İftiralar yıldıramadı – 06.05.2010
iSMET İnönü gibi “iktidar”ın en üst noktalarında uzun süre kalmış, sonra “Demokrasiyi bu ülkeye ben getireceğim” iddiasıyla yola çıkıp, samimiyetini “serbest seçimle iktidardan ayrılarak” ispat etmiş, ardından 23 yıl boyunca her türlü iftirayı çürütmüş bir “milli kahramanı” savunmaya ihtiyaç duyacağımızı düşünmüyorduk.
Çünkü hem hukuk hem de tarih önünde vermediği hiçbir hesabı kalmadığını biliyorduk.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendisini “Hitler mukallidi” (Hitler'e özenip onu taklit eden kişi) olarak nitelendirmesi sayesinde iki gerçeği gördük:
1) İnönü kendi gerçeklerini belli ki hala bazı kafalara sokamamış.
2) İnönü 37 yıldır aramızda olmadığı için yeni kuşaklar onu hiç öğrenmemiş.
Yorum:
İnönü’nün Kahramanlıkları
- Lozan görüşmelerine katılması.
Lozan görüşmelerine katılan ABD Müşahidi John Grew "Bir Amerikan Elçisinin Hâtıraları" adlı kitabında Lozan konferansındaki İsmet İnönü hakkında şunları yazmış."Tarih 18 Ocak 1923. Bu akşam Türkler ilk olarak sarayda büyük bir akşam ziyafeti verdiler. Child ve ben ziyafetin sonuna kadar kaldık sonra gitmek istediğimizde İsmet ikimizin de ellerinden tutarak engel oldu ve bizi bitişikteki odaya çekti. İçki getirtti. Peşi peşine o kadar hızlı ve düzenli şerefimize kadeh kaldırıyordu ki, kendisine ayak uydurmaya imkân bulamıyordum. Her kadehten sonra elini dizine koyup arkaya doğru yaslanıyor. Ve incir çekirdeğini doldurmaz lâflar ediyordu. İyi bir akşam yemeği sırasında Türklerin söyledikleri hiçbir söze fazla önem vermemek gerek. Nitekim başka bir yerden duyduğuma göre İsmet, yine iyi bir şampanyanın keyiflendirici etkisi altında Curzon'a İngilizlerin Musul'u elde tutmalarında hiçbir sakınca görmediklerini 3 kere söylemiş"
- Atatürk’ün İstanbul’daki cenaze törenine katılmaması.
- Kazım Karabekir ve Rauf Orbay ile beraber Wilson Prensipleri Cemiyetinin amaçlarından olan ABD mandacılığını istemek.
- Mason localarını açtırması ve ülkeyi NATO kıskacına kaptırması.
- Ezanın Türkçe olarak okunması.
- Kuran kurslarının kapatılması.
- Atatürk'ün silah arkadaşlarına sahip çıkmaması.
- Erzincan depremin de yardım ulaştıracağına, Erzincan'a kendi heykelini diktirmesi.
- Devlet dairelerinde kendi resminin asılmasını istemesi ve Türk Lirası’na resminin bastırılması.
- İkinci dünya savaşı sonrası 12 Adalar’ın Yunanlılara bırakılması…
Yapılan yorumların muteber olması, bilgilerin gerçeklik düzeyine bağlıdır. Bir insana kusursuzluk atfedilmesi mantık dışı olmakla beraber, ulaşılmak istenen amacın dışında kürek sallamaktır.