Çağımızdaki şirkler ve çözüm yolları
Çağımızın şirki nedir, çağımızdaki şirkler nelerdir?
Eski müfessirler Kur’an’ın nazil olduğu zamanki şirki tesbit edip yorumladılar.
Biz ise çağımızın şirklerini tesbite çalışıyoruz.
1) Bir numaralı şirk “ekseriyet sistemi”dir. Ekseriyetin kararına uymak demek her gün yeni tanrıya tapmak demek olur.
2) İkinci şirk ise modadır. Modacılar açık saçık modalar icat ederler, halk da modaya uyacağım diye onlara tabi olarak yaşar. Bu da büyük şirktir. Bir zamanlar Tanrı’ya inanmak ayıp sayılmış, ateist olma üst sınıftan olma olarak görülmüştür. Moda israflar hep şirktir.
3) Üçüncü şirk ekonomide yapılmaktadır. Ekonomideki en büyük şirk “karşılıksız para”dır yani dolar ve ona endeksli paralardır. Çağımızdaki insanlar karşılığı olmayan bu boş kâğıda kavuşmak gece gündüz çalışarak ona köle olmaktadırlar.
4) Dördüncü şirk faizdir. Emeksiz ve rizikosuz kazanç peşinde koşanlar Allah’ın değil faizin kullarıdır. Bu şirk yani faiz musibeti her vesileyle bu köşede değerlendirilmiş ve sebebiyet verdiği çok yönlü zararlar hep anlatılmıştır.
Çağımızda bunlar yapılırken mümkün olduğunca bu şirklere bulaşmamamız gerekir...
Dört müessese vardır; ilim, din, ekonomi ve siyaset.
Kaç çeşit ortaklık oluşabilir?
İlim-Din, İlim-Ekonomi, İlim-Siyaset, Din-Ekonomi, Din-Siyaset, Ekonomi-Siyaset veya ilmin, dinin, ekonominin olmadığı üçlü şirkler veya hepsi bir arada dörtlü şirkler... Aslında bunlar birlikte insanlığa, Allah’a, dine, Kur’an düzenine saldırmışlar, şimdi de saldırmaktadırlar. Ancak bunlar abid müşrik değil, kendilerini tanrı olarak gören müşriklerdir.
Demek ki şirk iki türlüdür.
Birinci tip şirk başkasını tanrı kabul edip ona ibadet edenler, bunlar müşriklerdir.
İkinci tip şirk ise kendisini tanrı kabul edip hareket edenler şerik olmaktadır.
Kendisini veya başkasını Tanrı’ya ortak etme şirktir. Tekrar hatırlamamız gerekmektedir ki şirk inanç sistemi değildir. Küfür sözle ilgili olduğu halde şirk fiildir. Yani iki tanrı var diyen kâfir olur, müşrik olmaz. Ama fiilen iki tanrıya tapan müşrik olmuş olur.
Bir kimse rüşvet vermiş ve haksız karar aldırmıştır. Rüşvet verdiği, haksız karar verdiği ortaya çıktığı zaman da o bana yaptırdı der, rüşvet vermeseydim benim işimi yapmazdı der. Rüşvet alanlar da asla bunu kabul etmezler.
Haksız bir karar verilmiş olabilir. Örnek olarak eğer ekseriyet sisteminden yararlanarak bir sermaye milletvekilleri satın alarak bir kanun çıkartmışsa ve bu kanunla da vurgun vurmuşsa, işte bu soruşturulacak ve haksız mal edinmeden malları istirdat edilecektir.
Ekseriyetle alınan kararları şeriat kabul edenler, modaya uyarak açık saçık dolaşanlar, karşılıksız nakdi kazanalım diye durmadan koşuşanlar, emeksiz ve rizikosuz kazanmak için uğraşanlar; işte şirk içinde olanlar bunlardır.
Katılım Bankaları fetvalar almakta ve cari sistemi yaşatmaktadırlar. Önce işlerine gelen müftüleri seçiyorlar, sonra da istedikleri fetvaları alınca faizi faizsiz diye yutturuyorlar...
Çözüm: 25 kadar karar şekilleri vardır. “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası”nda bunlar anlatılmıştır. Şirkten kaçanlar oraya başvurmalıdırlar. Moda yerine içtihatlarına göre giyinmeli ve ona göre iş yapmalıdırlar. Karşılıksız para yerine günlük işlerini TL ile yapabilirler ama borçlanmalar altın, demir, buğday veya toprak değerleri (bonoları yani paraları) üzerinden olmalıdır. Para kazanmak için değil, iş yapmak için ve üretim yapmak için çalışmalıdırlar. “Adil Düzen” geldiği zaman eğer bunlarla haksız iktisab yapmışlarsa ve adil yargı da bunu tesbit ederse, onlardan alabilir...
Yarın bir yönetim oluşacak, bunlar haklı ile haksızı ayırıp şirk ile kazandıkları ellerinden alınacaktır. Takdir komisyonu kurulacak, savunma orada yapılacak ve komisyonun verdiği kararlar uygulanacaktır. Tarafların yargıya gitme hakları daima vardır...