Kur’an ayında Kur’an’ın rehberliğinde…
Kur’an’ın İnşikak Sûresi’ndeki bu âyetiyle Batı hukukunun da değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakta. Batılıların sorunları ortaya koymuş olmaları da önemlidir. Mesela ticaret hukuku, iş hukuku, sigorta hukuku, vergi hukuku gibi sorunları kendi mantıkları içinde çözmeye çalışmışlar ama çözememişlerdir. Şimdi bizim madde madde onları okuyup yerine “Adil Düzen” alternatifini getirmemiz gerekir. “Mecelle” sadece medeni hukuk için bunu yapmaya çalışmış ama başaramamıştır. Başarısızlığın iki sebebi vardır. Biri, Kur’an’dan istidlâl edeceğine, Mecelle bin sene önceki içtihatları mehaz almış, bu sebeple başarılı olamamıştır. Diğeri de, sistem olarak “kanun sistemi” içinde sorunu çözmeye çalışmıştır. Oysa İslâmiyet’te “kanun sistemi” yani “tek dayatmacı sistem” yoktur, “içtihat sistemi” vardır yani “şeriat sistemi” vardır. Onların dağarcıklarında olanlar da yine Kur’an’ın açıklayıcı hükümleri içinde yani Kur’an’ın rehberliğinde ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.
Tekrar olarak söyleyelim. Batı hukuku günün sorunlarını ortaya koymakta, “teşhis” yapmaktadır ama “tedavide” başarısızdır. İşte, bizim yapacağımız Batı’nın ortaya koyduğu sorunları Kur’an’ın öğrettikleri ile yani Kur’an’ın rehberliğinde ele alıp çözmektir.
İnsanlar kendi görüş ve anlayışlarına göre düzenlerini kurarlar ve o düzen içinde yaşamayı tercih ederler. Düzenin değişmesi insanları rahatsız eder. Çünkü yeni düzende bilmedikleri bir duruma doğru gitmektedirler. Dolayısıyla bütün Kur’an âyetlerini yani delillerini gösterseniz de onlar iman edemezler ve karşı çıkmak zorunda kalırlar.
Biz onları ne zaman “ilmî ve amelî” olarak ikna edersek, işte o zaman iman eder veya muhalefetten vazgeçerler. Bizim onları ikna etmemiz “cihat” ile olmaktadır. Bütün olumsuzluklara karşı direnirsek onlar bu direncimizi gördüklerinde sonunda iman ederler.
Kur’an’ın rehberliğini rafa kaldıran kimseler Kur’an’daki azap âyetlerini hep âhirete göndererek rahat etmektedirler. Diyelim ki kimileri azap âyetlerini okumuyor ya da okusalar bile azabın âhirette olacağını belirterek ondan sonra kendilerinden emin rahat ediyorlar! Oysa Kur’an’daki bu sûrenin (İnşikak Sûresi) başında âhiret azabından bahsedilmiştir. Şimdi ise bu dünya azabından bahsedilmektedir. Çağımızda Ay’a bile giden insanlara Kur’an’ın öğrettiği “Adil (Ekonomik) Düzen”e kulak vermeyenler, faizsiz ekonomi kurmayı gerekli görmeyenler, zinayı yasaklayıp çok evliliği getirmeyenler, bu dünya azabından yani dünyadaki azaptan kurtulacaklarını zannetmektedirler. Oysa onları bu dünyada da “elim azap” beklemektedir.
Zaten müsbet ilim de bu azabı “SOSYAL TUFAN” olarak bildirmektedir.
a) Toprak, su, hava ve DNA’lardan oluşan kromozomlar kirlenmektedir.
b) Tedavi tababeti, doğum kontrolü, serbest cinsi ilişki yani zina serbestliği ve kitle imha savaşları dolayısıyla insan nesli dejenere olmaktadır.
c) Kitle imha silahları, biyolojik silahlar, kimyasal silahlar, atom bombası yeryüzünü patlamak üzere olan barut fıçısına çevirmiştir.
d) İş mafyası, senet mafyası, rüşvet mafyası ve terör mafyası her gün daha da yaygınlaşmaktadır.
İnsanlık “Adil (Ekonomik) Düzen”i kabul etmezse, dört dörtlük “sosyal âfetler” yani “Sosyal Tufan” kapımıza dayanmış bulunmaktadır. Kur’an ‘sen onlara bunları müjdele’ diyor.
Yaşlanan insanda birçok hastalık alâmetleri ortaya çıkar. Böylece dünyasını değiştirir. Yani ölür ve dünyaya yeni geleceklere yer açar. Çağımızdaki insanlığın durumu budur.
Topluluklar da böyledir. Uygarlığın oluşması için yeni uygarlığın sancılarını insanlık çekmek durumundadır. Azab “elîmdir” ama “mühlik” değildir. İnsanlar bu azab sayesinde “Adil Düzen”i kabul etmek zorunda kalacaklardır. Bu sebepledir ki o azab müjdedir.
Hamile olan kadınlar doğum yaklaşınca büyük sancı çekerler ama biraz sonra çocuk dünyaya gelir, artık annenin dünyası evlat sevinciyle değişmiştir. Demek ki çağımızda çekilmekte olan “sancılar” yani yaşanmakta olan “musibetler” doğacak bebeğin müjdecisidir. Topluluklardaki sosyal bozukluklar da doğacak yeni medeniyetin yani “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN MEDENİYETİ”nin müjdecisidir. Kur’an’ın rehberliği işte bunu müjdeliyor…