İSTİHDAM MESELESİNE GİRİŞ (1)
İstihdam yani “işsizlik sorunu”na Avrupa’dan gelen bir mesajla başlayayım: “İşsizlik sorunu ve çözüm önerileri” yazılarınızı okudum. Lütfen bu konuyu daha da çok işleyin ve bizlere öneriler sunmaya devam edin. Bendeniz gibi Avrupa’da yaşayan insanlarımızın çoğu buralarda mutsuz. Sadece herhangi bir işte buyurduğunuz gibi köle gibi çalışabilmek uğruna ömür boyu vatanından uzak durmak doğru mudur? Memleketinde evi ve toprağı olan gurbetçiler -vatanında kendi işini kurmak isteyenler- hangi sahada, hangi işlerde geçimini sağlayabilir sizce? Bir de genel anlamda Müslümanların Avrupa’da yaşayıp çalışmaları ne kadar doğru? Bu konuda sizin görüşünüzü almak beni çok sevindirecektir. Selam ve hürmetlerimle… Kasım Kökdal (Kasım beye özel cevap verildi. RNE)
YARATILIŞ: İnsanlar, aileler hâlinde ayrı ayrı yaşayacak şekilde yaratıldı. Ayrı ayrı meyve toplar ve ailece yaşarlardı. Diğer canlılardan farklı olarak sosyal evrim yapacak şekilde var edildiler. Ekonomi bakımından sosyal evrim, birlikte üretip ayrı ayrı tüketmedir. İnsanlık ekonomik evrimini 20. yüzyılda tamamladı. Artık bugün kimse kendi ürettiğini tüketmiyor, ürettiğini satıyor, kendisi tüketeceğini satın alıyor. Uygarlaşma budur.
BÜYÜME: İlk insanlar on ailelik aşiretler hâlinde yaşıyordu. Sonra kabileler oluşturdular. Sonra boylar, sonra uluslar oluşturdular. Şimdi tüm insanlık bir tek topluluk hâline gelmiştir. Ben bütün insanların ürettiklerini tüketiyorum. Benim ürettiklerimden de bütün insanlık tüketecektir. Yani yedi milyar insan arasında işbölümü vardır.
SORUN: Kimin, neyi, nerde, ne zaman, neyle, nasıl ve ne kadar üreteceğidir. Ve kimin, neyi, nerde, ne zaman, neyle, nasıl ve ne kadar tüketeceğidir. Bu sorunların birlikte çözülmesi gerekir. Üretim olmadan tüketim olmaz, tüketilmeyen mal da üretilmiş olmaz.
MERKEZİ ÇÖZÜMSÜZLÜK: Kim ve ne sorununu kapitalistler “sektör merkezleri”, sosyalistler ise “devlet tekeli” ile çözmeye çalıştılar. Makroda çözdüler ama mikroda çözemediler. Çözemezler, çünkü üreten ve tüketen ferttir. İhtiyaçlar ve imkânlar farklıdır. Çözümler de özeldir. İşte III. bin yılın sorunu bu sorundur. Diğer tüm sorunlar bu kim ve ne sorununun çözülemeyişinden ileri gelmektedir. Terör sorunu yoktur, demokrasi sorunu yoktur, sıcak-soğuk savaş sorunu yoktur, daha başka sorunlar yoktur; hep “kim ve ne sorunu” vardır.
HUKUK SORUNU: Kim ve ne sorununun iki yanı vardır. Birincisi teknik yanı, insanlık bunu çözmüştür. İkinci yanı ise hukuktur, insanlık bunu çözememiştir. Çağımızdaki insanlar on bin senelik “Tarım Dönemi Hukuku” ile yaşamaktadır. Sorunlar buradan kaynaklanmaktadır. Tarihte teknik sorun filozoflar ve müspet ilimle çözülmüştür. Hukuk sorununu ise peygamberler ve din çözmüştür. Uygarlıkları bunlar oluşturmuştur. Kur’an’dan sonra yeni peygamber gelmeyecektir. Ancak mukaddes kitaplar ve hassaten Kur’an elimizde mevcuttur. Bu kitapları müspet ilmin idrakine söyleterek sorunlarımızı çözeceğiz.
EKONOMİK SAVAŞ: Bugün yeryüzünde derin bir savaş vardır. Tekel sermaye tüm ekonomiyi tekeline almak istiyor. Herkes onun işçisi (kölesi) hâline gelecek ve böylece kim ve ne sorununu çözecektir. Ama çözemediği için halk da bu tekelleşmeye direnmektedir. Bu savaşı Marx doğru bir şekilde tahlil etmiş, çözümü komünizmde bulmuş ama komünizmin ne olduğunu anlatamamıştır. Marx’ın ne olduğunu bilmeyip haber verdiği düzen “Adil (Ekonomik) Düzen”dir, peygamberlerin “Hak Düzeni”dir, “Halk Düzeni”dir.
SAVAŞIN SONU: Sermaye ile halk savaşmaktadır. Bu savaşta kim galip gelecektir? Bunun cevabını bulabilmemiz için ekonominin teknik kısmına bakmamız gerekir. Öyle işler vardır ki onu merkezi ekonomi çözemez. Tarım böyledir. Tarımı ancak “halk ekonomisi” çözer, “küçük işletmeler” çözer. Öyle işler vardır ki onu ancak “büyük işletmeler” başarabilir. Bir füzeyi halk yapamaz, İstanbul Kanalı’nı halk açamaz. Öyle işler vardır ki hem küçük hem de büyük işletmeler yapabilir. Sanayi böyledir. Ne var ki bunlar için en uygun olan orta ölçekli işletmelerdir. Savaş barışla bitecek ve küçük, orta, büyük, hattâ mega işletmeler “Adil (Ekonomik) Düzen” içinde birlikte yaşayacaklar, insanlığın kim ve ne sorununu birlikte çözeceklerdir. Marx burada yanılmış, sonunda büyük ve orta işletmelerin kalkacağını savunmuştur.
(Bugün “İSTİHDAM” konusuna “GİRİŞ” yaptık, devamı gelecek yazıda.)