
REŞAT NURİ EROL
Seek00:00Current time00:00Volume
MAKALEYİ DİNLEErbakan Hocam vefat edeli yedi yıl oldu; Allah rahmet eyleye, cennetinde kavuştura... Erbakan Hocamı anma sadedinde, aylar öncesinden, farklı yazılar yazmayı planlamıştım ama -gerçekleşen birçok ihanete ek olarak- 14 şeker fabrikamızın satış süreci başlatılınca, bu ihanete engel olmak amacıyla yazılar yazdım; Erbakanvarî bir üslupla…
Erbakan Hocamı bu sene böyle anmak mukaddermiş; Allah sebebiyet verenlerin aklını başlarına getirir de bu son ihanet teşebbüsünden yani satıştan vazgeçerler, inşallah...
İnadımız inat, ‘sa-ta-ca-ğız’ diyorlarsa; son önerimi yapıyorum: Özelleştirmeyin; ÖZERKLEŞTİRİN, çalışanlara, üretenlere ve halka devredin… Adil Düzen Çalışanları olarak ÖZERKLEŞTİRMEYİ nasıl yapacağınızı bilabedel anlatmaya amadeyiz…
Erbakan Hocanın vefat yıldönümünde ve anma/anlama/uygulama haftalarında yapmayı ve yazmayı düşündüklerime benzer bir öneriyi, dün bir yazar yazdı; Kemal Öztürk.
Yazının başlığı şöyle: “Adil Düzen bir ütopya mıydı? İnsanlığa umut olabilir mi?”
Yazı şöyle başlıyor: “Sorumuz şu: / Müslümanların insanlığa önerdiği ütopya nedir? Bu soruyu Erbakan Hoca’nın ‘Adil Düzen’ kavramı etrafında tartışmaya açıyorum bu yazıda. / İlgi gösterenler buyursun...”
Yazıyı okur okumaz ilk işim gazeteyi (Yeni Şafak) aramak, yazarın telefonuna ulaşıp kendisini aramak, yazısından dolayı kutlamak ve tartışmaya ilgimi beyan etmek oldu…
Bu yazı öncesinde, Fehmi Koru’nun, “Galiba önümüzdeki üç seçime tek başına Saadet Partisi damga vuracak…” cümlesiyle başlayan, ‘Seçimlerin kaderi tek partinin elinde; Saadet Partisi’nin…’ başlıklı yazısını okumuştum; siz de gazete sitemizden okudunuz…
Sonrasında, Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu arkadaşımın yayın sitemize yerleştirmek için gönderdiği, ‘Erbakan’ın Türkiye’ye yaptığı en büyük iyilik’ başlıklı yazısının etkisindeydim. Yazı şöyle sona eriyor: ‘Siyaset içinde çözüm ve adil düzen fikri Erbakan’ın Türkiye’ye yaptığı en büyük iki iyilik desek yeridir. Allah rahmet eylesin…’
Bu yazıların ve bilahare benzerlerinin de etkisiyle olacak; Kemal Öztürk’ün “Adil Düzen bir ütopya mıydı? İnsanlığa umut olabilir mi?” başlıklı yazısından çok etkilendim…
Dedim ya; hemen yazarını aradım… Yazıyı “ADİL DÜZEN TARTIŞMALARI-1” başlığıyla sitemize yerleştirdim… Ve girizgâh olarak şu satırları yazdım: “Yedi yıldır birinin böyle bir tartışma başlatmasını bekliyordum… / Nihayet biri çıktı ve beklediğim tartışmayı başlattı… / Tartışma yazarının adı Kemal Öztürk… / Yazısı da takriben aşağıda… / Vurgular bana ait… / Selam ve dua… / Reşad” Ayrıca notlar da ekledim; şöyle:
- Tartışmayı nasıl yapacağımıza birlikte karar verelim…
- Tartışmayla ilgili katkı ve önerilerinizi bekliyorum…
- Yazının yazarı ile de bugün telefonla görüştüm…
- Gerisi ve daha ötesi ilgi ve katkınızla ilgili…
Bu konuya kaldığımız yerden devam ederiz; ‘şeker’ bahsine şöyle bir ‘nokta’ koyalım:
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Şeker Fabrikası satışı ile ilgili bir basın toplantısı yapmış ve özetle şöyle demiş: “Şeker pancarı tarımı ve şeker üretimi 1926 yılından bu yana ülkemiz tarımının vazgeçilmezidir. Özelleştirilecek 14 fabrika, 1575 köyden pancar alımı yapmaktadır. Bu fabrikalar 1,25 milyon dekar alanda üretim yapan 47 bin 758 çiftçimizden pancar alımı yapmaktadır. Yine bu 14 fabrikada, 4 binin üzerinde çalışanla, 7 milyon ton şeker pancarı işlenmekte ve 947 bin ton şeker, 322 bin melas, 2 milyon 74 bin ton yaş küspe üretilmektedir. Halen 2 milyon 504 bin ton A ve B pancar şekeri kotası, 265 bin ton nişasta bazlı şeker kotası bulunmaktadır. Ancak merdiven altı üretim de dikkate alındığında nişasta bazlı şeker üretiminin fiiliyatta daha da fazla olduğu tahmin edilmektedir. Şeker stratejik bir üründür. Dışa bağımlı olunacak bir ürün değildir. Yerli üretimi korumaktan başka çare de yoktur. Cargill gibi yabancı şirketlerin inisiyatifine, tekeline bırakılacak bir ürün değildir.” Velhasıl-ı kelam, şekerin tadı iyice kaçtı!
“Adil Düzen ve Erbakan” değerlendirme ya da tartışmamıza devam edeceğiz…
Erbakan haykırırdı; ihanetinizin sonucu işte bu
28.02.18 - Ne diyorduk? Önceki yazılarımızın sadece başlıklarını tekrar hatırlayalım: Erbakan’ı anmak; Erbakan yapar, bunlar s...
Erbakan, herkesi uyandırmak için hep haykırdı
25.02.18 - Malcolm X, ‘herkesi uyandırmak için bir kişinin haykırması yeter’ derdi... Erbakan, hayatı boyunca haykırdı, haykırdı, hayk...
Erbakan şöyle haykırırdı; sizi gidi Hainler…
24.02.18 - Bu yazım, önceki şu iki yazımın devamı ve “Erbakan’ı anma” olarak da okunmalı: Erbakan’ı anmak; Erbakan yapar, bunl...
Erbakan, herkesi uyandırmak için hep haykırdı
23.02.18 - Malcolm X, “Herkesi uyandırmak için bir kişinin haykırması yeter” derdi... Erbakan, hayatı boyunca haykırdı, haykırdı, h...
Balkanlar, Türkiye, kapitalizm; Adil Düzen geliyor
22.02.18 - Balkanlar… Kafkaslar… Ortadoğu… Ve bunların ortasındaki Türkiye… Avrupa… Asya… Afrika… Ve ‘Avrasya’ deyip üçünü ortalaya...
Erbakan, fabrikalar, ihanetler; Kur’an ve ilim…
21.02.18 - “ERBAKAN’IN SON FABRİKALARI DA SATILIYOR!” ara başlıklı ve içerikli, “Erbakan’ı anmak; Erbakan yapar, bunlar satar!” başlıklı y...
Erbakan’ı anmak; Erbakan yapar, bunlar satar!
20.02.18 - ERBAKAN ayıdır Şubat ayı, Mart ayının başları ile birlikte; dolayısıyla Erbakan Hocamızı anlattıkları, yazdıkları, yaptıkları v...
Adil Düzen’i İslam düzeni olarak takdim edebiliriz
19.02.18 - KUR’AN VE İLİM haftalık çalışmamızdan aktaracaklarıma geçmeden önce, geçen haftaki yazılarımızın sadece başlıklarını -elbette b...
Sağlıklı olanları hasta etme düzeni; ilaç, gıda…
17.02.18 - “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” (Halkın gözünd...
Sağlıklı olanları hasta etme düzeni; hastaneler...
16.02.18 - Bundan önceki “Ey zulmedenler… Bir gün hesap vereceksiniz…” başlıklı yazımın orta yerinde sağlıkla ilgili çok...
12345678910