Suriye…
Türkiye ile birlikte bölgedeki olayların ve gelişmelerin derin tahlilini yapalım.
Millî Görüş Hareketi’nin ilk büyük partisi Millî Selâmet Partisi’nin Cumhuriyet Halk Partisi ile koalisyon (CHP-MSP) yapmasıyla bazı dünya sömürü dengeler sarsıldı…
Evet, “sağ-sol çatışması” veya “kapitalizm-komünizm çatışması” üzerine kurulan “dehşet dengesi”nin bozulması ve “soğuk savaş” dengesinin sarsılması sonucunda;
Önce CHP-MSP koalisyonu zamanında Türkiye’de sürgünde bulunan ve bu örnek çalışmayı gören Humeyni’nin önderliğinde İran İslâm İnkılâbı gerçekleşti…
Sonra eski Sovyetlerde o zamanki SSCB Başkanı Gorbaçov’un önderliğinde (bir kısmına bizzat katıldığım, o zamanki SSCB Ankara Büyükelçisi Albert Çernişev ve ekibine Erbakan’ın önderliğinde büyükelçilikte verilen Adil Düzen brifinglerinin de etkisiyle) sermayeye karşı bir yönetim oluştu, komünizm dönemi sona erdi...
Avrupa’da Papalık yeniden hâkim olmaya başladı... ABD’de sermaye artık etkisini yitirme merhalesine girdi... Çin sosyalizm içinde başarılı ekonomik gelişme kaydetmekte...
Faizci küresel sömürü sermayesi gücünü adım adım kaybetmekte…
***
İşte, “siyasi gücünü” kaybeden sömürü sermayesi, “ekonomi yani sermaye gücünü” kullanarak yeniden hâkimiyetini sağlama peşinde, yeni oyunlar planlamakta ve uygulamakta...
Faizci küresel sömürü sermayesinin yeni planı ve hedefi İslâm âlemini yeniden kendine hizmet edecek şekilde yapılandırmak ve etkin güçlere karşı kullanmak...
Eğer etkin güçler yola gelip tekrar sermayeye teslim olurlarsa, ezeli ve tehlikeli rakibi olan Müslümanları ezdirerek İslâmiyet’i ortadan kaldırmayı planlamakta...
Etkin güçler sermayenin emrine girmezlerse, İslâm terörü(!) ile dünyayı kana boyayacak, bunlar etkin güçleri yıkacaklar...
Sonra bunlar birbirine düşecek, uzun ve kanlı dünya dönemi yaşanacak...
Bu arada kendi sermaye gücünü kullanarak -Afganistan örneğinde olduğu gibi- Müslüman ülkelerde etkin güçler oluşturmaya ve bunları kullanmaya çalışacak...
“Arap Baharı” denilen şey işte budur.
***
Miadını doldurmuş bulunan zalim diktatörleri yıkıp yerine İslâmcı(!) diktatörleri oluşturma ve tüm dünya Müslümanlarının devletlerine karşı ayaklanmalarını sağlama, Arap baharını Müslüman düşmanı bahara dönüştürme...
Kuzey Afrika devletlerinde ve özellikle Libya’da bu operasyon başarılı şekilde bitti, Kaddafi ve ekibi sermayenin planladığı şekilde katledilerek bertaraf edildi...
Mısır’da Tahrir Meydanı merkezli mitinglerden sonra Hüsnü Mübarek denen diktatör gitti, İhvanı Müslimin (Müslüman Kardeşler) etkin gibi görünüyor ama ordu ile ilişkiler iyi değil... Orada da kanlı çatışmaların çıkması ve yeni diktatörlerin hazırlaması çabası var…
Çok ama çoook dikkatli olunmalı çünkü Mısır çok önemli bir ülke…
SURİYE’ye biçilen yeni görev ve rol var; Türkiye ile İran’ı kapıştırmak/savaştırmak (Saddam dönemi Irak yönetiminin beceremediğini/başaramadığını Suriye üzerinden yapmak) ve böylece üçüncü cihan savaşı çıkararak yeni zalim dünya düzenini kurmak/sürdürmek...
Birinci ve İkinci Cihan Savaşlarının şartlarını hazırlayan “küresel sömürü sermayesi” basit olaylarla o savaşları başlatmış, önce ABD uzakta kalmış, sonunda devreye girerek sermayenin zaferini sağlamış, masalarda sermayenin talimatı ile suni sınırlar çizilmiş...
Birinci ve İkinci Cihan Savaşları sömürü sermayesinin çıkardığı savaşlardır...
“Birinci Cihan Savaşı” Osmanlı Devleti de dahil olmak üzere imparatorlukları yıkıp faizci sömürü sermayesinin emrinde ulusal güçler oluşturmak için yapılmış...
“İkinci Cihan Savaşı” ise Yahudileri İsrail’e göçe zorlamak için çıkarılmış...
“Üçüncü cihan savaşı” ise faizci sömürü sermayesine kafa tutmaya başlayan süper güçleri çatıştırıp etkisiz hâle getirmek için çıkartılmak istenmekte...
(Devamı var)