Albay'ı Amiral görmek isteriz...
945 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Altan - Star
Mehmet Hikmetumut

Aynı mahkeme ‘312. Madde’den’ tutukladığı birine... Bir üye değişince ‘delil yetersizliğinden’ dolayı nasıl tahliye kararı verir? Bu belli değil... Albay sanık mı, değil mi, o da tartışmalı...


Kimine göre 312’den sanık, kimine göre aklandı...

Doğruyu öğrenmeye çalışmak...

Karanlık bir ormanda yol aramak gibi...

* * *

Durumu araştırırken Bugün Gazetesi’nde şu habere rastladım:

‘Savcılardan ‘acil’ mütalaa istendi. 18 saat önce 2’ye 1 oyla tutuklanan Çiçek, 2’ye 1 oyla tahliye edildi...

İmzasının bulunduğu skandal belge ve askeri savcılıkta verdiği ifadesinin altına attığı değişik imzası gibi birçok konuda sorgulanan ve önceki gece Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesinde yer alan ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ suçlamasıyla tutuklanan Albay Dursun Çiçek, Hasdal Askeri Cezaevi’ne götürülürken, avukatlarının tahliye talebi sürecinde şaşırtıcı gelişmeler yaşandı. İstanbul Adalet Komisyonu Başkanlığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeni bir üye görevlendirdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından kısa bir süre önce ataması yapılan hakim Faik Saban, 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geçici görevle atandı. Bu atama gerçekleşir gerçekleşmez Çiçek’in avukatları tutukluluk kararına itiraz etti. 14. Ağır Ceza Mahkemesi de Ergenekon savcılarından acil olarak tutukluluk itirazıyla ilgili mütalaa istedi.’

* * *

‘Normal şartlarda mütalaa için 2 gün süreleri olmasına rağmen mahkemenin ısrarı üzerine Ergenekon savcılarından alelacele mütalaa alındı. 18 saat önce 2’ye 1 tutuklama kararı veren 14. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakim Faik Saban’ın katıldığı oturumda bu kez Dursun Çiçek’i 2’ye 1 tahliye etti.

Faik Saban, Başkan Köksal Şengün’den sonra mahkemenin en kıdemli üyesi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 5 hákiminden 3’ü Ergenekon davasına bakıyor. Ancak Saban bu 3 hákimden biri değil. Mahkemenin başkandan sonra en kıdemli üyesi olan Saban, mahkeme başkanının başka bir göreve atanması halinde 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı olacak. Bu ‘tesadüfler’ zinciri göz önüne alındığında, kamuoyunda ‘Mukaddes Eruygur’un ‘12 ve 14 bizden’ dediği mahkemeler serisine 13. Ağır Ceza Mahkemesi de katılmış olacak’ yorumu yapılıyor.’

* * *

‘Ergenekon savcıları Albay Çiçek’in ifadesini daha önce almak istemişti. Skandal belgenin 12 Haziran 2009 tarihinde Taraf Gazetesi’nde yer almasının ardından 15 Haziran’da Çiçek’le irtibat kuran Savcılar, 17 Haziran için randevu verdi.

Ancak 16 Haziran tarihinde Genelkurmay Askeri Başsavcısı Albay Yavuz Şentürk’ün İstanbul’a gelerek Ergenekon soruşturmasının bağlı bulunduğu İstanbul özel Yetkili Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ile yaptığı görüşme sonrası ifade verme işlemi engellendi.

Genelkurmay Askeri Savcılığı da 12 günde tamamladığı soruşturmasında Çiçek hakkında kovuşturmaya gerek olmadığı kararını verdi. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, Askeri Savcılığın kararından sonra yaptığı açıklamada, ‘sivil savcılardan belgenin gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu soruşturmasını değil, kimin hazırladığının bulunmasını istiyoruz’ şeklindeki açıklaması yargıyı yönlendirme tartışmalarını beraberinde getirmişti.’

* * *

‘Hákim Faik Saban’ın baldızının ameliyatı için izinli olduğu halde bu görev için acil olarak çağrıldığı ve mahkemede görevlendirildiği iddia edildi. Saban’ın kardeşi Ali Saim Saban da emekli bir binbaşı.’

* * *

Gerçekten de...

Albay artık ‘sanık’ değilse ve ‘delil yetersizliğinden’ tahliye edildiyse...

Aynı güç, kendisini ‘amiral’liğe de terfi ettirir.

İyi de olur...

Türkiye bir kez daha ‘büyük tabloyu’ iyice görür...

 

Yorum:

 

Öncelikle bir hususu iyi tespit edelim: Türk Milletinin bekası Türkiye Cumhuriyetinin yaşamasıyla mümkündür.  O da Türk ordusunun her türlü münakaşadan uzak tutulmasıyla

kaimdir.

Son günlerde tarihte eşine ender rastlanan bir çekişmenin içine Türk Ordusu çekilmiştir.

 

Global planda Türkiye üzerinde hesaplar yapan mihrakların elbette Türk Milletinin   (gözbebeği) konumundaki bir kurumunu yıpratmak hesapları olması anlaşılır bir şeydir.

 

Ergenekon tartışmaları tarihi bir seyir içinde Türkiye Cumhuriyetini dolayısıyla Türk ordusunu tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Ortaya konan senaryoyu kuranların maksadı yüz yıla yaklaşan ömründe Türkiye Cumhuriyeti’nin sonunu getirme gayretlerinin son vuruşlarıdır.

 

Onaltı çuval belgenin savcı Zekeriya Öz’ün önüne konması uzun planın parçasıdır. On yıllarca işlenen suçların belgeleri Ordu mensuplarına uzanması ister istemez Ordumuzu malum çekişmelerin içine itmiştir.

Aslına bakılırsa uzun yıllar boyunca işlenen cinayetler (olmayan) bir tehlike olarak kurgulanan “İrtica ile mücadele” adı altında Milletimizin değerleri ile mücadeleye çevrilmiştir. Milletimiz; Ordumuz tarafından gelen salvoları, tarihi engin tecrübesi ile sinesine çekmeye devam ederken, Allah’ın taktirine bakın ki yanlışlıkların belgeleri haham kıyafeti ile

dünyanın karşısına çıkan Tuncay Güney tarafından savcıya verilmiştir. Yani tezgah Yahudi Sömürücü Sermayesinindir. Maksadı Ordumuzu parçalamak ve tarafları birbirine kırdırmaktır.

Bu noktada Genel Kurmayımızın aklına dank etmelidir ki hadiselere karışan ordu mensupları,

Vatan ve din uğrunda canlarını feda etmelerinden endişe etmediğimiz Mehmetçiklerimizdir.

 

Şimdi bu açmazdan nasıl çıkılacaktır?

 

Adil bir Düzen Kurulmalıdır. Millet fakr u zaruret içinde borçla yaşamaktadır. Bu Adil Düzen milletimizin sıkıntılarını hafifletecektir. Ayni zamanda adil Mahkemeler teşekkül ettirilmelidir. Ordu ve sivillerden Ergenekon olaylarına karışanlar yargılanmalıdır. Masum olanlar ayıklanmalıdır. Suçlulara büyük bir af çıkarılmalıdır. Hz. Peygamber’in Mekke fethindeki uygulaması örnek alınmalıdır. Türk milleti ve Türk Ordusu krizlerden çıkmanın yolunu kolay bulur.

Umuyorum ki bu krizi de kolayca çözebileceğiz.

 

Mehmet Hikmetumut






Sayı: 4 | Tarih: 5.07.2009
Ahmet Hakan
Bölünmede yeni trendler
1227 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ertuğrul Özkök
Recm
1168 Okunma
Süleyman Akdemir
Fehmi Koru
Darbe Endişesi
1067 Okunma
Ahmet Kirtekin
Bekir Coşkun
Darbe Önleme Duası...
1043 Okunma
1 Yorum
Ersoy Kılıç
Mahir Kaynak
12 Eylül'ü yargılamak
1038 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Turan Alkan
Delil dediğin yetersiz olur...
1036 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Yılmaz Özdil
Hatırla Sevgili...
1000 Okunma
Leyla Okta
Hayrettin Karaman
Gerginlik ve güven bunalımı
990 Okunma
Hilmi Altın
Nazlı Ilıcak
Mutlu olmak elimizde
980 Okunma
Fatma Karuç
Ruşen Çakır
Sivil 28 Şubat Süreci
955 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Altan
Albay'ı Amiral görmek isteriz...
945 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Hakan Albayrak
Dengeciliğin bu kadarı dengesizliktir
931 Okunma
Veysel İpekçi
Reşat Nuri Erol
Türk halkının ve insanlığın seçimi
855 Okunma
Zübeyir Erol