Reşat Nuri Erol
12.07.2017
06:11
|
MİLLÎ GAZETE
Sesli Köşe Yazısı
Adalet, Sosyal Tufan, Srebrenitsa, Adil Düzen…Ne kadar çok yazılması gereken konu var? ‘Adalet’ yürüyüşü… 15 Temmuz… OHAL… Kıbrıs meselesi… G20 yani zalim dünya düzeni… AB, ABD ve diğerleri (Asya, Rusya, Çin, Hind, Afrika, G.Amerika)… Ülkemiz, bölgemiz ve İslâm âlemi ne âlemde?!. Birileri, malum birileri, bilinen birileri yani AB ve ABD dâhil her sözde gücü yöneten Siyonist Sermaye, başta CIA olmak üzere, bilinen kuruluşları eliyle yine bilinen örgütleri bizzat kendisi üretti! Soruyorum: CIA ve diğerlerinin ürettikleri paravan örgütleri olan El-Kaide ve IŞİD olmasaydı; Suriye, Irak, Libya, Yemen bugünkü zavallı durumlara gelirler miydi? Mısır’da askeri darbe olabilir miydi? Körfez ülkeleri birbirlerine düşerler miydi? Taze bir iddia aynen şöyle: ‘Türkiye, Katar, Güney Afrika, Kuveyt, Irak, Suriye ve Afganistan Washington’a bağlı olmayı kabul etmedi. / Şimdi bu ülkeler için Stratfor’da özel toplantılar yapıldı. CIA, Britanya’ya çok yakın olduğu için Stratfor kuruldu. Stratfor ‘Gölge CIA’ değildir, CIA’nın kendisidir. / O toplantılarda Türkiye, Katar, Güney Afrika, Kuveyt, Irak, Suriye ve Afganistan’ın zayıf noktaları hazırlandı. Stratfor, Katar ve Türkiye’yi çok özel çalıştı. / En özel DOSYALAR Türkiye ve KATAR için hazırlandı.../ DOSYALARDA duyduğuma göre TÜRKİYE’de KAOS!..’ (Ergün Diler, 11.07.2017) Evet, ne çok sorun var, ülkemizde, bölgemizde ve bütün dünyada; hem de hep hatırlattığım üzere ilmî-dinî-iktisadî-siyasî alanlarda ve SOSYAL TUFAN seviyesinde… Bu tufana karşı çağımızın ihtiyacı olan Nuh’un gemisi inşa edilmeli diyoruz, yarım yüzyıldan beri ve o gemi de ‘ADİL DÜZEN’ ama nasıl anlatsak, nasıl inşa etsek?!. Bu BİR. (Bu sorunun cevabına yeniden döneceğiz…) *** ‘Srebrenitsa… ÂhSrebrenitsa…’ Bir Balkanlı, bir Bosnalı, bir Boşnak olarak da, Millî Gazete’deki bu köşemde, bu başlıkta bir yazıyı yıllar önce yazabilmiştim! Srebrenitsa katliamının her yıldönümünde bir daha yazmayı denedim ama yazamadım! Artık yazamıyorum! Yaşlandıkça, demek ki daha da duygusallaşıyor ve yüreğim dayanmıyor! Başlıyor ama tamamlayamıyorum! Siz yine de bu kadar hatırlatmamı bile bir yazı sayın ve Srebrenitsa vesilesiyle Balkanlar’daki kardeşlerinizi unutmayın! Evet, sakın unutmayın! Unutursanız; Srebrenitsa’dan sonra sıra size gelebilir! Bu da İKİ olsun ve bu kadarı yetsin! Yetmez ama yetsin! *** Bizim ‘Anayasa Referandumu ve Başkanlık Sistemi’ öncesinde ve sonrasında dile getirdiğimiz bir iddia vardı: Erdoğan ve AK Parti intihar ediyor… Nihayet bir yazar doğrudan bu konu ile ilgili bir yazı yazdı! Türkiye gazetesinden Fuat Uğur’un “Erdoğan ve AK Parti başkanlık sisteminin kurbanı mı olacak?” başlıklı yazısı şu cümlelerle başlıyor: ‘Hadi gelin kendi aramızda konuştuğumuz ama yazmadığımız konuları biraz olsun dillendirelim. / Referandumda evet oyu vermeyen AK Partililerin bir kısmı “Ben Erdoğancıyım, bu sistemle Erdoğan kolaylıkla alaşağı edilebilir” demedi mi? / Daha referandum yapılmadan önce kendi aramızda konuşurken, “Yok canım muhalefetin beş benzemezi bir araya gelecek de yüzde 50 artı 1’i alacak, mümkün değil” diye fikir yürütmedik mi?’ Aktaracaklarım bu kadar! Bu da ÜÇ! *** Birinci konu ve sorudaki cevaba dönelim. Cevabı bir önceki “‘Adalet’ yürüyüşünün sonu ‘Adil Düzen’e çıkabilir” başlıklı yazımın sonunda vermiştim: ‘Biz Millî Görüşçüler, Erbakan Hocamızın önderliğinde, Millî Nizam’dan (MNP) beri, Millî Selâmet’ten (MSP) beri, Refah Partisi’nden beri, Fazilet Partisi’nden beri ve şimdi Saadet Partisi döneminde de -yani yarım yüzyıllık yürüyüşümüzde- hep ‘ADALET’ ve ‘ADİL DÜZEN’ dedik...’ İlaveten diyorum ki; yeni yürüyüşe Adil Düzen Anayasası ile başlayabiliriz… Bu da DÖRT! - 12.07.2017 02:48Adalet, Sosyal Tufan, Srebrenitsa, Adil Düzen…
- 11.07.2017 02:05‘Adalet’ yürüyüşünün sonu ‘Adil Düzen’e çıkabilir
- 10.07.2017 02:18G20 zirvesi vesilesiyle; ‘Merhaba… Ben kapitalizm!’
- 09.07.2017 02:29G20 yani zalim düzen zirvesi ve merhaba kapitalizm!
- 07.07.2017 02:38Herkes bilsin, ‘adalet’ ancak ‘Adil Düzen’ ile gelir
- 06.07.2017 11:57‘Siz emrimizi dinleyin, ne söylüyorsak onu yapın’
- 04.07.2017 02:32Sermaye, Kur’an, Adil Düzen, Erbakan, Millî Görüş
- 03.07.2017 02:56Adalet, Delilik, Bayram, Kur’an, İlim ve Adil Düzen
- 01.07.2017 02:51Kur’an’ı anlayıp uygulama merhalesine geçelim
|
Ahmet Yücel
12.07.2017
23:24
| ''Referandumda evet oyu vermeyen AK Partililerin bir kısmı “Ben Erdoğancıyım, bu sistemle Erdoğan kolaylıkla alaşağı edilebilir” demedi mi? / Daha referandum yapılmadan önce kendi aramızda konuşurken,“Yok canım muhalefetin beş benzemezi bir araya gelecek de yüzde 50 artı 1’i alacak, mümkün değil” diye fikir yürütmedik mi?’ '' Sevgili Reşad Erol hocam, Yeni sistem eski sistemden itimat ediniz kat kat iyidir. Bakmayınız bazı ak partililerin yukarıdaki sözleri söylemesine. hayır oyu veren O Ak Partililerin derdi bence Erdoğan'ın alaşağı edilebilme korkusu değildir. Bir parti iktidar partisi olduğunda o partiye dünyevi çıkarları nedeniyle de gelenler olur. Bunlar bu çıkarlarının korunması adına hayır demişlerdir. Bir çok Ak Partili bugün Paralelci, Fetöcü ilişkileri nedeniyle alaşağı edilmektedir. Kurunun yanında yaş da yanması konularına değinmeyeceğim. Bana göre devletin bekâsı önceliklidir, yarın suçsuz olanlar ispatladığında tazminatlarını alarak görevlerine döneceklerdir, ispatlayamayanlar ahirette haklarını aldıklarında, iyi ki ahirete kalmış, diyeceklerdir. Eski sistemde devlet kadrolarına çöreklenenler, yeni sistemde alaşağı ediliyorlar. Sayın Erdoğan cumhurbaşkanı olarak partiyi kontrol etme imkanını yeterince bulamıyordu, bugün partili cumhurbaşkanı olarak böyle bir imkanı vardır, yarın Kasım 2019 seçimlerinden sonra çok daha güzel olacaktır. Erbakan hocamız da başkanlık sistemini istiyordu. İnsanlar yıllar sonra, ''ERBAKAN HAKLI ÇIKTI.'' diyerek bir çok konuda hocamızın haklılığını teyit etmişlerdir. Bu konuda da hak vereceklerdir. Milli Nizam Partisi kurulduğunda, Nakşi-Halidi kolu şeyhlerinden Bayburtlu Dede Paşa hz (Musa Baştürk) Erbakan hocamıza Erzincan'da, ''HOŞ GELDİN BAŞBAKANIM.'' demiştir. Aynı şekilde, Abdurrahim Reyhan hz leri de İstanbul'a hicret ettiklerinde, 1993 yılında sayın Erdoğan'a, ''HOŞ GELDİN REİSİ CUMHURUM.'' demiştir. Bir kudsi hadiste, ''Veli kulumun gören gözü, işiten kulağı, söyleyen dili benim.'' buyurduğuna göre peygamber efendimiz, biz Müslümanlar da Allah dostları ile istişareye önem vermeliyiz. Erbakan hocamız Allah dostları ile istişare etmeyi hiç ihmal etmemiştir. Zaten kendisi de Allah dostu bir insandı. Tevbe suresi 119. ayette, ''Ey iman edenler, sadıklarla beraber olunuz.'' diye biz Müslümanlara emredilmiştir. Müslümanlar bugün neden bu durumdalar? diye bir soru aklımıza her zaman takılıyor, cevabı bulmak istiyorsak nefsim dahil, Müslümanların yaşantısına bakmak cevap için yetiyor. Sadece Konya gibi bir yerde alkollü içki tüketimine bakmamız yeterli olur, faizli kredilerin kullanım oranını dile hiç getirmeyeyim. Sevgili hocam 50 yıldır Adil Düzen diyorsunuz. Adil Düzen, Kuran ve Sünnete göre yönetimi hedeflemektedir. Kuran ve sünnete göre yaşamayan Müslümanların hiç Adil Düzen diye bir dertleri olabilir mi? ''....onlar bir kelerin deliğine girseler, siz de gireceksiniz.'' Bugün yaşantımız bu, Avrupalıyı taklitte onları bile geçmişiz. Öncelikle yapılması gereken bu Müslümanları kelerin deliğinden çıkarmaktır. Bugün artık Kuran Sünnet diyen alimlerden çok, Kuran ve Sünneti eksiksiz yaşayan sadıklarla beraber olmak gerekiyor. Ashab Peygamber efendimizle beraber olduğu için canlı Kuran'ı görerek öğrendi ve yaşamaya gayret etti. Bugün Allah'ın habibi zahiren aramızda değil, ashap da yok, tabiin de yok. Fakat onlardan öğrenip silsile yolu ile gelen Allah dostları çoktur. Bazı tefsirlerde Sadıkların mürşidi kamiller olduğu belirtilmiştir. Yine bir hadiste, ''Evliyaullah o kimselerdir ki, görüldükleri zaman Allah hatırlanır.'' buyrulmuş, bize ipicu verilmiştir bu konuda. Bir diğer ipucu da, ''Şeriattan kıl payı ayrılırlarsa, gökte uçsalar yine itibar etmeyiniz.'' bir Allah dostunun bu sözleridir. Sevgili hocam, Allah emek zayi etmez, Kuran ve Sünnetle meşgul olmanın mükafatı sizlere yeter. Ben Adil Düzenciyim, ben Milli Görüşçüyüm, diye kendimizi ayrıştırmak yerine, BEN MÜSLÜMANIM, demek birlik ve beraberlik açısından daha doğrudur, diye düşünüyorum. Adam ben Müslümanım, sen Müslümansın, demiyor. Ben şuyum, sen şusun vb. diyor. Siyaset ve siyasi görüşler Müslümanları bölmüş durumda. Bugün adam ben Milli Görüşçüyüm diyor, SP üyesiyim, teşkilatta görevliyim diyor, severek okuduğum,takip ettiğim gazeteye ''Siyonistlerin gazetesi'' diyebiliyor, sevdiğim lidere münafık-yahudi-siyonist-zındık vb diyebiliyor. Erbakan hocamızın ''...cehenneme bilet almak gibidir.'' sözünü alıp, Ak Partiye oy verenlere münafık-cehennemlikler, diyebiliyor. Bir Müslüman günahkar olabilir ama bunların dediği gibi olmaz. Bu yüzden fazla önemli olmayabilir, fakat yarın ahirette bu kardeşlerimiz müflislerden olduğunda biz üzülmeyecek miyiz? Ümit ve korku arasında yaşamak varken, din kardeşini acımasızca eleştiren zarar görür, işte bunun için razı olamıyorum. Peygamberimiz, bütün ümmetini kurtarmak istiyor, biz Allah'ın işine karışıyoruz, bu münafık, biz Milli görüşçüyüz, diyoruz. Garantimiz nedir ki? Bir karış kala Cehenneme, bir karış kala Cennete girilebileceğini peygamber efendimiz haber vermişken. Söz yine uzadı hocam, hakkınızı helal ediniz. Manevi ve Milli bir eğitim verilerek tüm sorunların çözümü sağlanabilir. Adil Düzen isteyen bir nesil yetiştirilebilir. Erbakan hocamız, ''Manevi eğitim reformunun yapılması, Ağır Sanayi hamlemizden önemlidir.'' buyurmuşlardı. Allah'ın selamı üzerinize olsun. |
Ahmet Yücel
13.07.2017
11:32
| Allah o günleri bir daha kardeşlerimize yaşatmasın, diyorum. Fakat günümüzde Filistin'de, Gazze'de, Çin'de, Hindistan'da vb. yerlerde Müslümanlara zulümler devam etmektedir. Türkiye'de ve Dünyada Müslümanlar ne kadar Yahudi ve Hristiyanları yaşantıda, onların yılbaşı larını vb taklit ederlerse etsinler, onlar razı olmayacaklardır. Her fırsatta zulümlerine devam edeceklerdir. Bunu önlemenin yolu Müslümanların kardeşliğinden, birlik ve beraberliğinden, her yönüyle güçlü bir Türkiye'nin varlığından geçer. Biz ise çoğunluk olarak yaşantımızla Müslüman olmayı bile beceremiyoruz. Müslümanların bir kısmı ise sen şucusun, ben şucuyum diyor, birbirini tekfir ediyor. Allah tüm şehitlerimize rahmet etsin. Bizlere anlamayı ve yaşamayı nasip etsin. Selam ve sevgilerimi sunuyorum. Allah'a emanet olunuz. |
Ahmet Yücel
13.07.2017
12:25
| İlave olarak yazmak istiyorum, Bir kelamı kibarda, ''Allah intikamını kul eliyle alır, İlmi ledünni bilmeyen kulu yaptı sanır.'' buyrulmuştur. Bize tedbir almaya çalışmak, mücadele etmeye gayret etmek, haksızlık ve zulümlere karşı savaşmak, bu uğurda şehit veya gazi olmanın kıymetini bilmek düşer. Bununla beraber nefsimize dönmek, hatalarımızı bulmak ve düzeltmek gerekir. O zaman göreceğiz ki, hakkıyle yaşayanları tenzih ediyorum, yaşantımız Müslümanca bir yaşantı değil, Allah'ın emirlerini yaşamıyoruz, haram kıldıklarına dört elle sarılıyoruz, bir de bu zamanda böyle oluyor vb deyip işin işinden çıkıyoruz. İşte başa gelen her şey Allah'tan geliyor. İllet, gıllet, zillet, kaza, bela ve musibetler, afetler, Yahudi, Hristiyan, kafir, münafık vb eliyle gelen zulümler... Allah'ın bize verdiği ve bizim için şer görünenler, biz yaşantımızı düzeltir, Allah'ın emirlerine uygun yaşarsak, bizim için hayır olacaktır. Bir hadiste, ''İslamı kabul edip, namazı kılıp, zekatı verinceye kadar onlarla cihat için emr olundum.'' Bir ayette, ''Allah'ın dini yeryüzünde hakim oluncaya kadar cihat ediniz.'' buyruluyor. Biz bu cihat emrini unuttuk. Onlar zulümlerini işlemezse, Müslümanlar nasıl özlerine dönecekler, nasıl birleşecekler? İslam yeryüzüne nasıl hakim olacak? İnsanlık alemi nasıl huzur bulacak? ''HAK GELDİ, BATIL ZAİL OLDU. BATIL ZAİL OLMAYA MAHKUMDUR.'' |
Reşat Nuri Erol
13.07.2017
13:05
|
AHMET KARDEŞ; TEK CÜMLE TEK, HATIRLATMA, TEK TEKRAR: Unutursanız; Srebrenitsa’dan sonra sıra size gelebilir! SELAM DUA HÜRMET MUHABBETLE... REŞAD
|
Reşat Nuri Erol
13.07.2017
13:10
|
İLAVE OLARAK -TEKRAR- (DUA MAHİYETİNDE) DİYORUM Kİ: "Birinci konu ve sorudaki cevaba dönelim. Cevabı bir önceki “‘Adalet’ yürüyüşünün sonu ‘Adil Düzen’e çıkabilir” başlıklı yazımın sonunda vermiştim: ‘Biz Millî Görüşçüler, Erbakan Hocamızın önderliğinde, Millî Nizam’dan (MNP) beri, Millî Selâmet’ten (MSP)beri, Refah Partisi’nden beri, Fazilet Partisi’nden beri ve şimdi Saadet Partisi döneminde de -yani yarım yüzyıllık yürüyüşümüzde- hep ‘ADALET’ ve ‘ADİL DÜZEN’ dedik...’ İlaveten diyorum ki; yeni yürüyüşe ADİL DÜZEN ANAYASASI ile başlayabiliriz…" VE'S-SELAAAM MEA'DUA.. DUA.. DUA... REŞAD
|
Ahmet Yücel
13.07.2017
13:41
| Ve aleykümselam hocam. '' AHMET KARDEŞ; TEK CÜMLE TEK, HATIRLATMA, TEK TEKRAR: Unutursanız; Srebrenitsa’dan sonra sıra size gelebilir! SELAM DUA HÜRMET MUHABBETLE... REŞAD'' Diyorsunuz. Biz de, ''NE GELİRSE KULUNA, ALLAH'TAN GELİR.'' diyoruz. Önemli olan başa gelmeden önce, NEFSİMİZİ HESABA ÇEKMELİYİZ, özümüze dönmeliyiz, diyoruz. Bugün çoğunluk olarak maddi menfaatlerimizi öncele mişiz, kardeşliği, yardımlaşma ve dayanışmayı, zekatı, öşürü vb unutmuşuz. Şu anda hedefte Türkiye var zaten. Türkiye'ye terör dolayısıyla 30 yıldan fazla harcatılanlar, Türkiye'nin güçlenmesine harcanmasın diyedir. Nihai hedef Büyük Savaşı çıkarıp Türkiye'yi ve Müslümanları bitirmektir. Bu sermayenin planı olabilir fakat sonuç Müslümanların birleşmesi ve zaferi olacaktır. Allah sizlerden razı olsun. Allah'a emanet olunuz. |