'Diyanet’e sormak laikliğe aykırı' ise... – 05.11.2010
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’na önemli bir soru sormuştum biliyorsunuz; ortaya çıkarak daha önce yaptığı konuşmaların aksine “türban takmanın din emri olduğu ve bunun aksini düşünenlerin kör ve sağır olması gerektiği” benzeri laflar ettiğinde, böylece kadınları ‘türban takan dindar, takmayan değildir’ gibi yanlış sınıflamalara sokan siyasetçilere destek verdiğinde” sorulan bir soruydu.
Ona ‘türbanın dayandırıldığı Nur Suresi ile çarşaf benzeri bir örtünün tarif edildiği Ahzap Suresi’nde ilgili ayetlerdeki ifade birbirinin aynı, buna göre eğer türbanın dini vecibe olduğunu savunuyorsanız çarşafı da aynı şekilde savunuyor musunuz’ demiştim ve bu herkesin anlaması açısından cevaplanması gereken bir soruydu. Bardakoğlu, Müslüman kadınlar arasında ayırım yapabildiği gibi köşe yazarları arasında da ayırım yapıyor olmalı ki bazı yazarları arayıp “bizi sen de anlamazsan kim anlayacak” diyerek açıklama yaparken (sadece bu lafı ayrı bir yazı konusu olabilir, neden birileri onu daha iyi anlamak durumunda mesela) bu soruyu cevaplamadı. Oysa türbanın serbest olduğu Arap ülkelerinin üniversitelerinde uzun süredir “çarşaf da serbest olmalı” tartışması yaşanıyor ama yapmadı. Unutmadan, unutturmadan bekliyoruz açıklamasını...
Eğer Nur ve Ahzap surelerinde olduğu gibi; bir surenin inme nedenleri, tavsiye niteliğinde veya emir niteliğinde oluşu göz önüne alınmıyorsa “kadınları evlerinden çıkarmayın” diyen surelere de ne kastettiğine bakılmadan hemen uyulmalı mı, bunları da açıklamalı, sonunda “kadının dindarlığı”na laf söylenmektedir, üzerinde durulması gerekiyor çünkü bu sınıflamaların daha acımasızca yapıldığını gördük, gelecekte de göreceğiz. Şimdiden herkes bilsin değil mi?
Her ne kadar Kur’an “oku, sana gerekli her bilgi burada mevcut” diyorsa da madem ki Diyanet açıklamalıymış bunları da açıklasın.
Ali Bardakoğlu son konuşmasında “Yasa düzenlemelerini Diyanet’e sormak laikliğe aykırıdır” demiş. “Atatürk’ün gösterdiği önemi kimseden görmedik, onun için resepsiyonlara katılmıyorum” demiş, “Diyanet olarak siyasetin dışında kalmayı başardık” demiş. Son haftalarda iki partinin “okullarda türban”la ilgili tartışmaları sırasında yaptığı açıklamalar siyasetin dışında kalmadığını, kesinlikle bir partiye destek vermekte olduğunu göstermişti bu bir. Yasa düzenlemelerini Diyanet’e sormak laikliğe aykırı ise AİHM’nin kararını beğenmeyerek “ulemaya sorsunlar” diyen Başbakan’a bunu o zaman halkın önünde neden anlatmamış ve yanılmalarına yardımcı olmuştu, bu iki... Ve eğer yasa düzenlemelerinde görüş almak laikliğe aykırı ise kısa süre önce “imamların görevinin camiyle sınırlı olmayıp hayatın her alanında toplumda kanaat önderliği yapmaları gerektiğini” söylediği konuşması laikliğe aykırı değil midir, bu da üç... Bir öyle, bir böyle açıklamalarla milletin kafası iyice bulandırıldı, gerçek hangisidir öğrenebilir miyiz artık?
Yorum:
Arkadaşlar yeni yazarım bu. Daha önceleri biraz okumuştum ve Tv’de izlemiştim. Az-çok bir fikrim var ama çok da araştırmadım. Yorumlamak için ilk okuduğum yazısı buydu ve bunu yorumladım. Fikirlerinizi rica ediyorum. Saygılar
Gerçek Ortada
Ali Bardakoğlu’nun yazara cevap vermeyişi, yazarın anlamayacağını düşünse bile doğru değil. Nitekim Kur’an’ın doğrularını herkese bıkmadan ve usanmadan anlatmak gerekir.
Türbanın dini bir vecibe olduğu ayetlerle açıktır. Yalnız ayetler kadınları dindar ve dindar olmayanlar diye ayırmıyor. Kaldı ki ayrılacak olursa da Müslüman ve mümin diye ayrılabilir. Çünkü türban siyasi bir simgedir. Ayrıca ayetler o kadar açık ki, çarşafın zorunluluğu fikrini çıkarmak uygun bir anlam ifade etmez. Ayetlerin daha detaylı tefsirine Akevler 186. Kur’an Seminerine bakabilirler.