Aslında farklı konular siz değerli okuyucularıma ulaşmak üzere zihnimde dolanıp duruyordu ama üç günlük fetret döneminde bu konular yazılmadı, yazılamadı…
Olsun! (‘Olsun’ diyorum ama bu vesileyle üzüntümü de beyan etmiş olayım.) Neyse…
Günü gelmedikçe yazılması gerekenler yazılamıyor, olması gereken olamıyor…
Olanlar O’nun takdiri ile oluyor; biz fanilerin gücü son derece sınırlı…
Bir de olması gerekene layık olmak gerek; henüz layık değiliz…
Adil bir ülke/dünya düzenine layık olmamız gerekiyor…
Layık olmaya başladığımızda Allah nasip eder...
Ama layık oluncaya kadar sorunlar sürer…
Hem de ‘sosyal tufan’ seviyesinde…
‘Adil Düzen’ gelinceye kadar…
Kader/takdir neyse o olur…
Nitekim öyle oluyor…
Uyanıncaya kadar…
Hep öyle olacak!
Önceki yazım “dolar musibeti” ve “yapılması gerekenler” üzerineydi; devamında yazımın başlığında “Yine dolar musibeti… Yine faiz-enflasyon vsvs…” demem ondan.
Güya olağan bir seçime gidiyoruz ama OHAL şartlarında her şey olağanüstü, her güne farklı soru ve sorunlarla uyanıyoruz, ‘dolar musibeti’ inişli çıkışlı olarak ‘faiz-enflasyon sarmalı’ ile birlikte devam ediyor… Ne dersiniz; ‘sosyal tufan’ seviyesine ulaşmakta olan ya da ulaşmış bulunan sorunlar daha ne kadar devam eder diye sorsam, ne cevap verirsiniz?
Siz bu köşenin istikrarlı bir müdavimi iseniz cevabı biliyorsunuz ama bilmeyenler için bilmem kaç bininci defa hem ülkemiz hem de bütün dünya için bir kere daha hatırlatmış olalım:
‘Adil Ülke Düzeni’ kuruluncaya kadar… ‘Adil Ekonomik Düzen’ oluşuncaya kadar… Ve bunların etkisiyle ve de bütün beşeriyete örnek olmasıyla ‘Adil Dünya Düzeni’ kuruluncaya kadar da bütün dünyanın sorunları bitmez; sünnetullah böyledir ve üçüncü binyıl medeniyeti yani ‘Adil Dünya Düzeni Medeniyeti’ de işte o zaman tamama erecektir…
Neyse… Üstadımın üç gün önce önerdiği son teşhis-tedavi önerileriyle bitirelim: Klasik iktisatçılara göre faiz artarsa halk yatırım yapmaz, parayı bankaya yatırır. Böylece para piyasadan çekilir. Dolaysıyla para kıymetlenir. Dövizin değeri düşer. Bu bir yanı ile doğrudur. Keynes ise bunun yanlış olduğunu, halkın tasarruf meylinin faizle değil gelirle alakalı olduğunu ileri sürmüş ve buna dayanarak para piyasaya sürülmüş ve kriz atlatılmış idi. / ABD’de faizi artırırsanız, zenginler arasında dolaşan dolar, dünya piyasasından ABD bankalarına gider, dünyada dolar krizi olur; düşürürseniz dünyaya dolar yayılır, dolar rahatlar. Ne var ki şimdi faiz arttığı için bankaya dönen dolar yarın faiz ile birlikte piyasaya çıkınca dolar yeniden yükselmeye başlar. / Türkiye Tük Lirası’nın faizini artırırsa piyasada hiçbir şey olmaz, çünkü Türkiye’de yatırımcı yoktur. Tasarrufu ancak zenginler yapmakta, onlar da yatırımı Türkiye dışında yapmaktadırlar. Faizde düşüş yalandır. Önce doları suni olarak yükselttiler. Sonra da faizi yükselttiler. Dolar suni olarak düştü ve aslında geçici olarak duruyor. Yani oyun oynanıyor. / Faizi yükselttiniz. Halk doları bozdu, TL’ye çevirdi. Dolar ucuzladı. Piyasadan para çekildi. TL ile iş yapanlar sıkıntıya girdi. Üretim biraz daha düştü. Yarın hem ürün bulunmayacak hem de piyasaya para faiziyle iade edilecek. Fiyatlar fırlayacak. / Faizi artırarak, fiyatları artırarak enflasyonun düşeceğini iddia eden ya zır cahildir ya dazır haindir. (..)/ Tekrar ediyorum. / Erdoğan bizimle irtibat kursun; faizler düşecek, enflasyon da düşecektir. / Erdoğan bol bol vaatler yapıyor. Parti başkanı sıfatı ile konuştuğu için yanlışlarını gösterme yetkimiz var. Ne yapılacağı değil ‘nasıl yapılacağını’ söylemek gerekir. Krizler yatırımlar sebebiyledir. Gerekli tedbir alınmadan yatırım yapmak veya israf mertebesinde halkı refahta yaşatmak çıkar/çözüm değildir. Artık (artan) emekten fazla yatırım yapmak ülkeyi borçlandırmak demektir. Bunun sonu da Osmanlı’nın sonuna benzer, devletimiz yıkılır.