
REŞAT NURİ EROL
Seek00:00Current time00:00Volume
MAKALEYİ DİNLEKosovalı yazar ve hemşerim Adelina’nın, Saadet Partisi ile ilgili yazılarını değerlendiriyorduk… Bugün, Saadet Partisi (Kök Hücre): Beklentiler… başlıklı (ve 22 Ocak 2018 tarihli) 2. yazıdaki değerlendirmeler üzerinde duralım…
2. yazı şöyle başlıyor: “Saadet Partisi’ne ilişkin analiz yazım, Allah razı olsun, çok teveccüh gördü. Demek ki diriyiz. O zaman silkinmek gerek. Gözlerinizi, parmaklarınızı, ayaklarınızı, beyninizi, bedeninizi, kesenizi, basiretinizi, ufkunuzu, velhasıl hangisi mümkün ise, harekete geçirmek gerek. Aza çoğa, küçüğe büyüğe, yaşa başa, önemli önemsize bakmadan hareket etmek. Hareket bereketi de getirecektir.” Devam edelim…
“Beni yetiştiren (Türkiyeli) Ali Bey derdi ki; ‘Avucuna bak evlat, ne imkânın var, ona göre harekete geç. Katılanlar olursa hoşça karşıla, dâhil et. Bir şeyden sakın, geç kalmaktan ve beklemekten. Samimiysen ve hedefe kilitlendiysen beklemek niye?’ İmkânım az, az kişiyiz, sesimizi duyurma imkânımız kısıtlı gibi gerekçelere sığınılmadan, ne mümkün ise, aklımızı kullanarak plan ve projelerimizi maksimize etmeliyiz.
‘Kök Hücre’ ismi Saadet Parti sevdalılarınca oldukça benimsendi. Ben misyonunuza göre düşünmüştüm bu tanımlamayı. Artık sizin sembol isminiz oldu.
Peki, Kök Hücre’den millet ne beklemeli?
Bana ‘misyonu’ Ali Bey anlattı. Ben onun; 11 yıllık Balkan TV ve Radyo Balkan’ı yaşatma mücadelesinin 8 yılına şahit oldum. O (Ali Bey) şöyle tanımlardı bizlere, davaya bakışını: Önce şunu düşünmek lazım derdi; geçmişin kavgalarına, kırgınlıklarına, meydana gelenlere takılmamak gerek, olan oldu ve olanlar geride kaldı. Ufkun ötesine, ileriye bakmak lazım. Elbette şahsi hesaba çekileceğiz, ama hesap neleri kapsar diye baktığımızda “bütün insanlıktan sorumluluğumuzu” kenara koyamayız diye eklerdi.
İnsanların, toplulukların, milletlerin özellikleri farklı farklı. Sevmediğimiz-onaylamadığımız tonlarca özelliklere de sahipler. Olsun, bu bizim mesuliyetimizi ortadan kaldırmaz. İnsanlar arasında ayrım yapmak hak ve yetkisine sahip değiliz. O halde her millete, topluluğa ve hatta her ferde, özellikleri çerçevesinde yaklaşmalıyız. Bu nasihati bizlere en çok hatırlattığı husustu. Velhasıl Ali’yi de seveceğiz, Veli’yi de, diye dikkatimizi çekerdi. Bu ‘diğer kök hücrelere’ ulaşabilmemiz ve iletişimi gerçekleştirebilmemiz bakımından da çok önemli. Kök hücrelerin kendi gündemleri-planları vardır. Pro-aktiftirler. Başkalarının gündemini Re-aktif tutumla takip etmezler. Kök hücreler milletin gövdesinin ihtiyaçlarını önemserler, gözleri millette, zihinleri planlarındadır. Allah’ın rızasını kazanmak yegâne gayeleridir.
Ali Bey bizleri zaman konusunda da dikkatli davranmaya yönlendirirdi. ‘Kök hücre’ imkânlarının ve zamanının azlığını bilir. Bu, şuurunu negatif yönde etkilemez. Ne olsun, imkân az ise? Yapacağı işleri iyi analiz eder ve sıklet merkezini iyi belirler. Kafası nettir. Düşüncelerini dağıtmaz. Az zamanda çok iş başarabilmek için, diğer kök hücreleri paralel çalışmalara yönlendirir. Paralellik ‘farklı ama uzak planda aynı neticeye ulaşmak’ demektir. Bu çok önemli. Askeri nizam yok. Kardeşler bile farklı. O halde herkesi hizaya sokmak anlamsız. Ancak bir şey var. ‘Niyetler’ yakınsa, bırakalım o da yürüsün. Ona tebessüm etmeyi, başarı dilemeyi unutmayalım. Onun faydası sana yol açar, senin faydan ona yol verir. Ne gam, bir müddet sonra zaten buluşulur. Yeter ki ‘kök hücre’, kuşatıcılığını kaybetmesin, diye bize tembihlerdi Ali Bey. / Kök hücre etkili ve iyi bir iletişim kurmayı ‘becerebilmelidir’. Etkili iletişim kurulamazsa diğer kök hücreler, elin elinde heba olurlar. Baba oğulla, anne kızıyla, komşuyla, mahalleyle, şehirle, topyekûn milletle, bütün coğrafyalarla, doğru iletişim şarttır. Gündelik gaileler içinde nasıl başarabileceğiz değil mi? Elbette zor iş. Ama bu zorluk elimizden gelenin-mümkün olanın, yapılmamasına ‘sebep’ değil. Nasılsın diyemez miyiz insanlara, evladımıza. Zor değil inanın, zaten ilahi kudret sürecek hükmünü, istediği bizim değişme isteğimiz değil mi? Zafer-netice ‘O’nun’ mesuliyetinde, bize düşen ‘hazır olmak-gayret etmek’ değil mi?”
(Kosova’dan Kök Hücre Saadet Partisi’ne bakmaya devam edeceğiz…)
Kosova’dan Saadet Partisi’ne bakış ve Ali Bey (2)

MESAJ GÖNDER
Kosova’dan Adelina’nın Saadet Partisi’ne bakışı
08.03.18 - Önce bir hatırlatma yapmam gerekiyor: Geçen Aralık ayının başında bu köşede, “Kosova’dan Türkiye’ye bakış” a...
Bu yazar ve yazılarla siyaset nereye?!. Ve Erbakan
06.03.18 - Evet… “Bu yazar ve yazılarıyla siyaset nereye?!.” başlıklı ve içerikli bir yazı yazı...
‘Adil Düzen’i tartışmak-3; Erbakan’ı anarken…
05.03.18 - Şubat-Mart aylarının bu günlerinde Erbakan Hocamızı anarken, bize göre Millî Görüş Hareketi Kurucu Lider ve Ö...
‘Adil Düzen’i tartışmak-2; Erbakan’ı anarken…
04.03.18 - Ne demiştik? “Adil Düzen ve Erbakan” değerlendirme ya da tartışmamıza devam edeceğiz… Evet, tartışmak ve gereğini...
‘Adil Düzen’-1; Erbakan, Kemal Öztürk, şeker!
03.03.18 - Erbakan Hocam vefat edeli yedi yıl oldu; Allah rahmet eyleye, cennetinde kavuştura... Erbakan Hocamı anma sadedinde, aylar önce...
Bir, iki, üç; bütün bu itiraflar son olur inşallah
02.03.18 - - Yıllardır bu köşede “özelleştirme, özerkleştir” diye yazdık; dinletemedik! - Mutlaka satacaksan bari yabancılara satma...
Erbakan haykırırdı; ihanetinizin sonucu işte bu
28.02.18 - Ne diyorduk? Önceki yazılarımızın sadece başlıklarını tekrar hatırlayalım: Erbakan’ı anmak; Erbakan yapar, bunlar s...
Erbakan, herkesi uyandırmak için hep haykırdı
25.02.18 - Malcolm X, ‘herkesi uyandırmak için bir kişinin haykırması yeter’ derdi... Erbakan, hayatı boyunca haykırdı, haykırdı, hayk...
Erbakan şöyle haykırırdı; sizi gidi Hainler…
24.02.18 - Bu yazım, önceki şu iki yazımın devamı ve “Erbakan’ı anma” olarak da okunmalı: Erbakan’ı anmak; Erbakan yapar, bunl...
Erbakan, herkesi uyandırmak için hep haykırdı
23.02.18 - Malcolm X, “Herkesi uyandırmak için bir kişinin haykırması yeter” derdi... Erbakan, hayatı boyunca haykırdı, haykırdı, h...
12345678910