“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi) - 8
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Deprem ile ilgili bugünkü yazımıza farklı bir girizgâh yapalım…
Deprem başlangıcından beri sahada olan birinin tavsiyelerinden yararlanalım…
Değerli Kardeşlerim;
Unutmayın, daima hatırlayın…
Evleri hasarlı olup dışarda kalanlar…
Enkazdan sağ çıkıp yakınlarını kaybedenler…
İşyerleri yıkılanlar… Yetimler… Yaşlılar… Yaralılar…
Engelliler vs... sizlerin yardım, zekât ve sadakalarınıza muhtaç haldeler…
Depremin;
1. Evresi: Arama kurtarma 5 gün sonra biter…
2. Evresi: Enkaz kaldırma ve cenaze definleri bir ay sürer…
3. Evresi: Barınma için çadır ve karavanların kurulumu iki ay devam eder…
Oysa;
1+2+3. her evrede yeme, içme ve ilgili diğer ihtiyaçlar devam ediyor; devam edecek...
Bu sebeple unutmayınız! 10 il, 10 vilayet ve kazaları, kasabaları, köyleri, mezraları = 13.5 milyonluk bir yaramız var... Devamlı yardım kanallarını AÇIK TUTUNUZ.
(CB’lığı Kilis koordinasyonu üyesi M.N.H.)
Dünya çapında deprem tecrübesi olan bir uzmanın tavsiyeleri ile devam edelim…
DEPREMDE NEREDE DURMALI?
Dünyanın en tecrübeli kurtarma birimlerinden olup büyük bir ülkenin “Uluslararası Kurtarma Ekibi Kurtarma Şefi ve Afet Olayları Müdürü” olan birinin tavsiyeleri...
Bu makaledeki bilgiler bir deprem anında hayat kurtaracaktır.
875 yıkılmış binaya sürünerek girdim, 60 ülkeden kurtarma ekipleriyle çalıştım, birçok ülkede kurtarma ekipleri oluşturdum ve çok sayıda ülkede birçok kurtarma ekibinin üyesiyim.
2 yıl boyunca Birleşmiş Milletler “felaket azaltma” uzmanıydım. 1985'ten beri aynı anda gerçekleşenler hariç dünyadaki bütün büyük felaketlerde çalıştım.
1996'da benim hayatta kalma metodumun geçerliliğini ortaya koyan bir film yaptık.
Türk Hükümeti, İstanbul Belediyesi, İstanbul Üniversitesi, Case Yapımcılık ve ARTI bu pratik ve bilimsel testin filme alınmasında işbirliği yaptılar.
İçinde 20 maket (mannequis) olan bir okulu ve evi yıktık. 10 maket “çömel ve korun” metodunu uygularken, 10 maket “hayat üçgeni” metodumu uyguladık.
Tasarlanmış yıkımdan sonra görüntüleri filme almak ve sonuçları belgelemek için enkazı geçip binaya girdik. Bina yıkımlarında oluşabilecek şartlar dahilinde direk olarak gözlemlenebilen ve bilimsel şartlar altında hayatta kalma tekniklerimi uyguladığım film “çömelip korunan/saklanan” kişiler için hayatta kalma şansının sıfır (0) olduğunu ortaya koydu!
“Hayat üçgeni” metodumu kullananlar için hayatta kalabilme şansı ise yaklaşık olarak % 100 oldu. Enkazına girdiğim ilk bina 1985 Mexico City depreminde bir okuldu. Bütün çocuklar sıralarının altındaydı. Her bir çocuk kemiklerinin kalınlığına kadar ezilmişlerdi. Sıralarının yanındaki koridorlara uzanmış olsalardı hayatta kalmış olabilirlerdi. Bu “kayıptı, gereksizdi” ve çocukların neden koridorlarda (sıraların arasında) olmadığını merak ettim.
O an, çocuklara bir şeyin/eşyanın altına saklanmalarının söylendiğini bilmiyordum.
Basitçe ifade edilirse, binalar yıkılırken, objelerin üzerine düşen tavan ağırlığı veya içerideki mobilyalar bu nesnelere çarparken yanlarında bir yer, bir boşluk bırakırlar. Bu boşluk benim “hayat üçgeni” dediğim alandır.
Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha az ezilecektir.
Nesneler ne kadar az ezilirse boşluk ve bu boşluğu kullanan kişinin yaralanma olasılığı o kadar azalır.
(Deprem uzmanının tavsiyeleri bitmedi… Devamı var…)