Hedef ambargoyu kaldırmak
1334 Okunma, 0 Yorum
Hayrettin Karaman - Yeni Şafak
Hilmi Altın

Hayrettin Karaman, hkaraman@yenisafak.com.tr, 04 Haziran 2010 Cuma, Hedef ambargoyu kaldırmak

…Meclis, ittifakla bir bildiri neşretti. Hem ittifak hem de bildirinin içeriği ümit verici, altına imza atmamak mümkün değil.

Meclis ve hükümet kendilerine düşeni yaparken halk olarak bizim de yapacaklarımız vardır.

Önce hedefi belirlemek gerekiyor ve hedefimiz, yalnızca yapılan çirkin, haksız, hukuksuz saldırının hesabını sormak ve kapatmak olmamalıdır; hedefimiz –uzun vadede adil ve kalıcı bir barış olmakla beraber kısa vadede- Gazze'ye uygulanan ambargonun kalkması olmalı ve eylemlerimiz bu hedef gerçekleşinceye kadar kesintisiz devam etmelidir.

Neler yapılabilir?

Bu sorunun cevabı, sivil toplum örgütlerinin birlikte yapacakları danışma toplantılarında müzakere edilerek verilmelidir.

Bu defa İsrail –her zamankinden daha ziyade- haddi aştığı ve kırka yakın ülkenin vatandaşlarına da saldırdığı için bu ülkelerle ve destek veren diğer ülkelerle –resmi olanın yanında- sivil birliktelikler sağlanmalı, …

Askeri ve siyasi tedbirler yanında halkın gönüllü katkısı ile gerçekleşmesi mümkün olan ve etkisi de kesin bulunan bir tedbir de ekonomik ve ticaridir. Ülkemizde ve destekleyecek olan diğer ülkelerde İsrail ile ve İsrail mallarına yönelik bütün alışverişler gözden geçirilmeli… 

Mısır'ın kapalı tuttuğu ve şu günlerde geçici olarak açtığı Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı bundan sonra asla kapatılmamalı, eğer kapatırsa Mısır hükümetine karşı sivil ve resmi baskı uygulanmalı, kapıyı kontrol konusunda İsrail ile yapılan anlaşma uygulanmamalı, kontrol Mısır'ın elinde olmalıdır. ABD'nin Mısır'a büyük ölçüde yardım yaptığını ve bu yardım yüzünden –açık veya kapalı yollardan- iç işlerine müdahale ettiğini, karar alma yetkisini sınırladığını biliyoruz. Eğer Mısır yardıma muhtaç ise zengin İslam ülkeleri ne güne duruyorlar ve bir kardeş ülkeyi –meşhur ifadesiyle- elin gavuruna muhtaç halde bırakıyorlar?!

Yazının tamamı için bakınız: http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=22605&y=HayrettinKaraman

 

YORUM:

İsrail sorununu dört açıdan incelemek gerekir.

İlki,  İsrail’in yönlendiricisi tekel sermeye sahipleri açısından,

İkincisi, tekel sermayeden bir şekilde (sermayeden yararlanma, yönetime gelme veya yönetimde kalma, semirme, sömürmeye aracı olma v.b menfaat sağlayanlar) beslenen yandaşlar bakımından.

Üçüncüsü, Tekel sermayenin kullandığı İsrail halkı bakımından,

Dördüncüsü, Genel olarak dünya insanları bakımından

 

Sorunların kaynağı, kendi menfaatlerinin sürekli kılmak adına dünyayı sömüren tekel sermayesidir. Tekel sermeyesi dünyayı planlarken adalete, insanların ihtiyaçlarına, hakka göre değil tek yönlü çıkara, ezmeye göre planlamaktadır.  Bilgiyi kullanarak faiz, silah kıskacı ile dünyayı sömürmektedir. Evrensel kurallar gereği tekel sermayeye ihtiyaç azalmıştır. Bu gelişme tekel sermayesini telaşa düşürmüştür. Yeni dönemde sömürü ve zulmün etkinliği azalacaktır. Bu gelişmeden haberdar olan tekel sermayesi ömrünü uzatmak için çırpınmaktadır.

İkinci grupta olan tekel sermayeden beslenen aracı kurumlar, aktarma istasyonları, tekel sermayesinin siyasi, ekonomik, dini, ilmi temsilcileri artık eskisi kadar tekel sermayesine güvenmemektedirler. Çünkü tekel sermayesi eskisi kadar onları korumamakta veya koruyamamaktadır. Bu gelişmeler aracı sömürücü kurumların tekel sermayesine karşı yeni bir duruş oluşturmalarına olanak sağlamıştır. Eskisi gibi her dediklerini yapmamaktadırlar. Eskisi kadar ihtiyaçları kalmamıştır. Onların aracılığı, desteği v.b bir takım olanakları ile bir yerlere gelenlerin başına bir şey geldiğinde tekel sermayesi sahip çıkmadığı gibi konuşmalarını önlemek için tekel sermeyesi onları tekmelemekte, rezil etmekte hatta Irak’ta öldüğü gibi yok etmektedir.  Saddam’ın başına gelenler herkese örnek olmuştur.

 

Üçüncü grup olan İsrail halkı da son dönemde Tekel sermayesinin kendilerini kullandığını iyice fark etmiştir. Daha doğrusu fark ettiğini artık hissettirmeye başlamıştır. Tekel sermayesi de İsrail halkının başını sürekli belaya sokarak onların sağlıklı düşünmelerini önlemektedir. Hatta dinlemezseniz İsrail’de aç kalırsınız diyerek tehdit etmektedir. İsrail halkı tekel sermayesinin oyunları ile birçok ülkeden kovdurulan Yahudi halkı şimdi de yerleştikleri İsrail de tekel sermayesini yönlendiren Yahudi üst sınıfı ile sıkıntı içindedir. Bu süreçte İsrail halkına, Yahudilere tüm dünya insanları doğru davrandıkları sürece sahip çıkacakların, koruyacaklarını hissettirmelidir.

 

Gelelim dördüncü grup olan genel dünya insanları,  onlar da yeni döneme geçme hazırlıklarına başlamışlardır. Artık tekel sermayesinden eskisi kadar korkmamaktadır. Ancak henüz yeni döneme tam hazır değiller. Hala çatışma kafası ile düşünmekte ve çözüm üretmeye çalışmaktadırlar. Ben bu yazıyı yazarken bile çatışma kafasından kurtulamadığımı fark ediyorum. Eee kolay değil yüzlerce hatta binlerce yıllık çatışma kafasının mirası bizi epeyce etkilemiştir.  Çatışma kafası savunma, hakkını hukukla ve meşru savaşla değil saldırı ile almaya çalışan kafadır. Örneğin İsrail’in kendi yerlerini kendisine vermek gerekmektedir. Onlar gibi taşkınlık yapıp hakkı olan yerlerini de ellerinden almaya çalışmak çatışma ortamı yaratmaktır. Tekel sermeyesi dünya insanlarını kurulan örgütleri yanlış yönlendirerek Tevrat’ta sınırları sayılan yerleri bile vermeme yönünde yanlış ve zayıf örgütleyerek Yahudilerin hakkı olan yerleri ellerinden alınacağı havası oluşturarak çatışma zemini hazırlamaktadır. Buna ek olarak Yahudilere ait olmayan yerleri de Yahudilerin hakkı imiş gibi göstermeye çalışan tekel sermeyesi Yahudi halkını da ateşe itmektedir.

 

Çözüm neler olabilir konusunda Hayrettin Karaman’a katılıyorum. Tüm sivil oluşumlar sivil çözüm üretme, tüm siyasi partileri siyasi çözüm üretme, tüm üniversiteler bilimsel çözüm üretme, tüm ekonomik örgütler ekonomik çözümler üretme, tüm dini /ahlaki kuruluşlar ahlaki çözüm üretme konusunda ortak çalışma başlatmalıdırlar. Bu ortak çalışmalarda bütün görüş grupları temsil edilmelidir. Bu arada bu ortak çalışmalarda Akevler de temsil edilmelidir.

 

Son günlerde Gazze’ye giden insanı yardımlar konusunda yaşanan sorunların en önemli sorumlusu Tekel sermayesidir. Tekel sermeyesi üst sınıf Yahudilerden oluşan grubun çatışma, İsrail halkını zor durumda bırakma planıdır. Filistin’i ezme, Türkiye ve İran başta olmak üzere tarafları oluşturma, germe ve yanlış yaptırma planıdır. Yanlışlarını tüm dünyanın görmesi sürecinde Türkiye’nin acelecilikle, hırsla hukuku atlaması için çıkarılmıştır.  Ancak Türkiye bu sorunlu süreci eksik ve kısmen hatalı da olsa iyi götürmektedir.  Türkiye bu süreci tarafların seçeceği birer hakem ve bu hakemlerin seçeceği başhakeme dayalı hukuk süreci ile çözmeye çalışmalıdır. Diğer seçeneklerde tekel sermeyesi her zaman hile yapabilir.

 

 

 

Hilmi Altın






Sayı: 52 | Tarih: 6.06.2010
Mahir Kaynak
Siyasî sonuçlar
1863 Okunma
17 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Boşuna ölmediler
1478 Okunma
4 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Kapitalizm çöküyor...
1452 Okunma
9 Yorum
Ilker Ardic
Hayrettin Karaman
Hedef ambargoyu kaldırmak
1334 Okunma
Hilmi Altın
Toktamış Ateş
Mavi Marmara
1291 Okunma
Osman Eskicioğlu
Ruşen Çakır
Mavi Marmara İskenderun Limanı’na uğradı mı?
1210 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Bu İşin Sonu Üçüncü Dünya Savaşıdır
1179 Okunma
Emine Hocaoğlu
Derya Sazak
Gülenin uyarısı
1177 Okunma
Serdar Turan
Ebubekir Sifil
Halk İradesi Mi? Sivil Toplum Mu?
1171 Okunma
Zafer Kafkas
Fikret Bila
İsrail Kaybetti
1167 Okunma
Harun Özdemir
Dücane Cündioğlu
Gazze'nin Ekonomi Politiği
1161 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Reşat Nuri Erol
Kapitalizm çöküyor...
1156 Okunma
Ilker Ardic
Zülfü Livaneli
Kriz
1148 Okunma
Ali Bülent Dilek
Oktay Ekşi
Yalnızlaşıyor
1086 Okunma
Vahap Alma


© 2024 - Akevler