
REŞAT NURİ EROL
Seek00:00Current time00:00Volume
MAKALEYİ DİNLEGEÇEN ay “...Ve BABAM NURİ EROL İÇİN DUA TALEBİ” başlıklı bir yazı yazmıştım… Evet, “NURİ EROL” yani “BABAM” için; yoğun bakımda olan BABAM İÇİN DUA TALEBİM olmuştu… Tek cümleyle; dünyayı tanımaya başladığım ilk andan itibaren tanıdığım gerçekten ‘MÜMİN’ ve gerçekten ‘MUHACİR’ BABAM İÇİN DUA TALEBİ… Ve ilk defa açıklamıştım: “Benim adım sadece Reşat EROL’dur ama YAZAR olarak -sizce, şayet bir hizmet yapabiliyorsam- hâsıl olan ecirden BABAMIN da nasiplenmesi için yazarlıkta “Reşat NURİ Erol” ismini kullanıyorum…” İşte o “NURİ EROL” RAHMET-İ RAHMANA KAVUŞTU… Siz değerli okuyucularımdan DUA istirham ediyorum; aynı zamanda ANNEM ile hayatta olan sekiz evladı ve otuz üç torunu (ve torunlarının çocukları) adına… Ve’s-SELÂMmea’d-DUA… DUA… DUA…
Not: Cenazeye gelen ve taziyelerini iletenlere teşekkürler; Allah razı olsun...
Önceki iki yazımda kaldığım yerden devam ediyorum…
Kur’an (KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızın yani Kehf Suresi’nin bu son ayetleri) çağımızın “işçilik sistemi”ne dayanan yönetim şeklini anlatmaktadır. İşçiler hep patronun dediğini yaparlar ama genel olarak patronlara karşıdırlar. Patronlarla yöneticiler arasında işveren vekilleri vardır. Onlar patronlarına adeta taparlar, işçileri de ezerler. Devletler de aynı şekilde “işçilik sistemi” ile yönetilmektedir. Oysa “ortaklık sistemi”nde patron yoktur. İnsanlar diğer insanların emrinde değil kuralların emrindedir. Namaz kıldıran imam cemaati yönetmez, cemaat ona uyar; imam kendisi için namaz kılar, cemaat de kendisi için namaz kılar, sadece birlik olsun diye imama tabi olurlar. Oysa işçilik sisteminde astlar üstlere uyarlar. İşte bu zulüm sistemi ortadan kalkacaktır... Ve yerine “ortaklık sistemi” gelecektir...
İlk bakışta ‘bu nasıl olur?’ diyebiliriz; örnek verelim. Mesela, İstanbul 20 milyon nüfusa sahiptir. Herkesin işi ayrıdır. Kimse kimseye emretmemektedir ama İstanbul varlığını sürdürmektedir. “Adil Düzen”de kooperatifler halinde örgütlenmek, dayanışma ortaklığını kurmak, ortak ambar ve nakliye oluşturmak, bono senetleri çıkarmak suretiyle merkezi yönetime gerek kalmadan yönetilecektir. Biz elli senedir bunu gerçekleştirmek için uğraşıyoruz. Henüz bu düzeni kuramadık ama biz buna inanıyoruz, bunun gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu kurulacak. Kim kuracak? Seminer çalışmalarımızı takip eden binden fazla kişi vardır; bunlardan bu sorumluluğu idrak edip inananlar bu yöne yönelecek ve kuracaklardır. Allah size kurduracaktır. Siz kurmazsanız, Allah sizin yerinize başkalarını getirecek ve onlara kurduracaktır. İnananı yani mümini tarif ediyoruz. Mümin kendisini kimseden aşağı görmez, yukarı da görmez. Kendisi Allah’ın yani mensubu olduğu topluluğun temsilcisidir. O’nun adına içtihat yapar, sonra O’nun kulu olur, O’nun adına hareket eder. Bunu yapmak veya yapabilmek ancak “ortaklık sistemi”nde mümkün olur. Bu seminerleri takip edenler imkân buldukları yerlerde semt kooperatiflerini kurup bir an önce “işçilik düzeni”nden “ortaklık düzeni”ne geçmelidirler. Allah’ın bizden istediği budur.
Yarım yüzyıllık Akevler çalışmaları size örnek olacaktır. Akevler’e ortak olamayacaksanız, kendinize Hizmet ve Dayanışma Kooperatifi kurmalısınız. Nakitlerinizi değil mallarınızı, yapılarınızı, emeklerinizi ve hizmetlerinizi birleştirmelisiniz. Kooperatif nakit ortaklığını kabul etmeyecektir. Nakit olmamalı. Takas sistemini esas alacaksınız. Aracı tüccarlar sizden ürettiğiniz malları alacaklar, götürüp peşin para ile satıp hemen bekletmeden mal alacak ve size getireceklerdir. TL ile günlük işleri yapmak meşrudur ama TL ile borçlanmak meşru değildir, çünkü yarınki değeri bilinmemektedir...
Bizim bu konuda İstanbul’da çalışan arkadaşlarımız bir an önce kredileşme hesabını faaliyete geçirmelidirler. Nakit onların bankalarında olacak; bankalardaki “altın hesabı” ortaklarımıza nakitsiz yaşama imkânını sağlayacaktır.
Evet, Allah’a ve Kur’an’a iman eden kişilerin ilk yapacakları iş semt kooperatiflerini kurmak olmalıdır. Bunu engellemek isteyenler olacaktır ama Allah size yardım edecek ve siz galip geleceksiniz. Tek eksiğimiz bilgisizliktir. Başka hiçbir şeye ihtiyacımız yoktur.