- Siyasî analiz yapılırken ortaya atılan iddiaların doğru ya da yanlış olması değil yaratacağı sonuçlar önem kazanır. Son günlerde ortaya çıkan tablo siyasette bir belirsizlik dönemine girdiğimizi gösteriyor.
- Halkın heyecana gelip fevrî hareketten yararlanmak isteyenler son günlerde gerçek veya yalan haberleri ortaya atarlar. Tecrübesiz topluluklar bu haberlere ortaya atanların istedikleri hareketleri yaparlar. Baykal’a 7 sene önceki bir olayı bugün ortaya atarak onu devre dışı edeceklerini sananlar yanılıyorlar. Türk Milleti büyük devletler kurmuş bir topluluktur. Böyle basit hareketlerle onu heyecana getiremezler. Önce Baykal kanunen bir suç işlememiştir. Çünkü davacısı yoktur. Zaten son yoruma göre zina suç sayılmıyor. Olsa olsa dînen günah işlemiştir. Onu sorgulamak bize düşmez. Baykal zaten ben iyi bir Müslümanım demiyor. Bundan sonra olabilir. Eski yaptıklarından sorumlu olmaz.
- Anayasada yapılan değişikliklerde parti kapatmaları zorlaştıran maddenin düşmesi önceden planlanmamış, olayların doğal akışının bir sonucu mudur yoksa bir projenin parçası mıdır? Bunların arka planında bir gücün olduğunu söylerseniz komploculukla itham edilirsiniz ama tabloyu bir bütün halinde gördüğümüz zaman belirsizliklerin egemen olduğu bir sürece sürüklendiğimiz gözlenmektedir.
- Anayasanın değiştirilmesi komployu kuranların tezgâhıdır. Ak Parti’yi korkutarak Ak Parti’nin de aleyhinde olan maddeleri Meclis’den geçirdiler. Ak Parti şuursuzca onların oyununa geldi. Ne var ki endişe edecek bir şey yok. Türkiye’de hukuk değil güç egemendir. Kanun ne yazarsa yazsın. Mahkemeler bildiklerini okurlar. Silahlı güç onların yanındaysa dedikleri olur. Değilse silahlı gücün dediği olur.
- Siyasette belirleyici rol oynayan partilerin başında olan AK Parti için bir kapatma davası söz konusu olabilir mi? Böyle bir dava nasıl sonuçlanır? Bu sorunun cevabını ihtimaller hesabına göre verirsek böyle bir davanın açılabileceğini ve sonucun olumlu olmayacağını söyleyebiliriz.
- Ak Parti aleyhine dava açıldı. Kapatıldı. Müdahale edildi ve şimdi duruyor. Türkiye orduya dayanın bir devlettir. Ordu korumaktadır. Savaş meydanında kazanılanı kimse sokak oyunlarına teslim etmez. Askerleri ikna etmeden Türkiye’de hiç bir oyun muvaffak olmaz. Askeri ikna ettikten sonra da onu durduracak bir güç yoktur.
- Başka ilginç bir gelişme CHP için de bir operasyonun hazırlandığını gösteriyor. Deniz Baykal hakkında savunulması zor bir iddia kamuoyuna yansıtılıyor. Olayın kişisel olmayıp siyasi bir boyut içermesi, yani milletvekilliğinin uygunsuz ilişkilerle elde edildiğinin gösterilmesi siyasi sonuçlar yaratıyor.
- Baykal tecrübeli bir siyasetçidir. Tehlikeyi sezmiştir ki Diyanetin davetlisi olarak etkili konuşma yapmıştır. Tayyib’in ve Baykal’ın sıkıştırılması onları İslamiyet’e yaklaştıracaktır. Adil Düzen için çalışmalara başlayacaklardır umuyoruz.
- Bir kapatma davasıyla AK Parti’nin, söz konusu iddia ile CHP’nin liderleri siyaset dışına atılırsa belirleyici konumda olan iki parti başsız kalabilir. Şu anda MHP ve BDP’nin dışarıda kalması onların siyasi etkilerinin sınırlı olmasından kaynaklanıyor. Yeni bir oluşum olarak ortaya çıkanlar içinde DP de şu anda lidersiz sayılıyor ve genel başkanlarının emanetçi olduğu düşünülüyor.
- Türk Milleti oyunu verirken şuursuzca hareket etmez. Genel olarak Ordu’nun desteklediği hatta karşı olmadığı partiyi tercih eder. Seçimde tablo değişmeyecektir. Değişecek olsa bile MHP’nin lehine değişecektir. Çünkü Ordu’nun karşı olmadığı bir partidir. Asıl değişme bundan sonraki seçimde olacaktır. Ya CHP ile AK PARTİ anlaşarak Adil Düzen’i getirecekler. Yahut Adil Düzen Partisi kurulacak öyle Adil Düzen gelecek. Veya müdahaleyle gelecek. Hatta Cumhuriyet yıkılırsa II. Cumhûriyet’le Adil Düzen gelecektir. Tekel Sermaye bile bunu isteyecek.
- Eğer ihtimaller hesabı üzerine kurulu olan bu senaryo gerçekleşirse nasıl bir siyasi yapıyla karşılaşırız? Seçimlere kadar AK Parti’nin yerine kurulacak partinin iktidarını sürdürmesini engelleyecek bir durum söz konusu değil. Asıl sorun hangi eğilimi temsil eden bir kişi, geçici de olsa liderliği üstlenecek ve seçime kiminle girilecek? Merkez sağ bu parti tarafından temsil edilmeye devam edecek yoksa DP’nin yeni kadrolarla takviye edilmesiyle bu yeni oluşumun boşluğu doldurması mı sağlanacak? CHP’de yeni liderlikle birlikte nasıl bir siyasal yön izlenecek?
- Ak Parti ile CHP’nin yakınlaşması Ordu’yu da bunların yanında tutacaktır. Sonunda galip olacaklardır. Tertipçilerin işi zor. Tertipleri anlaşılır hale geldiği için Millet karşılarına cephe almaktadır. Ergenekon ve Balyoz operasyonları Ak Parti ile Ordu’nun arasını açmayı hedeflemiştir. Ordu bunun bilincindedir. Sonu Ordu’nun istediği biçimde bitecektir. Ak Parti de gerçeği öğrenecektir.
- Başka bir model de söz konusu olabilir. CHP tasfiye sürecine terk edilir ve tek bir merkez sağa karşı MHP ve BDP’nin birbirini dengeleyerek muhalefet rolünü üstlenmesi benimsenebilir.
- CHP İstiklal Savaşı’nı kazanmış bir partidir. Onu tasfiye etmek mümkün değildir. Türkler bin yıldır Müslümandır. Onu unutturmak da mümkün değildir. Millî Görüş partileri tasfiye edilemez. Milletin istediği bunların uzlaşmasıdır. Olaylar oraya götürüyor.
- Yeni yapılanmada bürokrasi ile siyaset arasındaki büyük gerginlik sona erdirilir ve çatışma yerine bütünleşme sağlanır. Çünkü mevcut tablo, yani yargı, ordu gibi devletin vazgeçilmez kurumlarıyla siyaset arasındaki onarılmaz çatışma sürdürülemez boyutlara ulaştı ve yakınlaşma sağlamak yerine galip gelme arayışı ön plana çıktı. Bugüne kadar siyasetin önde göründüğü bu çatışmada henüz karşı taarruza geçilmedi. İlk hamlenin yargı sürecindeki davalarda kullanılan bazı belge ve bilgilerin düzmece olduğunun iddia edilmesi olabilir.
- Anayasa değişikliği Türkiye’de yargı çıkmazını sona erdirmek içindir. Ordu bunu bilmektedir. Türkiye’de yargı parlamentonun üstünde değildir. Yasamanın müsâade ettiği kadar bağımsızdır. Türkiye anayasası böyle. Adil Düzen’e göre bu yanlıştır. Yargı hakemlerden oluşmalı ve Meclis’in de üstünde olmalı. Bugün böyle değil. Atanmış hakimler seçilmiş Meclis’in üstünde olacaklar. Yani halk değil güç hakim olacak. Hakimlerin adil olacağı varsayımı yanlıştır. Siyâsîler ne kadar yanlışlık yaparlarsa veya kötü niyetli olurlar. Tek çözüm hakemlik sistemidir. AK PARTİ’nin yaptığı iş yanlıştır. Kötü niyetli değiller. Ne var ki ADİL Düzen’i bırakmakla sudan çıkan balığa dönmüşlerdir.
- Görüntüler böyle bir model kurmama yol açtı. Umarım yanlış değerlendirme yapıyorum ve olumsuz hiçbir gelişme ile karşılaşmayız.
- Tahlillerde tam isabet vardır. Eksik olanı Ordu’nun hesaba katılmamasıdır. Eksik olan Millet’in hesaba katılmamasıdır. Türk Milleti daima ordusunun yanındadır. Türk Ordusu da her zaman milleti için can vermektedir. Diğer bütün oyunlar Erbakan’ın dediği gibi faso fisodur.
• İçerik önemlidir 2 Mayıs 2010 pazar
Tarımın modernleştirilmesi ve tarımın krizlere karşı korunması gerekir. Etteki açık ithalatla kapatılıyor. Üretim ve tüketim arasındaki dengesizlik buna sebep olmuştur. Terörle mücadelede de gelişigüzel hareket edilmektedir. Bölgede ordu kışlada bulunur. Terörü bastırma merkezleri oluşturulur. İstihbarata dayanarak bu güç terörü yok eder. Kırda karakollar bulundurmak devriye çıkarmak yanlıştır.
Özet Yorum:
KİTler Türkiye’yi tarım döneminden sanayi dönemine geçirdi. Bilgi transferi yaptı. Kentleşmeyi sağladı. Ve tekeli önledi. Bu görevleri bitmiştir. Ama KİTler şimdi ülkemizi muâsır medeniyetin üstüne çıkaracak bilgi üretecek köylere sanayiyi götürecek ve meslekî eğitim yaptıracak. Bu arada tarım ancak âile işletmeleri şeklinde yapılabilir. Tarım sektörü boş zamanları değerlendirmek için küçük sanayi sektöründe de yer almalıdır. Terörün önlenmesi için her il kendi halkından jandarma teşkîlâtını kurmalı ve ilçe merkezlerindeki bu güç Kaynak’ın önerdiği merkezî güç olmalıdır. Ordu ancak yerel yönetimin ilân ettiği sıkıyönetimde yardımcı olmalıdır.
• Terörün amacı ne? 4 Mayıs 2010 Salı
Başarı amaca ulaşmakla ölçülür. PKK’nın merkezi Türkiye’dedir. Gâyesi Kürt haklarını korumaktır diyorlar. Katılmıyorum. Öyle olsaydı koruculuk olmazdı. Hedef doğru tespit edilmelidir. Karakol basmanın Kürt talepleriyle hiçbir ilgisi yoktur. Hedefi demokratik açılımdır. Veya karşıt güçlerdir diyorlar. Terörü iç odaklara bağlamak yanlıştır. Terörü düzenleyen güç, destekleyen gücün de arkasındadır. Destekleyenler bir zincirdir. Aradakiler bundan habersiz olabilir. Zincirin ilk halkasını bulmalı.
Özet Yorum:
Tekel sermaye 500 sendir tırmanıştadır. Günümüz uygarlığını o sermaye oluşturdu. Tekel sermayenin metodu güçleri çarpıştırmak ve kendi emrine almak gayesi dünya sermaye devletini kurmaktır. Bütün güçlü devletlerin bu tür gayelerini o oluşturmaktadır. Zincirin son halkası çok büyük güçtür. Bizim onu yenmemiz mümkün değildir. Biz sadece savunma yapabiliriz. O gücün ülkemizde fazla tahribat yamasını önleriz. Bu tekel gücün görevi bitmiştir. Yakında etkisiz hale gelecektir. Yaptığı tahribatın etkileri ise daha sürecektir. Sorun dıştan kaynaklanmaktadır. Ama çözüm içtedir.
• Olumsuz gelişmeler 8 Mayıs 2010 Cumartesi
Yorum yanlış olsa da sonuçlar düşünülerek yorumlanmalıdır. 8. maddenin düşmesi Türkiye’yi belirsizleştirme planının uygulanışıdır. AK PARTİ kapatılabilir. Halk parti’ye de komplolar hazırlanıyor. Erdoğan ve Baykal devre dışı bırakılabilir. BTP’nin zaten lîderi yok. Hareket’in etkisi sınırlı. Yeni siyasette Ak Parti’nin yeni lîderi mi yoksa CHP’nin yeni lîderi mi rol oynayacak? Halk partisi tasfiye edilebilir. BDP ve Hareket birleştirilip ana muhalefet yapılabilir. İktidar Ak Parti’de kalır. Bürokrasi ile siyaset uzlaştırılabilir. Davalardaki belgelerin uydurma olduğu ortaya konabilir. Umarım bunlar olmaz.
Özet Yorum:
Baykal ve Erdoğan’a yapılan saldırılar bunları birbirine yaklaştırır. Seçimde tablo fazlaca değişmeyecektir. Bu komploları kuranlar mağlup olacaktır. Ancak gerek Baykal’ın gerekse Erdoğan’ın Allah tarafından kendilerine verilen bu gücü Millet’in lehine kullanmalılar. Ülkeye Adil Düzen’i getirmeliler. 7 sene önce cereyan eden olaylar bugün bizi ilgilendirmez. Hz Ömer dünyanın en gaddar en zalim İslam düşmanı idi. Ama şimdi İslam düzeninin 2. kurucusu durumundadır. Bizi geçmiş değil gelecek ilgilendirir.