Sömürü Sermayesi ve Değişim
1098 Okunma, 0 Yorum
Reşat Nuri Erol - Milli Gazete
Zübeyir Erol

Tekel sömürü sermayesi, beş asırdan beri yeryüzünü sermayenin tek devleti hâline getirmek için planlar hazırlamış ve uygulamalar yapmıştır. Bu yolda yaptığı en önemli uygulama, İslâm âlemini ve İslâm uygarlığını Batı dünyasına tanrısız bir âlem ve tanrısız bir uygarlık olarak tanıtmak, bu sayede bin seneden beri Müslümanlarla Hıristiyanları çatıştırıp savaştırmak olmuştur. Haçlı Seferleri'nin özü ve özeti budur.

Tekel sömürü sermayesi, işte bu çatışma ve savaş ortamından yararlanarak gittikçe etkinliğini artırmış, asırlarca bütün insanlığı sömürmüştür. Yirminci yüzyılı yani geçen yüzyılı hatırlayalım. Ateizm bütün Batı'ya hükmetmektedir. Papalık ve kilise adeta ortadan kaldırılmış, toplum nezdinde silinmiş bir durumdadır. Bu arada İslâmiyet'in de tamamen ortadan kaldırılması planlanmıştır. Mesela, Türkiye'de cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan itibaren ateizm pompalanmıştır. 1960'ların başlarına gelindiğinde yapılan planlama neydi? İslâmiyet'e taviz veren DP darbeyle yıkılmış, onun yerine ateist bir CHP iktidarı tasavvur olunmuştur. Ancak, Millî Görüş Hareketi bütün bu planları bertaraf etmiştir.

Tekel sömürü sermayesinin planları ve uygulamaları vardı, ama ona karşı Allah'ın da planları ve uygulamaları vardı. Elbette Allah plan, proje ve uygulama yapanların en hayırlısıdır. Nitekim geçmiş asırlarda yapılanların hepsi "şer" gibi görünse de, genel olarak bakıldığında bu şerlerin hepsi sonunda bir şekilde "hayra" dönüşmüştür.

Geçmiş asırlarda böyle olduysa, bundan sonra da aynen böyle olacaktır.

***

Tekel sömürü sermayesi asırlardan beri yapabileceklerini yapmış, insanlığa verebileceği zararları vermiş; ama en sonunda beşeriyet daima bu değişim ve gelişmelerden kazançlı çıkmıştır. Şerler daima hayırlara dönüşmüş ve yeryüzünde müsbet yönde büyük değişiklikler olmuştur.

Bu tarihî değişim ve değişiklikleri kısaca hatırlayalım.

1) Sovyetler, sosyalizm ve komünizm yıkılmış, sömürü sermayesinin din düşmanlığı siyaseti yeryüzünde sona ermiştir.

2) Sosyalizm ve komünizmin çökmesinden daha önemli bir gelişme olmuş; kapitalizmin alternatifi komünizm/sosyalizm yani "Batı Düzeni" çökünce, insanlık yeni bir düzen arayışına girmiş ve Türkiye'deki çalışmalar sayesinde bunun "Adil Düzen" ve "Adil Ekonomik Düzen" olduğu anlaşılmıştır.

3) Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu, pek çok alanda çöküntüler yaşadıktan sonra, özellikle son yıllarda kendi varlığını koruyup sürdürebilmek için Türkiye ve Millî Görüş Hareketi ile iyi geçinmesi gerektiğini iyice idrak etmiş durumdadır. Almanya ve Fransa'da hâlen iktidarda olan parti yöneticilerinin son direnişleri de yıkılıp sona ermek üzeredir.

4) Bütün bu olumlu gelişmelerin üstüne üstlük; Papalık İslâmiyet ile temas, diyalog ve işbirliği arayışlarına girmiş, bu yönde Türkiye dahil önemli İslâm ülkelerine ziyaretler yapılmıştır. Bütün bu gelişmelerden daha da önemlisi, Papa İslâmiyet'in "faizsiz ekonomi ve kredileşme sistemi"nden yararlanılması yönünde görüş beyan etmiştir. Bütün bu gelişmeler hayırlı yeni gelişmelerin habercisi ve müjdecisidir.

***

Meselenin bir de ülkemizde yapılan son seçimler ve bu seçimlerin özellikle bugün ele aldığım konu açısından değerlendirilmesi var.

Bugünlük, Türk milletinin her seçimde olduğu gibi bu son seçimlerde de en dengeli bir şekilde ve yakın gelecekte sadece ülkesine değil, adeta dünyaya nizamat vereceğinin işaret fişeklerini çakarcasına oy kullandığını belirtmekle iktifa edelim.

Devamı gelecek yazıda, inşaallah...

 

Yorum:

 

Yazarın tespitleri ve özellikle Türkiye ve dünyadaki İslamiyet lehine gelişmeleri izahı son derece yerindedir. Bu açıklamalara ilave olarak henüz Müslümanların İslamiyet'e olan bu yöneliş ve beklentileri karşılayacak durumda olmadıkları kanaatindeyim. Çünkü özellikle Papa'nın "faizsiz ekonomi ve kredileşme sistemi"nden yararlanma beklentisine karşılık bu hususta başvurulacak kimseler somut bir örnek gösteremeyeceklerdir. Daha kötüsü, somut bir uygulama göstermek bir yana, İslamiyet'in bir ekonomik sistemi olduğu henüz anlaşılamamıştır. Zira dünyanın her tarafında faizli ekonominin sıkıntıları her yönüyle hissedilirken ve alternatif sistem arayışları insanları İslamiyet'e yönlendirirken, insanlara teori anlatmak değil, uygulama göstermek gerekir. Sadece bu durum bile Müslümanların (bizlerin) İslamiyet'in sadece bir din değil aynı zamanda ekonomik bir sistem de öngördüğünü anlamadan kimsenin taleplerine cevap veremeyeceğini göstermektedir.     

 

 

 

Zübeyir Erol






Sayı: 1 | Tarih: 15.06.2009
Ertuğrul Özkök
İranlı kadınlar ne güzelmiş
1249 Okunma
Süleyman Akdemir
Mahir Kaynak
Rakamların büyüsü
1193 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Turan Alkan
Yenilebilir Şilt
1148 Okunma
Emine Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Sömürü Sermayesi ve Değişim
1098 Okunma
Zübeyir Erol
Yılmaz Özdil
Sınav formunuzu yatır’dınız mı?
1085 Okunma
Leyla Okta
Ahmet Hakan
Dindarlar Neden Medya Yapamaz
1048 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ahmet Altan
GENERALLER
999 Okunma
Özer Ataç
Ruşen Çakır
AKP Yapısal Sorunlarını Çözemiyor
988 Okunma
Tayibet Erzen
Mahir Kaynak
Fantezi
984 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Asıl Kölelik Şehevî Çıplaklıktır
979 Okunma
Emine Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Vergi+Faiz+Benzin!!! Ve ZAM+ZAM+ZAM!!!
972 Okunma
Ilker Ardic
Cengiz Çandar
İran’ı izliyoruz nefesimizi tutarak...
954 Okunma
Ekrem Fildişi
Ahmet Altan
ŞAŞIRDINIZ DEMEK
952 Okunma
Özer Ataç