28 Ağustos 2010
İslâm dininin tariflerinden biri de şudur: "İslâm çok önemli ve hayatî gerçekleri, çok önemli müjdeleri ve çok önemli uyarıları insanlara bildiren dindir."
* Gerçekler: İnsan yaratılmıştır, onun bir Yaratıcısı vardır. İnsanları Kendisine kulluk etmesi için yaratmıştır. İnsan dünya hayatındaki yaptıklarından dolayı hesap verecek, karşılık görecektir. Dünya hayatı bir sınavdır. Dünyayı sorumsuzca eğlenme, oyalanma, kendini aldatma yeri olarak görenlerin zararı büyük olacaktır.
* Müjdeler: Allaha ve Resulüne iman ve itaat edenlere, yeryüzü hayatında iyi, doğru, güzel, sâlih işler işleyenlere ebedî mutluluk ve Cennet nimetleri verilecektir.
* Uyarı ve korkutmalar: Allaha karşı gelenler, O'na isyan edenler, kötülük yapanlar, küfre ve inkâra sapanlar, adaletten ayrılanlar, zulmedenler, yeryüzünde fesat çıkartanlar Cehenneme atılacaklar ve orada, yaptıklarından dolayı azap ve çile çekeceklerdir. Müşriklerin ve kâfirlerin azapları ebedî olacak, Cehennemde devamlı kalacaklardır.
* İslâm'ın faydaları: Gerçek ve olgun Müslüman iki büyük neş'e sahibidir: Dünya neş'esi, âhiret neş'esi... Dünya işleri iyi, gerçek, olgun Müslümanların elinde olursa adalet, faydalı ilim, irfan, hikmet, barış hâkim olur. Yeryüzünde insan boyutlarına uygun bir medeniyet ve hayat nizamı olur, insanlık Yaratan'ın rızasına uygun bir yolda ilerler.
Böyle olabilmesi için şu şartlar lazımdır:
1. İnsanlar iman edecekler.
2. Bu imanları, Kur'âna ve Sünnete uygun sahih bir iman olacak.
3. İslâm doğru şekilde anlaşılacak, öğrenilecek, yorumlanacak.
4. Din ve dünya işleri âlim, ârif, fâzıl, bilge, vasıflı, güçlü, üstün gerçek Müslümanların elinde olacak.
5. Allahın Resulü (Salat ve selâm olsun ona) en güzel örnek ve model kabul edilecek.
Müslümanların âlimleri, fakihleri, kültür sahipleri, bilgeleri var güçleriyle insanlık âlemine İslâmî gerçekleri, İslâmî müjdeleri, İslâmî uyarıları bildirmekle yükümlüdür.
Şu anda ülkemizde ve bütün insanlık âleminde korkunç bozukluklar, fitneler, fesatlar, azgınlıklar, gafletler, zulümler müşahede edilmektedir (gözlemlenmektedir).
Âlimler bunlarla mücadele etmezse vazifelerini yapmamış ve suçlu durumuna düşmüş olurlar.
Evet genel, yoğun, yaygın bir müjdeleme ve uyarma hareketi başlatılmalıdır. Bu hizmet, nasıl yapılması gerekiyorsa o şekilde doğru dürüst ve yerli yerinde yapılmalıdır.
Ta ki, insanlar iman edip iyi işler işleyenlere yapılan müjdeleri bilsinler; küfr ve inkâr edip kötülük yapanları bekleyen dehşetli azap ve cezadan da haberdar olsun.
Eski Ramazan pideleri ne lezzetli olurdu... Eski kahveler mis gibi kokardı... Sarı Hâfız ne güzel okuyor... Süper Zenginler Konfederasyonunun (SZK) iftarı muhteşem mi muhteşem oldu edebiyatlarını bırakalım ve müjdelere, uyarılara kulak verelim.
Bu gece Kitap Fuarındayım
Bu gece saat 21'den 23'e kadar Beyazıt'taki kitap fuarında BEDİR Yayınevi standında bulunacağım.
Yazının devamı için tıklayınız.
Yorum:
Yazara katılıyorum. İslam âlimleri bir araya gelip şu anki bozuk düzenden nasıl kurtuluruz bunu Kuran’dan araştırıp bulmalılar ve bunu da devlet büyüklerimiz dinlemeli ve uygulamaya geçirmeye çalışmalıdırlar.
Geçenler de televizyon programının birinde Başbakanımız konuşuyordu. Dikkatimi çenen şey örnekleri hep Avrupa ülkelerinden vermesi olmuştu. Sanki Avrupa düzeninin çok iyi çalışıyor da oradan örnekler veriliyordu. Bence bunun yerine Kuran’a bakmalı ve oradan çözümler bulunmalı diye düşünüyorum.
Âlimler görevini yapmış olsa dahi onları dinleyen devlet büyüklerimiz yok diye düşünüyorum. Eskiden padişahın yanında bir şeyhülislam mutlaka var olduklarını ve onlarsız hiçbir işe başlamadıklarını biliyoruz. Bir gün devlet büyüklerimiz âlimlerimizi dinlemesi umuduyla…