Bedir Savaşı nedir?
Birkaç gündür güncel(!?) konulara girdik, birilerinin yanlışlarını hatırlattık, bazı hayâsızlıklara ve iftiralara edeplice cevaplar verdik; artık asıl/aslî çalışmamıza dönelim…
Bedir Savaşı insanlığın ergenlik çağına erdiği bir oluşumun ilk alâmeti ve başlangıcıdır. Daha önce peygamberler gelir, kendi mucizelerini gösterir ve halkı peygamber olduklarına inandırırlardı. Sonra da halk peygamberlerin getirdikleri şeriata inanır ve ona göre amel ederdi. Büyük dinler böyle doğdu.
Peygamberler “hukukta yeni düzen” getirirler, insanlık bu düzenle “yeni teknolojiye” ulaşır, bir müddet sonra “hukuk” bu yeni duruma yetmez olurdu. Allah “yeni kitap ve yeni peygamber” gönderir, o çağın ihtiyacı olan “yeni düzen ve ileri uygarlığı” tesis ederdi.
Hazreti Muhammed de bunu yapmaktadır ama o öyle bir kitap getirmiştir ki artık yeni kitaba ihtiyaç olmayacak, ondan sonra o devrin âlimleri Kur’an’ı yorumlayarak yeni düzenleri ve yeni uygarlıkları getireceklerdir. Dolayısıyla “peygamberler düzeni” değil “kitap düzeni” yani “Kur’an Düzeni” dünyaya hâkim olacaktır. Artık “kişi yönetimi” tamamen ortadan kalkıyor, yerine “kural yönetimi” geliyordu. “Kur’an Yönetimi” kişi yönetimi değil kural yönetimidir. İcma ve içtihatlar ile “yeni hukuk düzeni” gelecek, o hukuk insanlığı asrın ilerisinde bir asra götürecektir. Kur’an şairi Mehmet Akif Ersoy’un demek istediği de işte budur: “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı, / Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı.”
Bedir, Kur’an’ın artık “yeni düzen” kurmaya başladığı tarihtir. Allah Bedir Savaşı’nı kazananlara “MEDİNE DEVLETİ”ni kurduracak, o devlet dört halife zamanında imparatorluk olacak, sonra 1400 sene dünyaya hükmedecektir. Kelimeler ve kavramlar hükmedecektir. Hükümdarların fermanları değil, “müçtehitlerin içtihat ve icmaları” hükmedecektir. Oysa insanlık o zamana kadar hep “hükümdarların fermanları” ile yönetiliyordu. Hattâ Müslümanlar da yaşlılık döneminde “şeyhülislamlar, müftüler, fetvalar” icat ettiler. Oysa Kur’an; “Senden fetva istiyorlar, Allah fetva veriyor” diyerek kişilerin fetvalarının son bulduğuna işaret etmektedir.
İnsanlık da bir canlıdır; doğmuştur, çocukluk devresini geçirerek buluğa erişmiştir. İnsanlığın buluğ dönemi Kur’an’ın indiği ikinci bin yıldır. O bin yıl yine peygamber bin yılı olacaktır çünkü Sünnetle yönetilmiştir. Ondan sonra gelen üçüncü bin yıl ise doğrudan “Kur’an bin yılı” olacaktır, yani hakkın kişilerle değil de kelimelerle ıhkak edildiği ilk bin yıl olacaktır. İşte bizim çalışmamız da budur. Hakkın Allah’ın kelimâtı ile ihkakı çalışmasıdır.
Bedir sürüp gidecek iradenin bir safhasıdır. Bundan sonra Uhud kazanılacak, Hendek kazanılacak, Mekke fethedilecek... Irak ve Suriye alınacak, Kuzey Afrika fethedilecek, İran’daki Sasani devleti yıkılacak... Sonra Talas’ta Çinlilere karşı zafer kazanılacak, sonra Malazgirt’te Bizanslılara karşı zafer kazanılacak; Bedir’deki İlâhi irade sürüp gidecektir...
İşte şimdi de III. bin yılın başında “ADİL DÜZEN”in dünyaya yayılmasını irade ediyor. Kur’an’a hizmet edenlere Allah Bedir’de olduğu gibi yardım ediyor ve yardım edecektir. Kur’an’ı asrımızın müsbet ilimleri ile yeniden yorumlamaya cemaat olarak Bediüzzaman başlatmıştır. Kur’an’ı müsbet ilimlerle yorumlayarak uygulanması Akevler’de yapılmaya başlanmıştır. Teorisini Erbakan’ın başkanlığında Akevler Ekibi hazırladı, duyurulmasını Millî Görüş yaptı. Bugün bu iki kuruluş da muzaffer durumdadırlar.
“ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”in ilmî çalışmaları yıllardır yapılmaktadır.
Gelecekte de Allah’ın iradesi tecelli edecektir. Allah kâinatı yaratmıştır, yeryüzüne kendisine insanı halife yapmıştır, insan kendi içtihat ve icmaları ile yeryüzünü yönetecektir. İşte, insanlık bu seviyeye Bedir Savaşı’nda ulaşmıştır.
Evet, insanın yeryüzünü Allah’ın halifesi olarak yönetmeye başladığı gün Bedir’dir. Gerçi hilafet Hazreti Âdem ile başlamıştı ama Hazreti Âdem ve sonra gelen peygamberler sürekli olarak meleklerin desteği ile işler yapıyorlardı. Bedir’den sonra melek sadece Kur’an’ı getirmede onunla beraber olacak, ondan sonra artık Kur’an’daki kelimelerle yönetilecekti...
Konunun başka boyutları üzerinde durmaya devam edeceğiz…