidir. Sadece sosyal güvenlikleri olmamalıdır. Türkçe öğrenir askerlik de yaparlarsa vatandaş yapılmalıdır. Türk soyundan gelenler bulunduğu ülkelerde bağımsızlıklardan vazgeçmelidir. Bunlar Türkiye ile o ülkeler arasında barış elçileri olmalıdır. Bulundukları ülkede bağımsızlık sorunu çıkaranlar Türkiye’ye kabul edilmemelidir. Bu sorun Türkiye’nin lehine çevrilebilir.

 

3) Dinî Sorun

Açıklama:

Türkiye Müslüman ülkedir. Türkler bin yıldır İslâmiyet’i dünyaya yaymışlardır. Rusya’ya, Çin’e, Hindistan’a, Güney Doğu’ya da İslâmiyet’i Türkler götürdüler. Türkiye yine İslâm istilâsına girişebilir. Tüm İslâm ülkelerini arkasına alarak dünyayı tekrar din savaşlarına götürebilir. Bu sebeple Hıristiyanlar, Yahudiler ve Budistler işbirliği içinde İslâm âlemine ve dolayısıyla onların başı olabilecek Türkiye’ye birlikte düşmanlık yapmaktadır. Türkiye lâiklikle bu sorunu çözememiştir. Çünkü halkı Müslüman kalmaktadır.

Çözüm:

Türkiye “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası”nı kabul etmelidir. Türkiye’de değişik ırk ve dinler siteler kurabilmelidir. Yerinden yönetimle bu siteler tamamen iç işlerinde bağımsız olmalıdır. Dünyadaki bütün dinlere Türkiye’de dinî merkezler kurdurulmalıdır. Dinler arası ilişkiler ve anlaşmalara imkan vermelidir. Dinler müsbet ilmin hakemliğinde birbirine yaklaşmalı ve birlikte ahlâksızlıkla savaşmalıdır. Kur’an’ın böyle bir dinler anlayışına sahip olduğuna önce biz inanmalıyız. Sonra da dünyaya anlatmalıyız. Samimi olarak lâikliği benimsemeliyiz. Ateizme de o lâiklik içinde yer vermeliyiz. Dünya gerçek lâikliği Kur’an’dan, bizden öğrenmeli ki bize düşmanlığı kalmasın. Tarihte bu hususta müsbet diplomaya sahibiz. Konuk vatandaşlık bu konuda da sorunumuzu çözecektir.

 

4) Tarihî Sorun   

Açıklama:

Avrupa bugünkü uygarlığını Endülüs Devleti ile Osmanlı Devleti’ne borçludur. Bin yıl önce Endülüs’ten gelen İslâmî tesirler Avrupa’yı uyandırmıştır. Endülüs’ten yararlandıktan sonra onu yenerek tasfiye etti. Osmanlılarla ise son 500 yıldır uğraşmaktadır. Osmanlı Avrupa’da bugünkü Amerika gibi tek süper güç idi. I. Cihan Savaşı’nda bu gücü kaybetmiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması önlenememiştir. Şimdi Avrupa Endülüs gibi Türkiye’yi ortadan kaldırma çabası içindedir. Türkiye’yi parçalamayı hedeflemiştir. Avrupa Birliği’ne alıp almama ile oyalıyor. Maksadı gafil avlayıp yutmaktır.

Çözüm:

Türkiye bunu karşılamak için güçlü komşu devletler oluşturmalı, onlarla barış içinde olmalı, Türkiye’yi açık ülke hâline getirmeli, güçlü ordu bulundurmalı, muasır uygarlığın üstüne çıkmalıdır. Türkiye hemen Kur’an’ın gösterdiği “İnsanlık Anayasası” yapısını tesis etmelidir. Bu anayasa yurtta sulhu yerinde yönetimde, cihanda sulhu da küreselleşmede görmektedir.

 

5) Bağımsızlık Sorunu

Açıklama:

Türkiye Devleti İstiklâl Savaşı’nı bağımsızlık için yapmıştır. Anayasasında, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir denmektedir. Oysa 1950’den sonra Türkiye politikasını değiştirmiş, hakimiyet-i milliye ve kuvva-yı milliye ilkelerini askıya alarak bağımsızlığını feda etmeye başlamıştır. Avrupa’nın bir vilayeti olmaya itilmektedir. Böylece Türkiye çelişki içindedir. Bu iç ve dış dengesini bozmaktadır.

Çözüm:

Bu sorun “İnsanlık Anayasası”nda çözülmüştür. Bunun çözümü yerinden yönetim ve uluslararası silahlı güçlere katılmamadır. Türkiye NATO’dan çekilmelidir. Uluslararası güçlerin oluşmasına muhalefet etmelidir. Uluslararası barış ilişkileri Birleşmiş Milletler’e bırakılmalıdır. Uluslararası hakemlerden oluşan yargı oluşturulmalıdır. Dünya barışı bunlarca korunmalıdır. Türkiye’nin iç işlerinde Birleşmiş Milletler’in kararları etkisiz olmalıdır. Yerinden yönetim demek, merkezî kararların taşrayı bağlamaması demektir. Bu devletler için geçerli olduğu gibi; bir devlet içinde yerel yönetimler için de geçerli olacaktır. Hâsılı, Türkiye iç işlerinde kayıtsız şartsız bağımsız olacak, uluslararası işlerde hakemlerden oluşan tarafsız ve bağımsız yargıya kayıtsız şartsız bağımlı olacaktır.

 

6) ABD Sorunu

Açıklama:

Amerika’daki sömürü sermayesi dünyayı tek kutuplu olarak yönetmek istemektedir. Silahlı güç olarak da ABD’nin ordusunu kullanmaktadır. O da dost ülkelerin ordularını para karşılığı savaştırma niyetinde. Türkiye’yi komşularla savaştırmaya zorlamaktadır. İkinci Cihan savaşı’ndan beri ABD ile ortak hareket eden Türkiye Amerika’nın baskısına dayanamamaktadır. Oysa bu Türkiye’nin komşuları ile boğuşmaya başlaması ve Ortadoğu’yu sürekli kana boğması demektir.

Çözüm:

Türkiye dış siyasette sadece barışta ABD’yi desteklemelidir. Onu güçlendirmelidir. Savaşlarda ise Türkiye onu serbest bırakmalıdır. Ne onu desteklemeli, ne de karşı çıkmalıdır. Üslerini kullandırmamalıdır. ABD Türkiye’yi savaşa zorlarsa karşı çıkmalı, korkmadan kendisine karşı savaşmaya hazır olmalıdır. Amerika Türkiye’yi bombalayabilir, ama Amerika Türkiye’ye gelemez. Böyle bir hareket onu çökertir. Süper güç olma özelliği biter.

 

7) AB Sorun

Açıklama:

Türkiye AB’ye giremez. Avrupa’ya yabancıdır. Uyum olmaz. Orada azınlık olarak asimile olur. Avrupa’da kişisel ahlâk bozuktur, kendi ahlâkı da bozulur. Batı sermayesi gelir, halkını da getirir ve sonunda Türk halkı Türkiye’den göç etmek zorunda kalır. İstiklâl Savaşı ile kazanılmış Türkiye teslim edilmiş olur. Batı da Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne almaz. Yabancıyı alıp hazmedemeyebilir. Türklerin sosyal ahlâkı bozuktur, Türkler Avrupa’nın ahlâkını bozabilir. Türkler Müslümandır. Dinleri Hıristiyanlardan üstündür. Dinî bütünlüğünü bozar. Türkler doğurgan genç nüfusa sahiptir. Avrupa işyerlerine hakim olabilir. 200 milyar dolarlık borçlu ülkeyi Avrupa ne yapacaktır? Bizleri oyalıyorlar.

Çözüm

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi dünya dengesini de bozar. Dünya yeni uygarlığa gidiyor. İslâm Uygarlığı ile Batı Uygarlığı’nı sentez eden bir devlete muhtaçtır. Dünyada buna bugün tek aday adayı vardır, o da Türkiye’dir. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi Avrupa’ya, Türkiye’ye ve dünyaya zarardır. Türkiye Avrupa ile dost olmalıdır. Asya ile Avrupa arasında dengeli barış aracısı olmalıdır. AB’ye girmemeli ama onunla çok yakın dostluk ilişkisini de kumralıdır. Bu ABD için de doğru olanıdır.

 

8) İsrail Sorunu

Açıklama:

Yahudi sermayesi 500 yıldır dünyada etkindir. Son hedefi sermayeye dayalı tek kutuplu tek yönetimi dünyaya tesir etmektir. Bunun için 1897’deki Bazel Siyonizm Kongresi’ndeki plana göre I. Cihan Savaşı çıkarılmış, Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış ve geçici olarak ateist Türkiye Devleti kurulmuştur. II. Cihan Savaşı çıkarılarak İsrail Devleti’nin kurulmasına imkan vermiştir. Şimdi hedefi Türkiye’yi yıkmak, yerine Pontus, Bizans ve İsrail imparatorluğu kurmaktır. Türkiye’yi yıkmak için Türkiye’de iç savaşlar çıkarmakta, komşularla savaştırmaya çalışmaktadır. ABD’nin baskısı ile Türkiye’ye dost görünmek zorunda kalmaktadır.

Çözüm:

İsrail Devleti’ne Batı Şeria ve Gazze verilmelidir. İsrail Devleti varolacaksa o topraklar onun olmalıdır. Kesin sınırlar tespit edilmeli ve Ortadoğu ülkeleri tarafından bu sınırlar garantiye alınmalıdır. Müslüman ülkeleri tarafından finanse edilerek Arabistan çölünün içinde modern bir Müslüman Filistin Devleti kurulmalıdır. Yurtsuz Müslümanlar buraya göç edebilmelidir. İsrail bağımsız olarak yeteri kadar topraklara sahip ülke hâline getirilmelidir. Ondan sonra yine de taşkınlıklar yaparsa, Ortadoğu ülkeleri bir olup orasını işgal etmelidirler. Türkiye her iki tarafa garantör olmalıdır. Tüm anlaşmazlıklar hakemler yoluyla çözülmelidir.

 

9) Rusya Sorunu

Açıklama:

Doğu Avrupa İskitlerin ülkesidir. İskitler Moğollarla Germenlerin karışımı bir topluluktur. Türkler ve Slavlar bunlardan türemiştir. Tarih boyunca birlikte yaşadılar. Karıştılar, evlendiler. Bin yıl evvel Türkler Müslümanlığı kabul ettikten sonra Slavlar da Hıristiyan oldular. İktidar zaman zaman Slavların, zaman zaman Türklerin eline geçmiştir. Son asırlarda Ruslar hakim olmuşlardır. Türkiye Ruslar için bir çıbandır. Halkı Türkiye’ye güvenerek isyan etmektedir. Bu sebeple o da Türk düşmanlığını yapmaktadır.

Çözüm:

III. bin yıla girerken savaşları sürdürürsek iki taraf da eriyip gider. İstersek biz barış içinde yerinden yönetimli nisbî temsilli yönetimleri kurarak savaşsız bin yıllık uygarlığı ortak olarak oluştururuz. Bunun için ilk şart Rusya’da bulunan Müslümanların bağımsızlık iddialarından vazgeçmeleridir. Göç etsinler, ama bulundukları yerlerde devlete karşı çıkmasınlar. Türkiye Rusya ve Ortadoğu ülkeleri ile bir birlik kurabilir. Türkiye AB’ye gireceğine, Orta Kıta ülkelerini oluşturma çabası içinde olabilir. Batı- İslâm sentezini kolayca yapabiliriz.

 

10- Çin Sorunu   

Açıklama:

Çin dünyanın dörtte bir nüfusuna sahiptir. Ülkesi içinde 30 milyona yakın Müslüman Türk vardır. Ayrıca 270 milyon Müslüman Çinli vardır. Bunların soyu da Türk’tür. Bu husus Çin’i  rahatsız etmektedir. Bu sebeple uluslararası siyasette Türkiye aleyhinde görüntü vermektedir. Sömürü sermayesi bir taraftan Müslümanları Rus, Çin ve Hintlilere karşı kışkırtmakta, sonra onları Müslümanlara saldırtarak İslamiyet’i sindirmektedir. Türkler de aynı kategori içinde yedeğe alınmaktadır.

Çözüm:

Türkiye Çin ile yakın ilişkiler kurmuştur. Çin’deki  Müslümanlara gerçekleri anlatmalıdır. Gelecekte dünya ancak Çin’in dengelemesi ile sömürü sermayesinden kurtulabilecektir. Bu sorunun en uygun çözümü Çin’den Türkiye’nin konuk vatandaş yoluyla işçi ithal etmesi ve onlar aracılığı ile dostluk kurulmasıdır. Müslümanların toprakları çok geniş, isterlerse oralara hicret edebilirler. Ama orada kalacaklarsa devletlerine sadık olmalıdırlar. İslamiyet de bunu emreder.

Sonuç olarak Türkiye silahı ile değil, siyaseti ile barışı öğretmelidir. Kendisi de bu barış içinde yaşamalıdır. Kur’an’ın bize emrettiği budur.   

 

 

 



© 2024 - Akevler