İranlı kadınlar ne güzelmiş
1256 Okunma, 0 Yorum
Ertuğrul Özkök - Hürriyet
Süleyman Akdemir

ÖNCEKİ akşam, dünyanın en büyük medya devi sayılan Rupert Murdoch’un Londra’daki davetine katıldım.

Murdoch ve oğlu James, her yıl haziran ayında Londra’nın önde gelen finans ve siyaset çevrelerine bir davet veriyor.

Davete İngiltere Başbakanı ve bakanlar, Londra’nın finansal çevrelerinin önde gelen isimleri ve az sayıda gazeteci davet ediliyor.

Murdoch, iki yıldan beri Doğan Yayın Holding CEO’su Mehmet Ali Yalçındağ ve beni de davet ediyor.

Davette, dünya ekonomisinin ve medyasının havası hakkında epey bilgi alıyoruz.

Bu yılki davet, Big Ben’e ve İngiliz Parlamentosu’na bakan Oxo Towers’ta verildi.

Davetin konusu tabii ki ekonomik krizdi.

Krizden öyle çok çabuk çıkılacağı havası yoktu.

* * *

Davetten çıkıp, otele dönerken İran’ın Londra Büyükelçiliği’nin önünden geçiyoruz.

Elçilik önünde büyük bir gösteri var.

İranlı kadın ve erkekler slogan atıyor.

"Where is my vote..."

"Oyum nerede..."

Hepsinin bileklerinde, boyunlarında, başlarında yeşil semboller asılı.

Genç kızların bir bölümü yüzlerini İran bayrağına boyamış.

Son günlerde Tahran’dan gelen fotoğraflarda dikkatimizi çeken bir şey, büyükelçilik önündeki gösteride apaçık hale geliyor.

* * *

Meğer İranlı kadınlar çok güzelmiş.

Kadını, birbirinin kopyası haline getiren o siyah giysiler, örtüler kalkınca, altından cıvıl cıvıl portreler çıkıyor.

Güzelliği, kişiliği ve kafa tutuşuyla, olağanüstü kadın portreleri.

Orada bir kere daha anladım ki, İran’daki bu rejim bir gün yıkılacaksa, bunu kadınlar başaracak.

Dün sabah İngiliz gazetelerine bakıyorum, televizyonlarını seyrediyorum.

Birinci konu İran’daki gösteriler.

* * *

Times Gazetesi’ndeki bir karikatür dikkatimi çekiyor.

Bir molla, sandalyenin üstüne çıkmış, fareden korkan insan gibi çığlık atıyor.

Sandalyenin ayaklarının dibinde ise bir bilgisayar "mouse"u.

Evet bu küçücük bilgisayar faresi, koskoca mollaya korku çığlıkları attırıyor.

Kadının gücü internetin gücüyle birleşince, bunun karşısında durabilecek bir erkek gücü tahayyül edemiyorum.

Üzerinde dini zırhı, cüppesi olsa bile dayanamayacak.

Bu çağ, ister askeri, ister dini, ister sivil, ister polis; hangi cinsten olursa olsun bütün diktatörlüklerin sonu olacak.

Dikta heveslilerinin iştahı kursağında kalacak.

İran Büyükelçiliği’nin önünden büyük bir parkın kenarına doğru gidiyoruz.

Orada polis yolumuzu kesiyor.

Biraz sonra yolun karşı tarafından bir insan kalabalığı akmaya başlıyor.

Bin kişiye yakın bir paten cemaati, ayaklarının altındaki küçük tekerleklerle önümüzde resmi geçit yapıyor.

Çevreciler mi, bir protesto mu, yoksa patenli insanların "Bu şehirde biz de varız" gösterisi mi, anlayamıyoruz.

Önümüzden akar gibi geçiyorlar ve kayboluyorlar.

* * *

Artık açık bir toplumda, küresel bir köyde yaşıyoruz.

Kimse ayıbını saklayamıyor.

Kimse, "Burası benim evim, size ne, niye karışıyorsun" deme hakkına sahip değil.

Herkes küresel bir gözetim altında.

Artık "tanrılar katı" boşalıyor.

Yeryüzü insanları çoğalıyor.

Ve bir söz var ki, belki tarihte hiçbir zaman oturamadığı koltuğa oturuyor:

"Bu devirde kimse padişah değil..."  

 

Yorum: Sn. Özkök,ün makaleleri bundan sonra Adil Düzen Dergisi içinde tarafımdan değerlendirilecektir. Bazen değerlendirilmeden konulacaktır. Bu yazıya katıldığım anlamına gelmez, vaktimin o anda olmadığı anlamına gelir. Çünkü ben, gazetecilikle geçinen biri değilim. Ancak, bana göre Sn. Özkök Türkiye gündemini etkileyen bir yazardır. Bu değerlendirmelerle kendisinin yaklaşımlarındaki yararlı görüşleri, kendisiyle görüş farklılıkları ve bize göre yanlışlıkları veya hataları ortaya çıkmış olacaktır.

Bugünkü yazısını ele alarak birkaç konu üzerinde durmak istiyorum. Sn.Özkök, İranlı kadınların “oyum nerede” pankratlarına dikkat çekiyor, maalesef, bugünkü demokrasilerde vekalet verilirken gizli ve sandıkta verildiğinden kimse oyunun nerede olduğunu bilememektedir. Bu İranlı kadınların değil, demokrasinin günümüzdeki ciddi bir sorunudur ve İran’la sınırlı değildir. Daha sonraki yazılarımda vekalet sisteminin nasıl belirli olması gerektiği ve olabileceği üzerinde duracağımdan bu paragrafla ilgili bu kadar işaretle yetiniyorum.

***

Sn.Özkök, İran’daki rejimin yıkılmasından ve bunun da kadınlar tarafından gerçekleşeceğinden bahsediyor. Bize göre, burada da rejimin yıkılması yerine değiştirilmesi ifadesine yer vermeliydi. Elbette kadınlar değişimin unsuru ve geleceğin teminatıdırlar. Kadınların güzel oluşu İranlı kadınlarla sınırlı değildir. Bununla kapalı oluşlarına dikkat çekilmek isteniyor olabilir. Güzellik tek başına değişimin simgesi olamaz.

***

Sn.Özkök,” Bu çağ, ister askeri, ister dini, ister sivil, ister polis; hangi cinsten olursa olsun bütün diktatörlüklerin sonu olacak.

Dikta heveslilerinin iştahı kursağında kalacak.” İfadeleri altına imza atmamak mümkün değil. Diktatörlük demek vekaletin kötüye kullanılması demektir. Elbette, bu şekilde vekaleti kötüye kullananların sonu gelecektir.


***

Artık "tanrılar katı" boşalıyor.

Yeryüzü insanları çoğalıyor.
Sn.Özkök, bu ifadeleri ile Yunan kültürünün etkisiyle çok tanrılı bir terminolojiye yer veriyor. Biz kendisinin tek Tanrılı bir inanç sahibi olduğunu biliyor ve bu cümleyi “TANRI KATI” boşalıyor şeklinde anlıyoruz. Bu ifade eksik ve yanlıştır. TANRI katı hiçbir zaman boşalmaz. İnsanlar Tanrı’nın dediğini ya doğru anlarlar veya yanlış anlarlar. İran, mevcut rejimiyle yanlış anlayanlar arasında olduğundan fareden (mouse) bile korkar olarak çizilebilmektedir. Buradaki sorun Tanrı’nın dediklerinin doğru anlaşılıp anlaşılmadığındadır. Şayet fareden bile korkar olarak çiziliyorsanız kendinizi veya rejiminizi yanlış anlayanlar arasında kabul edebilirsiniz.

 

Süleyman Akdemir






Sayı: 1 | Tarih: 15.06.2009
Ertuğrul Özkök
İranlı kadınlar ne güzelmiş
1256 Okunma
Süleyman Akdemir
Mahir Kaynak
Rakamların büyüsü
1198 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Turan Alkan
Yenilebilir Şilt
1153 Okunma
Emine Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Sömürü Sermayesi ve Değişim
1102 Okunma
Zübeyir Erol
Yılmaz Özdil
Sınav formunuzu yatır’dınız mı?
1090 Okunma
Leyla Okta
Ahmet Hakan
Dindarlar Neden Medya Yapamaz
1052 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ahmet Altan
GENERALLER
1002 Okunma
Özer Ataç
Ruşen Çakır
AKP Yapısal Sorunlarını Çözemiyor
992 Okunma
Tayibet Erzen
Mahir Kaynak
Fantezi
989 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Asıl Kölelik Şehevî Çıplaklıktır
983 Okunma
Emine Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Vergi+Faiz+Benzin!!! Ve ZAM+ZAM+ZAM!!!
975 Okunma
Ilker Ardic
Cengiz Çandar
İran’ı izliyoruz nefesimizi tutarak...
960 Okunma
Ekrem Fildişi
Ahmet Altan
ŞAŞIRDINIZ DEMEK
957 Okunma
Özer Ataç


© 2024 - Akevler