Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017
9842 Okunma, 3 Yorum

 

TÜRKİYE VARLIK FONU

Prof.Dr.Sabri TEKİR

2016 Ağustos'unda TBMM'de kabul edilen bir kanunla Türkiye Varlık Fonu A.Ş. kuruldu. Birkaç gün önce de yöneticileri atandı, böylece Varlık Fonu fiilen göreve başlamış oldu. Fon kurulurken, Mecliste müzakere edilirken yapılmayan tartışmalar, Fonun faaliyete geçmesiyle birlikte yapılmaya başlandı. Tartışmalar yoğunlaşarak uzun süre devam edecek gibi görünmektedir

Varlık Fonuna çeşitli açılardan eleştiriler yöneltilmektedir. Eleştirilerin yoğunlaştığı noktalar şunlar: Fon, Meclis ve Sayıştay denetimi de dahil Sermaye Piyasası, kamu ihale ve devlet memurları mevzuatı gibi hiçbir kamu denetim mekânizmasına tabi değildir, bu milyarlarca dolarlık varlık işlemini denetimden kaçırmaktır; devletin tüm kârlı kurum, kuruluş ve varlıkları (Ziraat ve Halk Bankaları ve diğer bankalardaki devlet hisseleri ve bunların yönetimi dahil) Fonun yönetimine verilmiştir; var olan ve bundan sonra elde edilecek gelirler, devlet tarafından taahhüt edilmiş büyük projelere yöneltilecek ve bu projelerden daha önce müşteri garantisi verilip bu garantinin gerçekleşemediği yerlere ödeme için kullanılabilecek; yeni projeler için finansman kaynağı olarak kullanılacak; zamanla, Osmanlı Devletini malî yönden tutsak hale getiren ve bir tür "paralel bütçe yapılanması" olarak görülen Düyûn-ı Umûmiye İdaresine dönüşecektir. Bu eleştirileri daha da ilerilere götürmek mümkün.

Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Türkiye Varlık Fonu A.Ş.'nin faaliyet konusu ve görevleri de yasada şöyle belirlenmiştir: "Fonların kurulması ve yönetimi yoluyla sermaye piyasalarında araç çeşitliliğine ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonlar kurmak ve yönetmek."

Türkiye Varlık Fonu'nun kuruluş amaç ve görevlerinin bu şekilde belirlenmiş olması çok önemlidir. Tüm işletmelerde olduğu gibi devletin de kurum, kuruluş ve kaynaklarını  "müdebbir (dikkatli - tedbirli) bir tüccar" gibi verimli, programlı, ülkenin ve milletin geleceğini düşünerek yönetmesi hem siyasî sorumluluk açısından, hem de aklın ve irfanın gereğidir.

Türkiye'nin malî problemlerinden biri de bütçe açıklarıdır. Bütçe açıkları, vergi gelirlerinin yetersizliği ve/veya bu gelirlerin kullanılmasında verimliliğin yeterince sağlanamamasından kaynaklanır. Mükelleflerin kamu hizmetlerinin finansmanı için devlete ( bana göre emaneten ) ödedikleri vergilerin öteden beri  siyasi amaçlı verimsiz kullanıldığı bilinmektedir. Kamu Kesimi Borçlanma Gereğinin özellikle iç finansman amaçlı olanı, verimsiz kamu harcamalarından doğar. Nitekim, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptığım hükumet tarafından, yine benim teklifim ile 1997 yılı başından itibaren yürürlüğe konulan Kamu TEK Hesabı ( çok bilinen ismi ile Havuz Sistemi) vergi gelirlerinde verimliliği sağlamak amaçlı getirilmiş bir sistemdi.

Kamu TEK Hesabı sisteminin etkili şekilde uygulandığı 1997 yılının ilk beş aylık döneminde bütçe önemli miktarda fazlalık vermiş, kamu kesimi borçlanma ihtiyacı tamamen ortadan kalkmıştır. Sanırım kamuoyunun yeterince bilmediği bir  husustur, cumhuriyet döneminde özellikle 1960 sonrasında, halâ etkileri devam eden önemli siyasi çalkantılar yaşanmış olmasına rağmen, ilk defa 1997 yılı Nisan ve Mayıs aylarında Hazine iç borçlanmaya çıkmamış ve borçlanma yapmamıştı, çünkü bütçe yeterli miktarda fazlalık veriyordu. O zaman şöyle bir gerçekle karşılaşılmıştı: Devleti yönetenlerin samimi ve ciddi olarak sahip çıkması halinde mükelleflerin ödedikleri vergiler kamu hizmetlerinin finansmanı için yetiyor ve artıyordu, bütçe harcamaları için borçlanmaya ihtiyaç kalmıyordu. Çok önemli temel devlet yatırımlarının finansmanı dışında, dış borçlanma gereği de ortadan kalkıyordu. Yine, ilk defa hükumet ettiğimiz dönemde bir yıl süreyle IMF'ten hiçbir kredi talep edilmemiş ve alınmamıştı, çünkü kaynak paketleri ile ihtiyacımız olan kaynakları sağlayabilmiş idik.

Şimdi getirilen Varlık Fonu'nu, birilerinin iddia ettiği gibi, o dönemde uygulanan Kamu TEK Hesabı ile karıştırmak ve karşılaştırmak doğru değildir. Kamu TEK Hesabı asla paralel bir bütçe değildi. Tersine var olan devlet bütçesinin, yani genel ve katma bütçeli devlet kuruluşlarının ve kamu iktisadi teşebbüslerinin kaynak ve finansman imkânlarının disipline edilmesi, bütçe denkliğinin sağlanması, vergi gelirlerinin peşkeş çekilmesinin önlenmesi ve bütçenin tam bir denetim altına alınmasına yönelikti. Yani, bu sistem kamu harcamalarında tam anlamıyla tasarruf ve verimliliği sağlıyordu. Son yarım asırlık dönemde, ülkemizde uygulanan ekonomik ve malî politikaların en başarılı ve en parlak olanıydı. Milletin hakkına ve hukukuna siyasi iradenin sahip çıkmasıydı. Bazı çıkar çevrelerini, bu çevreler ile siyasi ve ekonomik çıkarlarını özdeşleştirmiş, birleştirmiş  olanları rahatsız etmesinin nedeni de hükümetin milletin hakkına bu sahip çıkma iradesiydi.

İç ve dış sorunlarımızın katlanarak artmakta olduğu, ülkemizin dörtbir taraftan ekonomik ve siyasi yönden sıkıştırıldığı böyle bir dönemde hükümetin Varlık Fonu ile birlikte Kamu TEK Hesabına benzer bir uygulamayı yürürlüğe koyması ne kadar çok yarar sağlardı.

Bu iki politika birlikte yürütülmediğinde ise, Varlık Fonu uygulamasında zamanla karşılaşılabilecek  temel risklerden biri de şu olacaktır: Fona devredilen kuruluşların önce gelirleri karşılık gösterilerek dış finansman teminine gidilecek, bu da yetmeyince kuruluşların doğrudan kendileri karşılık gösterilme zorunluluğu  doğacak, hatta dış borçların ödenemeyecek düzeye yükselmesi halinde ise alacaklı ülkeler çeşitli baskı yöntem ve araçlarını kullanmak suretiyle Fon yönetiminde bulunan kuruluşların bir kısmının veya Fonun bizzat kendisinin dolaylı ya da doğrudan yönetimini isteyebileceklerdir.

19. y.yılın ikinci yarısında Osmanlı Devletinin karşılaştığı malî ve ekonomik sorunlar buna benzer bir sürecin sonunda yaşanmıştır. Osmanlı Devletinin o dönemde yaşadığı Düyûn-ı Umûmiye deneyimini Türkiye'nin yaşamaması gerekir. Varlık Fonu yönetiminde bulunanların Osmanlı Devletinin 19. y.yılda içinde bulunduğu ekonomik ve malî şartları çok iyi bilmeleri, bilgi, tecrübe ve tarihsel perspektife sahip olmaları, emperyalist devletlerin sömürge metot ve politikalarını bilmeleri gerekir.  Aksi takdirde, tekerrür eden tarihin çarkları arasında ezilip gitmek işten bile değildir.
Testi kırılmadan önce uyarılarımızı yapmak istedik.

10 Şubat 2017

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
10.02.2017
07:57


Türkiye Varlık Fonu ne iş yapar?

26 Ağustos 2016'da kabul edilen yasa uyarınca kurulan Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi, ''Özel hukuk hükümlerine tabi''dir.

Kamu varlıklarının toplanarak bir fon kurulması ve bu fonun da özel hukuk hükümlerine tabi olması, dünyada bir ilktir. Bu projenin görünen ve görünmeyen amaçları da kendi kanunu içinde ve bilinmeyenlerle doludur.

Kanunda sayılı olan ve TVF'nin yapacağı işlemler:

1. Her türlü hisse senedi, tahvil ve diğer menkul değerleri alır ve satar.

2. Her türlü para piyasası işlemleri,

(Türkiye'de para piyasası 3 ayrı piyasadan oluşur. Bunlar; Bankalararası Piyasa, Merkez Bankası Piyasası ve Takasbank Piyasasıdır. Ortak özellikleri, kısa vadeli işlemler olması ve teminatların hazine bonosu olmasıdır. Bu piyasalarda paranın yabancı para olması durumunda para piyasası yerini Forex piyasasına bırakır. Fon bu haliyle Merkez Bankası ve bankaların yaptığı işlemleri nasıl yapacak?)

3. Gayrimenkul ve gayrimenkule dayalı haklar ile her türlü gayrimaddi hakların değerlendirilmesi;

(Gayrimaddi haklar, patent, ticari marka, ticari unvan, tasarım ya da model gibi sınaî varlıkların kullanım hakkı ile edebiyat ve sanatsal eserlerin mülkiyet haklarını, fikri hakları kapsar.)

4. Her türlü proje geliştirme, projeye dayalı kaynak yaratma, dış proje kredisi sağlama ve diğer yöntemlerle kaynak temini işlemleri;

(Üçüncü köprü ve yeni hava limanı projelerinde özel sektörün kredi bulmakta zorlandığı ve bu nedenle Hazine'nin bazı proje kredilere kefil olduğu biliniyor.  Yine Türkiye'nin dış borçları son verilere göre 411 milyar dolardır. Millî Gelire oranı olarak yüksek değil ve fakat Türkiye'nin dış borç ödeme kapasitesi olarak  yüksektir. Çünkü Türkiye döviz yaratamıyor. Ayrıca cari açık veriyor. Dahası son yıllarda gelir de yaratamıyor. Kur artışı da özel sektörün dış borçlarını riske soktu. Ortalama olarak fert başına yıllık Millî Gelir büyümesi de yüzde 1 ile yüzde 2 arasında seyrediyor. Dış borcu ödemek için önce gelir yaratmak, sonra döviz elde etmek gerekir.

Bu şartlarda Türkiye dış borç bulmakta zorlanıyor. Hazinenin borçlanması veya kefaleti de bir yerden sonra etkili olmuyor. Zira bir ülke moratoryuma giderse, alacaklar Hazineyi haciz edemezler. Oysaki şimdi Türkiye Varlık Fonu, elindeki varlıkları teminat olarak gösterecektir. Fona borç verenler alacakları riske girerse, özel hukuk hükümlerine göre fon varlıklarını ve hisseleri haczedebilecektir. Fonun dış borcu Hazine kayıtlarında yer almayacaktır. 

Fonun aldığı dış borç verimli ve gelir getirici yatırımlarda kullanılırsa, borç kendini öder. Ancak yap-işlet devret yatırım modellerinde Hükümet oyunu kurallarına göre oynamıyor. Hem uzun dönemli yatırım gelirinden oluyor. Hem de geçiş garantisi veriyor. Bütçeden para ödüyor. Yetmedi yap-işlet devret müteahhidinin aldığı dış krediye de hazine kefil oluyor.)

5) Her türlü ticari ve finansal faaliyetleri, ulusal ve uluslararası birincil ve ikincil piyasalarda gerçekleştirilir. Şirket tarafından, ulusal yatırımlar ile uluslararası alanlarda diğer devletler ve/veya yabancı şirketlerce yapılacak yatırımlara iştirak edilebilir.

Bir hisse senedinin, Devlet iç borçlanma senetlerinin ilk defa piyasaya sürülmesi birincil piyasa işlemidir. Bu kıymetlerin İlk ihraçtan sonra işlem gördükleri piyasa ikincil piyasadır

Benim düşünceme göre bu fon, kamu varlıklarının özel hukuk hükümlerine tabi tutulup, dış ve iç borçlanmada teminat olarak gösterilmesi ve tıkanma noktasına gelen dış borçlanmanın önünün açılması, yap-işlet devret şeklindeki alt yapı yatırımları için kaynak sağlanması, kamuya ait zarar eden banka ve işletmelerle kâr eden Millî Piyango gibi işletmeleri aynı sepete koyarak , zararların karşılanması, Merkez Bankası yanında ayrıca kurlara, likiditeye ve faize alım-satım yoluyla müdahale etmek için kuruldu.

Doğru mu? Doğru değil... Kamu malı ve özel mal ayırımı ve bu malların toplum açısından fayda ve maliyeti, kamuya ait varlıkların kamu hukukuna göre yönetilmesi insanlık tarihinin bin yıllık tecrübesi ile oluşmuştur. Tüm kamu varlıkları ile özel fon yaratmak belki de bu dünyada bir ilktir.


http://www.yenicaggazetesi.com.tr/turkiye-varlik-fonu-ne-is-yapar-41618yy.htm




Reşat Nuri Erol
12.02.2017
20:06


http://www.milligazete.com.tr/turkiye_varlik_fonu/prof_dr_sabri_tekir/kose_yazisi/33191


Reşat Nuri Erol
12.02.2017
20:52


MİLLÎ GAZETE 

http://www.milligazete.com.tr/turkiye_varlik_fonu/prof_dr_sabri_tekir/kose_yazisi/33191


Prof. Dr. Sabri Tekir

Prof. Dr. Sabri Tekir

12.02.2017@RSS

Sesli Köşe Yazısı


Türkiye varlık fonu

2016 Ağustos’unda TBMM’de kabul edilen bir kanunla Türkiye Varlık Fonu A.Ş. kuruldu. Birkaç gün önce de yöneticileri atandı, böylece Varlık Fonu fiilen göreve başlamış oldu. Fon kurulurken, Meclis’te müzakere edilirken yapılmayan tartışmalar, Fonun faaliyete geçmesiyle birlikte yapılmaya başlandı. Tartışmalar yoğunlaşarak uzun süre devam edecek gibi görünmektedir.
 
Varlık Fonuna çeşitli açılardan eleştiriler yöneltilmektedir. Eleştirilerin yoğunlaştığı noktalar şunlar: Fon, Meclis ve Sayıştay denetimi de dâhil Sermaye Piyasası, kamu ihale ve devlet memurları mevzuatı gibi hiçbir kamu denetim mekanizmasına tabi değildir. Bu milyarlarca dolarlık varlık işlemini denetimden kaçırmaktır; devletin tüm kârlı kurum, kuruluş ve varlıkları (Ziraat ve Halk Bankaları ve diğer bankalardaki devlet hisseleri ve bunların yönetimi dâhil) Fonun yönetimine verilmiştir. Var olan ve bundan sonra elde edilecek gelirler, devlet tarafından taahhüt edilmiş, büyük projelere yöneltilecek ve bu projelerden daha önce müşteri garantisi verilip bu garantinin gerçekleşemediği yerlere ödeme için kullanılabilecek. Yeni projeler için finansman kaynağı olarak kullanılacak; zamanla, Osmanlı Devletini malî yönden tutsak hale getiren ve bir tür “paralel bütçe yapılanması” olarak görülen Düyûn-ı Umûmiye İdaresine dönüşecektir. Bu eleştirileri daha da ilerilere götürmek mümkün!
 
Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Türkiye Varlık Fonu A.Ş.’nin faaliyet konusu ve görevleri de yasada şöyle belirlenmiştir: “Fonların kurulması ve yönetimi yoluyla sermaye piyasalarında araç çeşitliliğine ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonlar kurmak ve yönetmek.”
 
Türkiye Varlık Fonu’nun kuruluş amaç ve görevlerinin bu şekilde belirlenmiş olması çok önemlidir. Tüm işletmelerde olduğu gibi devletin de kurum, kuruluş ve kaynaklarını “müdebbir (dikkatli - tedbirli) bir tüccar” gibi verimli, programlı, ülkenin ve milletin geleceğini düşünerek yönetmesi hem siyasî sorumluluk açısından, hem de aklın ve irfanın gereğidir.
 
Türkiye’nin malî problemlerinden biri de bütçe açıklarıdır. Bütçe açıkları, vergi gelirlerinin yetersizliği ve/veya bu gelirlerin kullanılmasında verimliliğin yeterince sağlanamamasından kaynaklanır. Mükelleflerin kamu hizmetlerinin finansmanı için devlete (bana göre emaneten) ödedikleri vergilerin öteden beri siyasi amaçlı verimsiz kullanıldığı bilinmektedir. Kamu Kesimi Borçlanma Gereğinin özellikle iç finansman amaçlı olanı, verimsiz kamu harcamalarından doğar. Nitekim Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptığım hükumet tarafından, yine benim teklifim ile 1997 yılı başından itibaren yürürlüğe konulan Kamu TEK Hesabı (çok bilinen ismi ile Havuz Sistemi) vergi gelirlerinde verimliliği sağlamak amaçlı getirilmiş bir sistemdi.
 
Kamu TEK Hesabı sisteminin etkili şekilde uygulandığı 1997 yılının ilk beş aylık döneminde bütçe önemli miktarda fazlalık vermiş, kamu kesimi borçlanma ihtiyacı tamamen ortadan kalkmıştır. Sanırım kamuoyunun yeterince bilmediği bir husustur, cumhuriyet döneminde özellikle 1960 sonrasında, hâlâ etkileri devam eden önemli siyasi çalkantılar yaşanmış olmasına rağmen, ilk defa 1997 yılı Nisan ve Mayıs aylarında Hazine iç borçlanmaya çıkmamış ve borçlanma yapmamıştı, çünkü bütçe yeterli miktarda fazlalık veriyordu. O zaman şöyle bir gerçekle karşılaşılmıştı: Devleti yönetenlerin samimi ve ciddi olarak sahip çıkması halinde mükelleflerin ödedikleri vergiler kamu hizmetlerinin finansmanı için yetiyor ve artıyordu, bütçe harcamaları için borçlanmaya ihtiyaç kalmıyordu. Çok önemli temel devlet yatırımlarının finansmanı dışında, dış borçlanma gereği de ortadan kalkıyordu. Yine, ilk defa hükumet ettiğimiz dönemde bir yıl süreyle IMF’ten hiçbir kredi talep edilmemiş ve alınmamıştı, çünkü kaynak paketleri ile ihtiyacımız olan kaynakları sağlayabilmiş idik.
 
Şimdi getirilen Varlık Fonu’nu, birilerinin iddia ettiği gibi, o dönemde uygulanan Kamu TEK Hesabı ile karıştırmak ve karşılaştırmak doğru değildir. Kamu TEK Hesabı asla paralel bir bütçe değildi. Tersine var olan devlet bütçesinin, yani genel ve katma bütçeli devlet kuruluşlarının ve kamu iktisadi teşebbüslerinin kaynak ve finansman imkânlarının disipline edilmesi, bütçe denkliğinin sağlanması, vergi gelirlerinin peşkeş çekilmesinin önlenmesi ve bütçenin tam bir denetim altına alınmasına yönelikti. Yani, bu sistem kamu harcamalarında tam anlamıyla tasarruf ve verimliliği
sağlıyordu. Son yarım asırlık dönemde, ülkemizde uygulanan ekonomik ve malî politikaların en başarılı ve en parlak olanıydı. Milletin hakkına ve hukukuna siyasi iradenin sahip çıkmasıydı. Bazı çıkar çevrelerini, bu çevreler ile siyasi ve ekonomik çıkarlarını özdeşleştirmiş, birleştirmiş olanları rahatsız etmesinin nedeni de hükümetin milletin hakkına bu sahip çıkma iradesiydi.
 
İç ve dış sorunlarımızın katlanarak artmakta olduğu, ülkemizin dört bir taraftan ekonomik ve siyasi yönden sıkıştırıldığı böyle bir dönemde hükümetin Varlık Fonu ile birlikte Kamu TEK Hesabına benzer bir uygulamayı yürürlüğe koyması ne kadar çok yarar sağlardı.
Bu iki politika birlikte yürütülmediğinde ise, Varlık Fonu uygulamasında zamanla karşılaşılabilecek temel risklerden biri de şu olacaktır: Fona devredilen kuruluşların önce gelirleri karşılık gösterilerek dış finansman teminine gidilecek, bu da yetmeyince kuruluşların doğrudan kendileri karşılık gösterilme zorunluluğu doğacak, hatta dış borçların ödenemeyecek düzeye yükselmesi halinde ise alacaklı ülkeler çeşitli baskı yöntem ve araçlarını kullanmak suretiyle Fon yönetiminde bulunan kuruluşların bir kısmının veya Fonun bizzat kendisinin dolaylı ya da doğrudan yönetimini isteyebileceklerdir.
 
19. yy.’ın ikinci yarısında Osmanlı Devleti’nin karşılaştığı malî ve ekonomik sorunlar buna benzer bir sürecin sonunda yaşanmıştır. Osmanlı Devleti!nin o dönemde yaşadığı Düyûn-ı Umûmiye deneyimini Türkiye’nin yaşamaması gerekir. Varlık Fonu yönetiminde bulunanların Osmanlı Devletinin 19. yy.’da içinde bulunduğu ekonomik ve malî şartları çok iyi bilmeleri, bilgi, tecrübe ve tarihsel perspektife sahip olmaları, emperyalist devletlerin sömürge metot ve politikalarını bilmeleri gerekir.  Aksi takdirde, tekerrür eden tarihin çarkları arasında ezilip gitmek işten bile değildir.
Testi kırılmadan önce uyarılarımızı yapmak istedik.






Çok Yorumlanan Makaleler
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Adil Düzen ile Endülüsleşmeyi önler-2
1.04.2023 2006 Okunma
17 Yorum 01.04.2023 12:41
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-12
28.04.2023 1869 Okunma
17 Yorum 28.04.2023 10:03
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-8
15.04.2023 1838 Okunma
17 Yorum 15.04.2023 05:37
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-11
24.04.2023 1745 Okunma
17 Yorum 24.04.2023 16:37
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-9
17.04.2023 1450 Okunma
16 Yorum 17.04.2023 09:00
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-6
9.04.2023 1735 Okunma
16 Yorum 09.04.2023 08:38
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-7
11.04.2023 1813 Okunma
16 Yorum 15.04.2023 05:26
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 4
9.05.2023 1416 Okunma
16 Yorum 09.05.2023 11:43
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-13
29.04.2023 1763 Okunma
16 Yorum 29.04.2023 12:44
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-14
30.04.2023 1657 Okunma
16 Yorum 30.04.2023 09:27
Reşat Nuri Erol
Türkiye yani Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-1
1.05.2023 1615 Okunma
16 Yorum 01.05.2023 16:35
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-6
29.03.2023 2008 Okunma
16 Yorum 29.03.2023 10:51
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-5
27.03.2023 1951 Okunma
16 Yorum 28.03.2023 03:38
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı - 4
28.05.2023 1771 Okunma
16 Yorum 28.05.2023 12:59
Reşat Nuri Erol
Hocaların Hocası Ali Yakup Cenkçiler Hoca - 4
29.05.2021 4342 Okunma
16 Yorum 30.05.2021 17:12
Reşat Nuri Erol
Seçimden sonra acilen yapılması gerekenler…-1
30.05.2023 1430 Okunma
15 Yorum 30.05.2023 10:57
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Adil Düzen ile Endülüsleşmeyi önler-1
31.03.2023 1714 Okunma
15 Yorum 31.03.2023 07:12
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-1
2.04.2023 1788 Okunma
15 Yorum 02.04.2023 07:23
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-3
4.04.2023 1796 Okunma
15 Yorum 04.04.2023 09:59
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-4
5.04.2023 1938 Okunma
15 Yorum 05.04.2023 09:50
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-5
6.04.2023 1401 Okunma
15 Yorum 06.04.2023 09:38
Reşat Nuri Erol
Türkiye ya da Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-2
2.05.2023 1537 Okunma
15 Yorum 02.05.2023 06:15
Reşat Nuri Erol
Türkiye ya da Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-3
3.05.2023 1240 Okunma
15 Yorum 03.05.2023 07:58
Reşat Nuri Erol
Türkiye ya da Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-4
5.05.2023 1300 Okunma
15 Yorum 05.05.2023 09:41
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 1
6.05.2023 1474 Okunma
15 Yorum 06.05.2023 08:27
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 2
7.05.2023 1380 Okunma
15 Yorum 07.05.2023 11:54
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 3
8.05.2023 1415 Okunma
15 Yorum 08.05.2023 10:39
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 5
10.05.2023 1348 Okunma
15 Yorum 10.05.2023 10:58
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 6
11.05.2023 1351 Okunma
15 Yorum 11.05.2023 10:03
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı-1
25.05.2023 1592 Okunma
15 Yorum 25.05.2023 07:01
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı - 2
26.05.2023 1409 Okunma
15 Yorum 26.05.2023 09:46
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı - 3
27.05.2023 1665 Okunma
15 Yorum 27.05.2023 09:47
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim 1216. hafta seminer notlarından - 1
22.05.2023 1217 Okunma
15 Yorum 22.05.2023 10:22
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim 1216. hafta seminer notlarından - 2
23.05.2023 1425 Okunma
15 Yorum 23.05.2023 11:02
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim 1216. hafta seminer notlarından - 3
24.05.2023 1289 Okunma
15 Yorum 24.05.2023 05:36
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 7
12.05.2023 1390 Okunma
15 Yorum 12.05.2023 07:41
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 8
13.05.2023 1166 Okunma
15 Yorum 13.05.2023 11:41
Reşat Nuri Erol
Deprem; depremden sonra… Seçimden sonra...
14.05.2023 1552 Okunma
15 Yorum 14.05.2023 10:08
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-1
15.05.2023 1317 Okunma
15 Yorum 15.05.2023 10:22
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-2
16.05.2023 1217 Okunma
14 Yorum 16.05.2023 09:16
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-3
18.05.2023 1162 Okunma
14 Yorum 18.05.2023 10:52
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-4
19.05.2023 1237 Okunma
14 Yorum 19.05.2023 08:35
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-5
20.05.2023 1291 Okunma
14 Yorum 20.05.2023 11:17
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-6
21.05.2023 1254 Okunma
14 Yorum 21.05.2023 15:01
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-2
3.04.2023 1644 Okunma
14 Yorum 03.04.2023 10:15
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-11
1.11.2023 1804 Okunma
14 Yorum 01.11.2023 15:21
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 15
30.11.2023 1733 Okunma
14 Yorum 30.11.2023 09:53
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-10
20.04.2023 1742 Okunma
14 Yorum 20.04.2023 06:22
Reşat Nuri Erol
Arif Ersoy; “Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen” - 3
5.09.2020 4298 Okunma
13 Yorum 06.09.2020 09:11
Reşat Nuri Erol
Ekonomik problemler ve İslami çözümler… - 2
21.12.2020 3632 Okunma
12 Yorum 22.12.2020 19:58
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 16
3.12.2023 1688 Okunma
12 Yorum 03.12.2023 09:55
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-12
2.11.2023 1504 Okunma
12 Yorum 02.11.2023 11:18
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-13
4.11.2023 1658 Okunma
12 Yorum 04.11.2023 08:49
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-14
5.11.2023 1866 Okunma
12 Yorum 05.11.2023 08:30
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 1
6.11.2023 1783 Okunma
12 Yorum 06.11.2023 09:11
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 2
8.11.2023 1850 Okunma
12 Yorum 08.11.2023 08:20
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 3
11.11.2023 1759 Okunma
12 Yorum 11.11.2023 07:01
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 4
12.11.2023 1607 Okunma
12 Yorum 12.11.2023 10:44
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 5
13.11.2023 1983 Okunma
12 Yorum 13.11.2023 09:19
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 6
16.11.2023 1596 Okunma
12 Yorum 16.11.2023 13:08
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 7
18.11.2023 1569 Okunma
12 Yorum 18.11.2023 14:46
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 8
20.11.2023 1704 Okunma
12 Yorum 20.11.2023 12:31
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 9
22.11.2023 1491 Okunma
12 Yorum 22.11.2023 12:46
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 10
23.11.2023 1928 Okunma
12 Yorum 23.11.2023 11:03
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 11
25.11.2023 1700 Okunma
12 Yorum 25.11.2023 13:39
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 12
27.11.2023 1469 Okunma
12 Yorum 27.11.2023 10:10
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 13
28.11.2023 1697 Okunma
12 Yorum 28.11.2023 08:39
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 14
29.11.2023 1628 Okunma
12 Yorum 29.11.2023 13:25
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-2
22.03.2023 1372 Okunma
12 Yorum 25.03.2023 11:55
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 1
15.03.2023 1700 Okunma
12 Yorum 16.03.2023 14:45
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 2
16.03.2023 1535 Okunma
12 Yorum 16.03.2023 14:44
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 3
17.03.2023 1356 Okunma
12 Yorum 17.03.2023 11:16
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 4
18.03.2023 1449 Okunma
12 Yorum 19.03.2023 11:26
Reşat Nuri Erol
Ne yapacağını bilmeyen iktidar ve 9 Soru-Cevap
2.10.2018 6967 Okunma
12 Yorum 02.10.2018 19:19
Reşat Nuri Erol
SEBİLÜ’R-REŞAD-3; Niçin SP? Koalisyon! 19.06.2018
21.06.2018 5644 Okunma
11 Yorum 23.06.2018 06:45
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14453 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-1
19.03.2023 1671 Okunma
11 Yorum 19.03.2023 11:29
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-3
25.03.2023 1348 Okunma
11 Yorum 25.03.2023 11:57
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-4
26.03.2023 1972 Okunma
11 Yorum 26.03.2023 09:44
Reşat Nuri Erol
“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi) - 8
14.02.2023 1299 Okunma
11 Yorum 14.02.2023 10:40
Reşat Nuri Erol
Kur’an 1230. haftalık seminer notlarımızdan - 2
18.10.2023 1789 Okunma
11 Yorum 18.10.2023 23:25
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı - 1
19.10.2023 1763 Okunma
11 Yorum 19.10.2023 10:00
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-2
20.10.2023 1874 Okunma
11 Yorum 20.10.2023 10:14
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-3
21.10.2023 1835 Okunma
11 Yorum 21.10.2023 09:39
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-4
24.10.2023 1958 Okunma
11 Yorum 24.10.2023 08:35
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-5
25.10.2023 2139 Okunma
11 Yorum 25.10.2023 08:09
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-6
26.10.2023 1723 Okunma
11 Yorum 26.10.2023 12:01
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-7
27.10.2023 1757 Okunma
11 Yorum 27.10.2023 12:08
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-8
28.10.2023 1760 Okunma
11 Yorum 28.10.2023 09:43
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-9
30.10.2023 1914 Okunma
11 Yorum 30.10.2023 10:36
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-10
31.10.2023 1605 Okunma
11 Yorum 31.10.2023 11:04
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 28
16.12.2023 1357 Okunma
11 Yorum 16.12.2023 12:39
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 29
17.12.2023 1444 Okunma
11 Yorum 17.12.2023 10:58
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 19
6.12.2023 1587 Okunma
11 Yorum 06.12.2023 10:45
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 20
7.12.2023 1651 Okunma
11 Yorum 07.12.2023 11:39
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 21
9.12.2023 1780 Okunma
11 Yorum 09.12.2023 10:47
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 22
10.12.2023 1460 Okunma
11 Yorum 10.12.2023 13:08
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 23
11.12.2023 1649 Okunma
11 Yorum 11.12.2023 09:55
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 24
12.12.2023 1445 Okunma
11 Yorum 12.12.2023 11:19
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 25
13.12.2023 1540 Okunma
11 Yorum 13.12.2023 13:58


© 2025 - Akevler