Lütfi Hocaoğlu
Hamr
15.03.2012
8130 Okunma, 1 Yorum

 

Hamr kelimesinin anlamı

Hamr kelimesinin anlamına Lisanu-l A’râbdan alıntılarla bakalım.

الخَمْرُ: ما أَسْكَرَ من عصير العنب لأَنها خامرت العقل

Hamr: Üzüm suyundan sarhoş eden şey, onunla akıl örtülür.

 

والعرب تسمي العنب خمراً؛ قال: وأَظن ذلك لكونها منه

Araplar üzümü hamr olarak isimlendirirler. Ve zannediyorum bu (böyle denmesi), ondan onun olması nedeniyledir.

 

قال الراعي:

يُنازِعُنِي بها نُدْمانُ صِدْقٍ

شِواءَ الطَّيرِ، والعِنَبَ الحَقِينا

يريد الخمر

Râi (Çoban) dedi ki:

Nudmanu sıdk çekip alıyordu benden onunla

Kuş ızgarasını ve taşmış üzümü

(Burada taşmış üzümle) Hamr’ı irade etmektedir.

 

وزعم بعض الرواة أَنه رأَى يمانيّاً قد حمل عنباً فقال له: ما تحمل؟ فقال:خمراً، فسمى العنب خمراً

Bazı raviler şunu ileri sürdüler: Üzüm taşıyan bir Yemen’li görünce, ona ne taşıyorsun diye sorunca hamr der, üzümü hamr olarak isimlendirir.

 

قال ابن الأَعرابي: وسميت الخمر خمراً لأَنها تُرِكَتْ فاخْتَمَرَتْ، واخُتِمارُها تَغَيُّرُ ريحها؛ ويقال: سميت بذلك لمخامرتها العقل

İbni Arabi dedi ki: Elhamr, hamr olarak isimlendirilir ki şu sebeple: O terkedildiğinde ihtimar olur (mayalanır) ve onun ihtimarı kokusunun değişmesidir ve denilir ki böyle isimlendirilmesi aklı örtmesinden dolayıdır.

 

قيل: الخُمارُ بقية السُّكْرِ، تقول منه: رجل خَمِرٌ أَي في عَقِبِ خُمارٍ

Denilir ki: Humar sarhoşluğun kalanıdır. Ona dayanarak dersin ki: Hemir adam yani humarın sonunda olan.

 

Buralardan anlıyoruz ki Hamr üzüm suyundan ihtimar (mayalanma) ile elde edilen ve sarhoşluk veren içkidir. Günümüz Türkçesiyle şaraptır.

 

Besinlerden haram edilenler

En’âm 145. ayete bakalım.

قُلْ لَا أَجِدُ فِي مَا أُوحِيَ إِلَيَّ مُحَرَّمًا عَلَى طَاعِمٍ يَطْعَمُهُ إِلَّا أَنْ يَكُونَ مَيْتَةً أَوْ دَمًا مَسْفُوحًا أَوْ لَحْمَ خِنْزِيرٍ فَإِنَّهُ رِجْسٌ أَوْ فِسْقًا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ

De ki Bana vahyedilenler içinde onunla beslendiği beslenen üzerine haram edilmiş olarak ölü veya akıtılmış kan veya domuz eti (o pistir) veya Allah’tan başkasına kesilmiş olan fısk olması halinde olandan başkasını bulamıyorum. (Enam 145)

 

Bu ayette çok ince bir dil ustalığı vardır. Önce “vahyedilenler içinde haram edileni bulamıyorum” denmekte sonra haram edilenin beslenen üzerinde olduğu söylenmekte, sonra tekrar beslenenin sıfatı olarak onunla besleniyor (يَطْعَمُهُ) şeklinde cümle getirilmektedir. Sonra beslenilen şeyin hali istisna edilmektedir. İstisna edilirken kâne (burada muzarisi olan yekûnu) nakıs isim cümlesi kullanılmakta ve kânenin haberi olarak önce üç şey birbirine “veya” ile atfedilerek getirilmektedir:

مَيْتَةً أَوْ دَمًا مَسْفُوحًا أَوْ لَحْمَ خِنْزِيرٍ

Yani ölü veya akıtılmış kan veya domuz eti olması şeklinde bağlanmaktadır. Ancak burada yalnızca haram edilenler bunlar olsaydı, bunlar dışında bir şey haram edilmeyecek olsaydı kâne cümlesi تَكُونَ şeklinde gelmeli ve haberi de

مَيْتَةً وَ دَمًا مَسْفُوحًا وَ لَحْمَ خِنْزِيرٍ

şeklinde “ve” ile atıflarla olmalıydı. Arkasından da kânenin haberi tamamlanmadan araya bir parantez açılmakta ve

فَإِنَّهُ رِجْسٌ

şeklinde “çünkü o pistir” anlamında bir açıklama getirilmektedir. Zaten yalnızca bunlar haram edilseydi bu cümlenin de

فَإِنَّهَا رِجْسٌ

“çünkü onlar pistir” şeklinde gelmesi gerekirdi. Çünkü buradaki هُ zamiri kânenin ismi olan müstetir zamir هُوَ ye racidir. Parantez kapatıldıktan sonra ise “veya” ile atıf devam etmekte ama bu sefer besinin kendisi değil haram olma hikmeti olan fısk (فِسْقًا) atfedilmektedir. Sonra fıskın sıfatı şeklinde bir örnek verilmektedir: Allah’tan gayrısı için kesilen.

Buradan ne anlamaktayız?

1.Beslenme ile ilgili haram edilenler yalnızca ölü, akıtılmış kan, domuz eti, Allah’tan gayrısı için kesilen değildir. Bunlar birer örnektir.

2.Haram edilen rics (رِجْسٌ) ve fısk (فِسْقًا) olanlardır.

3.Rics için üç örnek verilmiştir: ölü, akıtılmış kan, domuz eti.

4.Fısk için bir örnek verilmiştir: Allah’tan gayrısı için kesilen.

 

Hamr ile ilgili ayetler

يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَا أَكْبَرُ مِنْ نَفْعِهِمَا

Sana Hamr’ı ve meysiri soruyorlar. De ki: İkisinde de büyük bir kötülük ve insanlar için faydalar vardır. İkisinin kötülüğü ikisinin faydasından büyüktür. (Bakara 219)

 

Hamr ve kumarın faydalarının da olduğundan bahsederken tekil olarak kötülüğün daha büyük olduğu söylenmektedir.

 

إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ

Şeytan Hamr ve meysir içinde aranıza adavet ve bağdayı koymayı irade eder. (Maide 91)

 

Burada Hamr ve kumarın toplumsal yapıya, sosyal ilişkilere zarar verme yönü anlatılmaktadır.

 

إِنِّي أَرَانِي أَعْصِرُ خَمْرًا

Ben kendimi Hamr’ı sıkıyor görüyorum (Yusuf 36)

 

Bu ayette bir mecaz-ı mürsel sanatı vardır. Zaten Araplar Hamr üzümden elde edildiği için dilleri içinde bu mecaz sanatını kullanmaktadırlar. Burada da zikr-i istikbal irade-i hal sanatı vardır. Yani kendimi hamr olacak olan üzümü sıkıyor görüyorum anlamındadır.

 

أَمَّا أَحَدُكُمَا فَيَسْقِي رَبَّهُ خَمْرًا

İkinizden birine gelince, efendisini Hamr ile sulayacak. (Yusuf 41)

 

Bu ayette Yusuf rüyanın yorumunu yapmakta ve efendisine içecek olarak hamr verecek demektedir.

Önceki ayet ve bu ayet Hamr’a üzümden yapılan içecek dışında bir anlam vermeyi engelleyen Kuran delilleridir.

 

وَأَنْهَارٌ مِنْ خَمْرٍ لَذَّةٍ لِلشَّارِبِينَ

Cennette ... içenler için lezzetli Hamr’dan nehirler ... vardır. (Muhammed 15)

 

Bu ayette cennetteki nehirleri sayarken Hamr’dan nehirlerden bahsetmektedir. Ama bir sıfatı ile getirmektedir: içenler için lezzetli. Burada Hamr’ın akışkan olduğu anlatılmaktadır.

 

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْأَنْصَابُ وَالْأَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ

Ey iman edenler Hamr, meysir, ensab ve ezlam şeytanın amelinden ricsdir. Öyleyse ondan kaçının. (Maide 90)

 

Burada amel ile fiil arasındaki farkı belirtmemiz gerekir. Fiil ameli kapsar yani amel bir fiildir ama her fiil bir amel değildir. Bir fiilin amel olması için bir üretimin gerçekleşmesi gerekir. Hamr’ın kendisi bir amel değildir. Kumar ise bir fiildir, amel değildir, bir üretim yapılmaz. Ensab dikili taşlar veya kendisine bir kimse veya bir varlığın nasb edildiği simgelerdir. Bunlar da amel değildir. Ezlam ise şans araçlarıdır. Bugünkü anlamda zarlar, kura çekme araçlarıdır. Bu da amel değildir. Bunların hepsi ricsdir. Rics olan ise haramdır (En’am 145). Hamr içeceklerden rics olandır.

Burada şeytanın amelinden deki مِنْ ibtidau-l gaye içindir. Cinsin beyanı değildir. Cinsin beyanı olsaydı rics amel cinsinden olmalıydı. Ama şeytanın amelinden olan rics şeytanın amelinin neticesidir. Arkasından öyleyse ondan kaçının demektedir. Onlardan kaçının فَاجْتَنِبُوهَا değil, ondan kaçının فَاجْتَنِبُوهُ demektedir. Buradaki هُ amele racidir. Yani o amelden kaçınmamız gerekir. Yani sadece Hamr’ı içmekten değil, Hamr’ı üretmekten de, üretilmesine sebep olmaktan da, sadece kumarı oynamaktan değil, oynatmaktan da, oynanmasına sebep olan amellerden de, sadece ensabı dikmekten değil, dikilmesine sebep olan amellerden de, üretmekten de, sadece kura çekmekten değil, kura çekilmesine sebep olan amellerden de kaçınmak emredilmektedir.

 

Diğer içeceklerin Hamr’a kıyası

Kuran’da diğer içeceklerden bahsetmemektedir. O halde yalnızca üzümden yapılan şarap (hamr) haram, diğerleri helal midir? Rakı helal midir?

Bunun için yine Kuran’a bakalım:

يُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَائِثَ

Onlara tayyibatı helal eder ve onlara habaisi haram eder. (Araf 157)

 

Bu ayette haram edilen için habis sıfatı getiriliyor, helal edilen için tayyib sıfatı getiriliyor. Normalde haram ve helal edilen varlıklar değil, vasıfları söylenmiştir. O zaman bu vasıflara sahip olanları bizim bulmamız gerekmektedir. Yani bir içecek veya yiyeceğin haram veya helal olduğunu bulmamız için içtihat yapmamız emredilmiş olmaktadır.

Hamr ricstir. Bu vasfı ile habistir.

Bir cins için aslolan helallik ise o cinsten bir şey için Kuran haram edildi der.

Bir cins için aslolan haramlık ise o cinsten bir şey için Kuran helal edildi der.

Bir cins için Kuran’da hem helal edildi, hem de haram edildi ifadeleri varsa aslolan ne helallik ne de haramlıktır.

Bu nedenle yiyecek ve içecekler için aslolan ne helallik ne haramlıktır. Bize helal edildiğine tayyib olmasıyla karar veririz, bize haram edildiğine habis olmasıyla karar veririz. Sonuçta yiyecekleri ve içecekleri biz haram veya helal etmeyiz. Ancak onların habis mi tayyib mi olduğuna karar vererek Allah’ın onları haram veya helal edip etmediğini bulmuş oluruz. Habis iseler haramdırlar, tayyib iseler helaldirler.

Hamr’ı rics yapan illeti bulursak diğer içeceklerin hangilerinin rics olduğu sonucuna varırız ve haramlığına karar verebiliriz.

 

Hamr’ın haramlık illeti

Bakara 219’da Hamr’daki kötülükten bahsederken Maide 91’de Hamr’ın toplumsal zararından bahsedilmektedir. Buna göre Hamr’daki kötülük sosyal değil bedensel olmalıdır. Hamr’ın yapısını incelediğiniz zaman aslında sosyal zarara da sebep olan kötülüğünün içinde bulunan alkol olduğu anlaşılır.

Bunun için Nahl 66-67’ye bakalım.

نُسْقِيكُمْ مِمَّا فِي بُطُونِهِ مِنْ بَيْنِ فَرْثٍ وَدَمٍ لَبَنًا خَالِصًا سَائِغًا لِلشَّارِبِينَ وَمِنْ ثَمَرَاتِ النَّخِيلِ وَالْأَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَرًا وَرِزْقًا حَسَنًا

Sizi onların batınlarından fers ve demin arasından çıkan halis, içenlere içimi kolay süt ile ve hurma ağaçları ve üzümlerin semerelerinden (bir su ile) sularız. Ondan sarhoşluk ve güzel rızık elde edersiniz. (Nahl 66-67)

 

Burada önce sütten bahsedilmektedir. Süt ile sizi suladık demekte ve buna üzümler ve hurma ağaçlarının meyvelerinden olan şey ile suladık şeklinde atıf yapılmaktadır. Sonraki cümle ondan elde edilen iki şeyden bahsediyor. Burada onlardan denmemiş ondan denmiştir. O derken de مِنْهُ şeklinde müfred müzekker (eril tekil) zamir dönmüştür. Bu nedenle bu zamir ne ثَمَرَاتِ a ne النَّخِيلِ  e ne de الْأَعْنَابِ a dönemez. Dönmesi için مِنْهَا şeklinde olması gerekirdi. Çünkü gayri akil çoğullara müfred müennes (dişil tekil) zamir döner. Burada هُ zamiri mahzuf kelimeye dönmektedir. Meyvelerden elde edilen sıvıya dönmektedir.

Sonraki cümlede bu sıvıdan elde edilen iki şeyden bahsetmektedir. Bunlardan biri güzel rızıktır, diğeri sarhoşluktur. Sarhoşluğu elde ettiğimiz üzüm ürünü Hamr’dır. Sarhoşluk sosyal zarara yol açan bir yöndür. Fiziksel zararın ise göstergesidir. Güzel rızık olan yönleri ise çok fazladır. Hamr olduğu anda güzel rızık değil, sarhoşluk elde edilmektedir. Burada üzüm yanında hurmayı da örnek vermekte ve üzüm dışında da sarhoşluk elde edilenleri ona kıyaslamamız gerekmektedir. Burada üzümü tekil getirmemekte, üzümler şeklinde cemi mükesser (düzensiz çoğul) kalıbı kullanılmaktadır. Bu üzümün çeşitli türlerini göstermektedir. Beyaz üzümden beyaz şarap, kırmızı üzümden kırmızı şarap elde edilir. Sonuçta her çeşit üzümden elde edilen ve sarhoşluk verenler hamr’dır.

Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha vardır. Sarhoşluk üzümden elde edilen bir mamul değildir. O mamulün tüketilmesi ile içen kimsede meydana gelen bir haldir. Hasen rızka atfedilerek sarhoşluk veren ürünün hasen rızık olmadığı gösterilmektedir.

 

Burada ikinci cümledeki هُ zamirinin nereye raci olduğu görülmektedir.

Buna göre hamr’daki illet ondaki sarhoşluğa neden olan vasıftır.

 

Gıdalarda ve içeceklerde alkol

Hamr’ın içinde sarhoşluğa neden olan kötülüğü alkoldür. Ancak içinde alkol bulunduran her şey haram mıdır?

Sirke alkolden üretilir ve içinde % 0.2-1 arasında alkol bulunur.

Ekmek hamuru mayalanırken % 1-3 arasında alkol oluşmakta, pişirme sırasında bu alkol buharlaşmaktadır. Ancak fırından taze çıkan ekmekte % 0.3-0.5 oranında alkol vardır.

Meyveler olgunlaşırken doğal yoldan alkol oluşur. Göynümüş armut ve bazı tropik bitkilerde bu alkol belirgin seviyelerdedir. Dört günlük muzun 100 gramında 0.1 gram alkol, iki haftalık olgunlaşmış muzun 100 gramında 1 gram alkol bulunur.

İlaçlarda çözücü olarak veya etken madde olarak alkol bulunabilir.

Yeni yapılmış taze boza ve kefir, % 0.4-0.8 civarında alkol içerir. Uzun süreli inkübasyon alkol miktarını %2’nin üzerine kadar çıkarabilir.

Çok beklemiş, ekşimiş turşular ve yoğurtta alkol miktarı % 0,5’e kadar çıkabilmektedir.

Meyve sularında da % 0.5 oranında alkol bulunabilir.

Hurma olgunlaşmamışsa alkol içermez. Ancak olgunlaşan hurmada olgunluk derecesine göre alkol oranı artar. Yeni olgunlaşmış hurmada % 0.6 oranında alkol bulunur. Normal olgunlukta bir hurma ortalama olarak % 1 oranında alkol içerir. Aşırı derecede olgunlaşıp dalından yere düşen hurmalar % 4 oranında alkol içerir.

 

Görüldüğü gibi yediğimiz ve içtiğimiz pek çok şeyde alkol bulunmaktadır. Hatta bağırsağın kendisinde bakteriler tarafından alkol üretilmekte ve karaciğere gelen bu alkol metabolize edilmektedir. Ancak bu gıdaları almakla insanlar sarhoş olmamaktadır.

O zaman hamr niçin haramdır. Alkol bulundurduğu için mi, alkol oranından dolayı mı?

Alkolün çok çeşidi vardır. Tarımsal alkol etil alkol denilen C2H5OH dır. Şekerlerin oksijensiz ortamda fermente edilmesi yani mayalanması yani ihtimarı ile elde edilir. Etil alkol, vücutta metabolize olabilen ve içildiğinde sarhoşluk veren bir alkol türüdür.

 

Alkol absorbsiyonu (emilimi)

Kişi alkollü içeceği içer. Çok az bir kısmı ağızdan emilir. Sonra mideye gelir. Alkol pasif difüzyon denen yöntemle emilerek kana karışır ve vücuda dağılır. Pasif difüzyon bir maddenin yoğunluğu çok olan yerden yoğunluğu az olan yere geçmesidir. Yani midedeki alkol oranı midenin çevresindeki damarlardaki alkol oranından ne kadar fazla ise o kadar hızlı emilir. Eğer alınan miktar azsa ve mide boşsa çoğunluğu buradan emilir. Eğer alınan miktar çoksa alkol mideden ince bağırsaklara geçer ve buradaki geniş yüzeyden çok daha kolay emilir. Ortalama olarak emilim süresi 0-120 dakika arasında değişir. Alınan miktar azsa kısa sürede tamamı emilir. Bunun sebebi emilim için yeterince yüzeye sahip olabilmesidir. Alınan miktar fazlaysa emilim süresi uzayacaktır. Çünkü birim alkol başına emilecek yüzey daha az olacaktır. Alınan içecekteki alkol oranı ne kadar fazla ise o kadar hızlı emilir. Çünkü pasif difüzyonla emildiğinden dolayı yoğunluk farkı fazla olacak ve emilim hızı artacaktır. Yapılan çalışmalarda alkol oranı % 10-30 arasında olan alkollü içeceklerin emiliminin çok hızlı olduğu tespit edilmiştir. % 10’un altında olanlarda emilim hızı düşüktür. Çünkü mide ve bağırsak ile damarlar arasındaki yoğunluk farkı azalmakta ve pasif difüzyonun kuralı gereği daha yavaş emilmektedir. Bu da birim zamanda karaciğere gelen alkol miktarını düşürmekte ve alkolün karaciğeri geçip sistemik kan dolaşımına geçmesi zorlaşmaktadır. % 30’un üzerinde olanlarda da bu yoğun alkol oranının mideye yaptığı tahrişten dolayı mide boşalma hızı düşmekte ama oran çok yüksek olduğundan dolayı karaciğere gelen alkol miktarı karaciğerin metabolize edeceğinin çok üzerinde olmaktadır. Alkol oranı yüksek olan alkollü içeceklerde alkolün emilim hızı karaciğerdeki yıkılma hızından çok fazla olacağı için bu içecekler çok az miktarda bile alınsa alkol sistemik dolaşıma girecektir. Alkolün emilimini etkileyen başka faktörler de vardır. Midenin dolu olması emilimini azaltır, beraber alınan bazı gıdalar, ilaçlar emilim üzerinde değişik etkilerde bulunurlar.

 

Alkolün karaciğere ilk uğraması

Yiyecekler ve içeceklerle alınan etil alkol mide ve bağırsaklardan kana karışır ve doğrudan karaciğere gelir ve metabolize edilir.

Etil alkol (C2H5OH) + O2 → Asetaldehit (CH3CHO) (alkol dehidrogenaz enzimi ile)

Asetaldehit (CH3CHO) + O2 → Asetik asit (CH3COOH) (aldehid dehidrogenaz enzimi ile)

Asetik asit (CH3COOH) + O2 → CO2 + H2O +ENERJİ (solunum)

 

Burada önemli olarak bilinmesi gereken şey karaciğerin birim zamanda sabit bir miktarda alkolü yıkabilmesidir. Ortalama olarak bu hız 100 mg/kg/saat’tir. Yani saatte kilo başına 100 mg alkolü yıkabilir. 75 kg’lık bir şahıs ortalama olarak 75x100mg/saat = 7.5 gram/saat hızla alkolü metabolize edebilir. Ortalama olarak saatte 7.5 gram alkolü metabolize eden bir karaciğer 7500 mg/3600 sn = 2.08 mg/sn hızla alkolü metabolize eder. Bu rakam o kimse için sabittir. Bu hızın üstünde bir hızla karaciğere alkol gelirse fazla kısmı yıkamayacak ve sistemik dolaşıma karışacaktır. Aldığı alkollü içecek miktarı düşükse emilim çok daha hızlı olacaktır. Bu nedenle yüksek alkol oranına sahip içeceklerden çok az miktarda bile alınsa birim zamanda karaciğere giden miktar yüksek olacağından sistemik dolaşıma alkol karışacaktır.

 

Alkolün karaciğere sonraki yolculukları

Mide ve bağırsaklardan emilen alkol ilk olarak karaciğere geldiğinde birim saniyede elimine edilen miktardan daha az olarak geliyorsa alkol karaciğeri geçip dolaşıma karışmaz. Ancak birim saniyede gelen miktar elimine edilenden fazla ise alkol karaciğerden sistemik dolaşıma karışır. Sistemik dolaşımda tüm vücudu dolaşarak yaklaşık 90 sn içinde tekrar karaciğere gelir. Eğer karaciğer o sırada meşgul değilse yani mide ve bağırsaklardan alkol karaciğere gelmeye devam etmiyorsa elimine edilir. Eğer karaciğer meşgulse dolaşmaya devam eder. Sistemik dolaşıma karışan alkolün % 95’i tekrar karaciğere dönüp yıkılır. % 5 kadar kısım solunum, idrar, gaita, ter, tükürük gibi sıvılarla vücuttan atılır.

 

Kan alkol konsantrasyonu (KAK)

Kandaki alkol konsantrasyonu alkolün vücutta meydana getireceği zararlar açısından önemlidir. Kan alkol konsantrasyonu 100 ml kanda bulunan alkolün gram cinsinden değeridir. Bu değere göre kişide değişik rahatsızlıklara yol açar.

 

KAK
(g/100 ml kan)

Evre

Klinik belirtiler

0.01 - 0.05

Subklinik

Davranışlar genellikle normaldir.

0.03 - 0.12

Öfori

Hafif öfori, girişkenlik, konuşkanlık, artmış özgüven, azalmış baskılanma, Dikkat, karar ve kontrolde azalma, duyusal ve motor bozulmanın başlaması, ince işlerde etkinlik kaybı

0.09 - 0.25

Heyecan

Duygusal dengesizlik, kritik kararları verme kaybı, algılama, hafıza ve kavramada bozulma, azalmış duyusal cevap, reaksiyon süresinin uzaması, görme keskinliğinde azalma, duyusal motor koordinasyon bozukluğu, denge bozukluğu, uyuklama

0.18 - 0.30

Konfüzyon

Dezoryantasyon (yönünü şaşırma), mental konfüzyon; sersemlik, abartılı duygusal durumlar, görmede, renkleri, biçimleri, hareketleri ve boyutları algılamada bozukluk, ağrı eşiğinde yükselme, kas koordinasyonunda bozulma, sendeleyerek yürüme, ağızda yuvarlayarak konuşma, apati (kayıtsızlık), letarji (uyuşukluk)

0.25 - 0.40

Stupor

Tüm vücutta hareketsizlik; motor fonksiyonların kaybı, uyarılara cevap vermede belirgin azalma, belirgin kas koordinasyon bozukluğu, ayakta duramama veya yürüyememe, kusma, idrar ve dışkı kaçırma, bilinçte bozulma, uyku hali

0.35 - 0.50

Koma

Tam bilinçsizlik, azalmış veya kaybolmuş refleksler, vücut sıcaklığında azalma, idrar ve gayta kaçırma, dolaşımın ve solunumun bozulması, ölüm ihtimali

0.45 +

Ölüm

Solunum durması nedeniyle ölüm

 

Kan Alkol Konsantrasyonu formülü

KAK (erkekler) = alkol miktarı/ vücut ağırlığının % 75’i

KAK (kadınlar) = alkol miktarı/ vücut ağırlığının % 66’sı

 

Alkol pasif difüzyonla emildiği için vücuttaki total suyun içine dağılır. Erkeklerde total su yaklaşık olarak vücut ağırlığının % 75’i, kadınlarda % 66’sı olduğu için formül bu şekildedir.

Şekilde ağızdan alınan alkolün kan alkol konsantrasyonu eğrisi görülmektedir. 1:Emilim fazı, 2:Plato fazı, 3:Difüzyon-denge, 4:Eliminasyon fazı. Görüldüğü gibi emilim çok hızlı, atılım ise buna göre çok yavaştır.

 

Şekilde dört ayrı gruba sırasıyla 16.8 gr, 33.6 gr, 50.4 gr, 67.2 gr alkol içeren içecekler verilmiştir. Hepsinde emilim çok hızlı, atılım ona göre çok yavaştır. Miktar azaldıkça emilim süresinin uzadığı görülmektedir. Emilim hızı atılım hızının yaklaşık 5 katıdır.

 

Örnek

İçilen: Alkol oranı % 3 olan bir içecek (çok beklemiş boza gibi)

İçenin kilosu: 75 kg

İçenin cinsiyeti: Erkek

İçilen miktar: 200 ml (Bir su bardağı)

Emilim hızı: ~1 saat

 

Alınan alkol miktarı: 200x0.03=6 gr

1 saniyede emilen ve karaciğere giden alkol miktarı: 6 gr/1 saat= 6000 mg/3600 sn = 1.67 mg/sn

Karaciğer tarafından 1 saniyede elimine edilen alkol miktarı: 100 mg x 75/saat = 7500 mg/3600 sn = 2.08 mg/sn

 

Bu durumda karaciğer mide ve bağırsaklardan emilerek kendisine gelen alkolün tamamını atacaktır ve sistemik kan dolaşımına hiç alkol karışmayacaktır.

 

Örnek

İçilen: Alkol oranı % 5 olan bir içecek (bira gibi)

İçenin kilosu: 75 kg

İçenin cinsiyeti: Erkek

İçilen miktar: 200 ml (Bir su bardağı)

Emilim hızı: 30 dakika

 

Alınan alkol miktarı: 200x0.05=10 gr

1 saniyede emilen ve karaciğere giden alkol miktarı: 10 gr/30 dk= 10000 mg/1800 sn = 5.55 mg/sn

Karaciğer tarafından 1 saniyede elimine edilen alkol miktarı: 100 mg x 75/saat = 7.500 mg/3600 sn = 2.08 mg/sn

 

Bu durumda karaciğer mide ve bağırsaklardan emilerek kendisine gelen alkolün tamamını atamayacaktır ve sistemik kan dolaşımına her saniye 5.55-2.08=3.47 mg alkol karışacaktır. 30 dakika boyunca bu alkol miktarı kanda artacaktır. 30 dakikanın sonunda 30 dk x 3.47 mg/sn = 1800 sn x 3.47 mg/sn = 6246 mg alkol vücuda dağılmış olarak bulunacaktır. Bu alkolün kan alkol konsantrasyonunu hesaplarsak

KAK = 6.246 gr/75x0.75 L = 6.246 gr/56.25 L = 0.111 gr/L = 0.011 gr/100 ml

 

KAK 0.01’in üzerindedir ve kişi subklinik evrededir.

 

Örnek

İçilen: Alkol oranı % 10 olan bir içecek (şarap gibi)

İçenin kilosu: 75 kg

İçenin cinsiyeti: Erkek

İçilen miktar: 200 ml (Bir su bardağı)

Emilim hızı: 20 dakika

 

Alınan alkol miktarı: 200x0.1=20 gr

1 saniyede emilen ve karaciğere giden alkol miktarı: 20 gr/20 dk= 20000 mg/1200 sn = 16.67 mg/sn

Karaciğer tarafından 1 saniyede elimine edilen alkol miktarı: 100 mg x 75/saat = 7.500 mg/3600 sn = 2.08 mg/sn

 

Bu durumda karaciğer mide ve bağırsaklardan emilerek kendisine gelen alkolün tamamını atamayacaktır ve sistemik kan dolaşımına her saniye 16.67-2.08=14.59 mg alkol karışacaktır. 20 dakika boyunca bu alkol miktarı kanda artacaktır. 20 dakikanın sonunda 20 dk x 14.59 mg/sn = 1200 sn x 14.59 mg/sn = 17508 mg alkol vücuda dağılmış olarak bulunacaktır. Bu alkolün kan alkol konsantrasyonunu hesaplarsak

KAK = 17.508 gr/75x0.75 L = 17.508 gr/56.25 L = 0.311 gr/L = 0.031 gr/100 ml

 

KAK 0.03’in üzerindedir ve kişi öforik evrededir.

 

Örnek

İçilen: Alkol oranı % 12 olan bir içecek (şarap gibi)

İçenin kilosu: 75 kg

İçenin cinsiyeti: Erkek

İçilen miktar: 15 ml (Bir yudum)

Emilim hızı: 1 dakika

 

Alınan alkol miktarı: 15x0.12=1.8 gr

1 saniyede emilen ve karaciğere giden alkol miktarı: 1.8 gr/1 dk= 1800 mg/60 sn = 3 mg/sn

Karaciğer tarafından 1 saniyede elimine edilen alkol miktarı: 100 mg x 75/saat = 7.500 mg/3600 sn = 2.08 mg/sn

 

Bu durumda karaciğer mide ve bağırsaklardan emilerek kendisine gelen alkolün tamamını atamayacaktır ve sistemik kan dolaşımına her saniye 3-2.08=0.92 mg alkol karışacaktır. 1 dakika boyunca bu alkol miktarı kanda artacaktır. 1 dakikanın sonunda 1 dk x 0.92 mg/sn = 60 sn x 0.92 mg/sn = 55.2 mg alkol vücuda dağılmış olarak bulunacaktır. Bu alkolün kan alkol konsantrasyonunu hesaplarsak

KAK = 0.0552 gr/75x0.75 L = 0.0552 gr/56.25 L = 0.0001 gr/L = 0.00001 gr/100 ml

 

KAK son derece düşüktür.

 

Bu örnek son derece önemlidir. Kişide sarhoşluğun bulgusu yoktur. Sadece bir yudum şarap almıştır. Ancak o bir yudum şarap karaciğer tarafından metabolize edilememiş ve kişinin sistemik kan dolaşımına alkol karışmıştır. Yani kişi sistemik kan dolaşımındaki bu alkol nedeniyle az da olsa zarar görmüştür. Sistemik kan dolaşımındaki bu alkol ikinci turda karaciğere gelerek elimine edilecektir.

 

Sistemik kan dolaşımındaki alkolün zararları

Karaciğer hasarı: Karaciğer vücudun en büyük organıdır (deriden sonra). Dolaşan kanı filtre eder, safra üretir, metabolik sistemin en önemli parçalarından biridir.

Karaciğere kan iki yoldan gelir: 1.Hepatik arter, 2.Portal ven. Hepatik arter sistemik dolaşımdan gelir ve oksijenli kanı taşır. Portal ven ise mide ve bağırsaklarda sindirilen yiyeceklerden emilen maddeleri karaciğere taşır. Karaciğer bu maddelerden toksik olanları uzaklaştırarak sistemik kan dolaşımına geçmesini engeller.

Alkol karaciğerde asetaldehide dönüştürülür. Asetaldehitin yüksek seviyeleri karaciğer için hasar vericidir. Yani alkolün karaciğerde asetaldehite dönüşmesi alkolün zararının ortadan kalktığını göstermez. Asetaldehit karaciğer proteinleri ile bağlanır. Neoantijenler üretilir ve karaciğere karşı bir immün cevap gelişir. Tuma ve arkadaşları 1980 yılında yaptıkları çalışmada yüksek asetaldehit düzeylerinin karaciğer proteinlerinin sentez ve sekresyonunu bozduğunu göstermişlerdir. Ancak asetaldehit metabolize edildikten sonra zararlı etki ortadan kalkar.

Sonuçta alkol alımı ile karaciğerde zarar ortaya çıkmaya başlar. Alkol ne kadar yoğun olarak alınırsa o kadar çok süre karaciğere zarar verecektir. Ne kadar uzun süre alınırsa da o kadar zarar verecektir. Karaciğer hücreleri yaklaşık iki sene yaşarlar. İki sene sonunda ölürler. Sürekli olarak yeni karaciğer hücreleri oluşur. Sürekli olarak alkol alan bir kimse karaciğer hücrelerinin erken ölmesine sebep olur. Öyle bir gün gelir ki artık yeni karaciğer hücresi üretilemez. Çünkü yeni hücre oluşma sayısı her insan için sınırlıdır. Bu günden sonra artık siroz gelişmeye başlamıştır.

İskelet kası ve kalp hasarı: Hem iskelet kasında hem kalp kasında dejenerasyona yol açar. Buna bağlı olarak sürekli bir kas güçsüzlüğü ve uzun süre alkol alımı neticesinde kalp yetersizliği ortaya çıkar. 1989 yılında Urbano-Marquez ve arkadaşları hiç bir şikayeti olmayan alkoliklerden aldıkları kas biyopsilerinde kaslarında morfolojik olarak bozukluklar saptadılar. Aynı kişilere yapılan ekokardiyografik kalp incelemelerinde kalbin kan pompalama gücünde azalmalar tespit ettiler. Çalışma sonunda kandaki alkolün kalp kası ve iskelet kası üzerinde toksin etkisi yaptığı sonucuna vardılar.

Rubin 1979’da, Thomas ve arkadaşları 1989 yılında yaptıkları çalışmalarda alkolün hangi mekanizma ile kalbe zarar verdiğini araştırdılar. Kalbin kasılması kalp üzerinde döşeli olan bir elektriksel sistem vasıtasıyladır. Buradan çıkan elektriksel uyarı hücreler arası boşluğa kalsiyum iyonlarının salınmasına sebep olur. Kalsiyum iyonu kas hücreleri içindeki kaydırıcı etkisi olan kas filamentlerini hareket ettirir ve kalp kası kasılır. Kalsiyum iyon konsantrasyonu artarsa kalp daha güçlü kasılır. Yapılan bu çalışmalar alkol alımından sonra kalp hücreleri içindeki kalsiyum konsantrasyonunun düştüğünü ve kalp kasılmasını bozduğunu ortaya koymuştur.

Yine Thomas ve arkadaşları 1989 yılında bir başka çalışma yapmışlardır. Böbrek üstü bezlerinden salınan adrenalin ve noradrenalin kalp kasılmasını artıran hormonlardır. Adrenalin analoğu olan isoproterenol adrenalin gibi kalp kasılmasını artırır. Bu çalışmada bir gruba sadece alkol, bir gruba alkol+isoproterenol verilmiştir. Alkol verilenlerde kalp kasılma gücünde azalma olmuş, alkol+isoproteronol verilenlerde ise azalma daha fazla olmuştur. Sonuçta alkol sadece kalsiyum konsantrasyonunu düşürerek değil, kalp konsantrasyonunu düzenleyen hormonların etkisini de değiştirerek kalbe zarar vermektedir.

Üreme üzerinde zararlar: Üreme sistemi ile ilgili bir mekanizma vardır. Önce hipotalamustan hormon salgılanır, bu hormon hipofizden (pituiter gland) hormon salgılattırır, bu da gonadlardan erkeklik ve dişilik hormonlarını salgılattırır. Buna HPG aksı (Hipotaloma-pituite-gonadal aks) denir. Alkol bu aks üzerinde zarar verici etkiye sahiptir. Alkolik karaciğer hastalığı olan erkeklerde karaciğer metabolize edemediğinden dolayı  kan östrojen (dişilik hormonu) seviyesi artmakta, testosteron (erkeklik hormonu) seviyesi düşmektedir. Buna bağlı olarak bu hastalarda jinekomasti (memelerde büyüme) ortaya çıkmakta, üreme fonksiyonları bozulmaktadır.

Son yapılan çalışmalarda henüz karaciğer hasarı oluşmadan da alkolün üreme üzerinde zararlı etkileri ortaya konmuştur. Van Thiel 1982 ve 1983 yılında yaptığı çalışmalarda alkol alan ve karaciğer hasarı gelişmemiş erkeklerde sperm üretiminde azalma, testislerde atrofi (küçülme) ve sekonder seks karakterleri denilen erkek kıllanması, ses kalınlığı gibi özelliklerin kaybını ortaya koymuştur. Bu hastalarda henüz karaciğer hasarı gelişmemiş olmasına rağmen testosteron (erkeklik hormonu) seviyelerinde belirgin düşmeler gösterilmiştir.

Rubin ve arkadaşları 1976’da, Van Thiel 1983 yılında yaptıkları çalışmada tek doz alkollü içecek (viski) alımından sonraki 72 saat içinde testosteron seviyelerindeki belirgin düşüklüğü göstermişlerdir.

Ratlar (deney fareleri) üzerinde Cobb ve arkadaşlarının 1980 yılında yaptıkları bir çalışmada ratlara verilen alkolden sonra rat testisleri üzerinde yapılan incelemede testosteron üretiminin doza bağımlı bir şekilde durduğu gösterilmiştir.

Van Thiel ve arkadaşları 1983, Santucci ve arkadaşları 1983 yılında yaptıkları çalışmalarda insan ve ratlarda testosteron üreten leydig hücreleri kültürünü kullanmışlardır. Etil alkole maruz bırakılan hücre kültürlerinde testosteron üretiminde belirgin azalma ortaya çıkmıştır.

Bu çalışmaların sonucunda kesin olarak ortaya çıkmıştır ki kanda dolaşan alkol testis leydig hücrelerine zarar vermekte ve testosteron üretimini durdurmaktadır. Günümüz su gibi alkollü içecek tüketilen batı ülkelerinde eşcinsellik oranlarının bu kadar yüksek olmasına bir de bu gözle bakmak gerekir.

Beyin hasarı: Alkol alımı bilişsel ve davranışsal değişikliklere yol açar. Celentano ve arkadaşları 1988’de, Glowa ve arkadaşları 1989’da yaptıkları çalışmada alkolün beyinde GABA adlı maddenin reseptörleri üzerinde zarar verici etkisini göstermişlerdir. GABA beyinde davranışsal inhibisyon (engelleme) üzerinde etkili bir maddedir.

Alkol sadece nörotransmitterler üzerinde zararlı etkilere yol açmakla kalmayıp anatomik değişikliklere de yol açmaktadır. Substantia nigra beyinde vücut hareketlerini kontrol eden bir bölgedir. Beynin dopamin salgılayan en büyük bölümüdür. Eğer dopamin seviyesi düşerse Parkinson hastalığı ortaya çıkar. Alkoliklerde de parkinson benzeri el titremeleri görülür.

Ratlar üzerinde yapılan bir çalışmada kontrol grubu olan ratlar normal ve dengeli bir diyetle beslenmişler. Bu grubun beyin analizlerinde substantia nigranın normal olduğu ve beyin dopamin düzeylerinin normal olduğu görülmüştür. Diğer gruba ise üç ay boyunca alkol verilmiş. Bunların beyin analizlerinde substantia nigra nöronlarında dopamin düzeylerinde düşüş gözlenmiştir. Buna ilaveten substantia nigra bölgesinde belirgin beyin hücre ölümleri gözlenmiştir.

Sullivan 2003 yılında alkolik erkekler üzerinde bir çalışma yapmıştır. 25 alkolik erkeğin beyin MR’larını çekmiştir. Alkolik olmayan 51 erkekle karşılaştırmıştır. Alkoliklerde serebellum (beyincik) ve beynin vermis, pons, talamus, prefrontal, frontal ve parietal kortekslerinde hacimsel olarak küçülme (beyin dokusu kaybı) saptamıştır. Bunlarda problem çözme, üç boyutlu görme ve dengede duruş kabiliyetlerinde bozulmalar saptamıştır. Sonuçta alkol beyin hasarına yol açarak beyinde hacimsel küçülmelere yol açmıştır.

Markwiese  ve arkadaşları yaptıkları çalışmada adölesan (erişkinlik öncesi) ratlarda alkolün daha fazla beyin hasarına yol açtığını ortaya koymuştur. 21 yaşından önce alınan her alkol beyinde daha fazla hasara yol açmaktadır.

Hücre zarı hasarı: Hücre zarı hücrenin dışında hücreyi koruyan bileşendir. Sadece hücreyi korumaz. Aynı zamanda hücrenin içine giren ve dışarı çıkan maddelerinde seçimini de yapar. Hücre zarı yağlardan ve proteinlerden oluşur. Yağlar iki tabaka şeklinde dizilmiştir. Aradaki proteinler ise hücreye hormonların, ilaçların ve çeşitli maddelerin girmesini sağlayan reseptörleri oluşturur. Alkol yağda çözünen bir maddedir. Bu nedenle hücre zarındaki proteinler ve yağların içine karışır. Alkolün anestetik (ağrı kesici) özelliği buradan gelmektedir. Beyindeki sinir hücrelerinin zarı içine girer ve onların yapısını bozar. Böylece beyin hücrelerine zarar vererek ağrı kesici etki yapar. Alkol bu şekilde hücre zarını bozucu etki yaptığından dolayı alkole tolerans gelişir.

Alkol hücre zarına yaptığı hasar ile tüm vücuda zarar verir.

Diğer zararları: Pankreatite (pankreas bezi iltihabı) yol açar. Ciltte ısı kaybını artırarak donmayı kolaylaştırır. Düşük dozlarda solunum merkezini uyarır, yüksek dozlarda solunum merkezini durdurur. Midede lokal olarak tahriş edici etkiye neden olur. Hipofizden salgılanan ADH hormonunu inhibe ederek diüretik (idrar söktürücü) etki yapar. Doğumda oksitosin hormon salgılanmasını inhibe eder, doğum zorlaşır. Alkolik gebelerde fetüs üzerine teratojenik etki (anormal bebek) yapar. Kandaki yüksek dansiteli lipoproteinleri (HDL) azaltır, düşük dansiteli lipoprotein (LDL) düzeyini artırır. Trigliserid düzeyini artırır.

 

Hamr’ın ve diğer içeceklerin haramlığı

Görüldüğü gibi mide ve bağırsaklardan karaciğere gelen alkol karaciğerde asetaldehite dönüştürülmekte ve karaciğere ne kadar yoğun olarak gelirse o oranda karaciğere zarar vermektedir. Ancak birim zamanda gelen miktar ne kadar fazla ise karaciğer tarafından metabolize edilememekte ve sistemik kan dolaşımına alkol geçmektedir ve alkol tüm vücuda zarar vermektedir.

Bu nedenle hamr içindeki illet alkol bulunması değildir. Alkol oranıdır.

Normal mayalanma ile müdahale olmadan maksimum elde edilebilecek alkol oranı % 15’tir. Daha yukarısı ancak özel damıtma metotları ile elde edilir. Çünkü % 10-15 alkol oranlarında maya hücreleri ölürler. MS 700 yıllarında Orta Asya’da alkol damıtma teknolojisi gelişene kadar üretilen şaraplarda alkol oranı muhtemelen % 5’ler civarındaydı.

 

O zaman Hamr’daki ve diğer içeceklerdeki alkol oranlarına bakalım:

Şarap üzümden elde edildiği için üzümdeki şeker oranı şaraptaki alkol oranını belirler. Alkol oranı üzüme göre değişir. Alkol oranları % 7-15 arasında değişir. Ortalama olarak % 10’dur. Zaten maya hücrelerinin ölmeye başladığı oran % 10’dur.

Bira arpadan elde edilir. Alkol oranı % 3-8 arasında değişir. Ortalama olarak % 4’tür.

Damıtık içkiler (rakı, cin, votka, viski, tekila, rom, konyak, brendi) ise şaraptan çok daha yüksek alkol oranlarına sahiptir.

 

Diğer içeceklerdeki alkol oranını da hamr’a kıyas ederek haram olup olmadıklarına karar veririz. Burada yarılama metodunu kullanırız.

Görüşümüz şudur:

İçecekler için: Hamr’daki alkol oranının yarısının yarısından fazla olan (% 2.5’tan fazla) içecekler haramdır. Yarısının yarısından az olan içecekler helaldir.

Yiyecekler için: Hamr’daki alkol oranının yarısından fazla (% 5’ten fazla) olan yiyecekler haramdır. Yarısından az olan yiyecekler helaldir.

Katı gıdalardaki alkolün emilimi sıvı gıdalara göre çok yavaştır. Bu nedenle yarılama sistemi ile onlardaki alkol oranını % 5 olarak alıyoruz.

Öncelikle bunun sağlamasını örneklerle yapalım.

 

Örnek 1:

İçilen: Alkol oranı % 2.5 olan bir içecek

İçenin kilosu: 75 kg

İçenin cinsiyeti: Erkek

İçilen miktar: 500 ml (Kısa sürede içilebilecek büyük miktar)

Emilim hızı: ~ 2 saat

 

Alınan alkol miktarı: 500x0.025=12.5 gr

1 saniyede emilen ve karaciğere giden alkol miktarı: 12.5 gr/120 dk= 12500 mg/7200 sn = 1.7361 mg/sn

Karaciğer tarafından 1 saniyede elimine edilen alkol miktarı: 100 mg x 75/saat = 7.500 mg/3600 sn = 2.08 mg/sn

 

Bu durumda karaciğer mide ve bağırsaklardan emilerek kendisine gelen alkolün tamamını atacaktır ve sistemik dolaşıma alkol karışmayacaktır.

 

Örnek 2:

İçilen: Alkol oranı % 2.5 olan bir içecek

İçenin kilosu: 65 kg

İçenin cinsiyeti: Kadın

İçilen miktar: 500 ml (Kısa sürede içilebilecek büyük miktar)

Emilim hızı: ~ 2 saat

 

Alınan alkol miktarı: 500x0.025=12.5 gr

1 saniyede emilen ve karaciğere giden alkol miktarı: 12.5 gr/120 dk= 12500 mg/7200 sn = 1.7361 mg/sn

Karaciğer tarafından 1 saniyede elimine edilen alkol miktarı: 100 mg x 65/saat = 6500 mg/3600 sn = 1.805 mg/sn

 

Bu durumda karaciğer mide ve bağırsaklardan emilerek kendisine gelen alkolün tamamını atacaktır ve sistemik dolaşıma alkol karışmayacaktır.

 

Kişi anormal davranışlarda bulunarak daha fazla içebilirse emilim süresi uzayacaktır. Ancak sistemik dolaşıma alkol karışabilecektir. Küçük oranda zarar meydana gelebilir ancak sarhoşluk meydana gelmez. Bu da tolerans payıdır.

 

Bu nedenle içeceğin adına değil, içerdiği alkol oranına bakılmalıdır.

 

 


YorumcuYorum
Mete Firidin
16.03.2012
11:13

Bütün dünyanın ve bilim çevresini de bildiği şey: Alkol en yaygın uyuşturucudur (drug ).





Çok Yorumlanan Makaleler
Lütfi Hocaoğlu
Fahişe ve Fahşâ
20.08.2015 38630 Okunma
81 Yorum 16.09.2015 00:08
Lütfi Hocaoğlu
Bilgisayardan Kuran Öğrenmek. Ruhu-l Kuran Projesi
1.08.2009 16116 Okunma
34 Yorum 27.01.2024 09:00
Lütfi Hocaoğlu
Süt Annelik
7.10.2014 11253 Okunma
10 Yorum 12.02.2018 11:52
Lütfi Hocaoğlu
İsa'nın yaratılışı
10.05.2012 10343 Okunma
9 Yorum 12.05.2012 13:07
Lütfi Hocaoğlu
Gramer
10.07.2012 5094 Okunma
8 Yorum 18.07.2012 08:52
Lütfi Hocaoğlu
Kan gruplarının evrimi
9.05.2012 9181 Okunma
3 Yorum 11.05.2012 21:02
Lütfi Hocaoğlu
لَدَى, لَدُنْ, عِنْدَ Leda, Ledün ve Inde farkı
8.11.2020 8148 Okunma
2 Yorum 01.01.2023 17:09
Lütfi Hocaoğlu
Müzzemmil Suresi Tefsiri-3
26.07.2020 2395 Okunma
1 Yorum 03.08.2020 16:13
Lütfi Hocaoğlu
Hamr
15.03.2012 8130 Okunma
1 Yorum 16.03.2012 11:13
Lütfi Hocaoğlu
Kelime
12.04.2015 5913 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 21:29
Lütfi Hocaoğlu
Kuran'ı mehcur edinmek
16.07.2020 2766 Okunma
1 Yorum 16.07.2020 17:39
Lütfi Hocaoğlu
Müzzemmil Suresi Tefsiri-1
19.07.2020 2719 Okunma
1 Yorum 28.07.2020 07:58
Lütfi Hocaoğlu
Müzzemmil Suresi Tefsiri-4
31.07.2020 2480 Okunma
1 Yorum 03.08.2020 16:13
Lütfi Hocaoğlu
Müzzemmil Suresi Tefsiri-5
3.08.2020 4202 Okunma
1 Yorum 03.08.2020 15:30
Lütfi Hocaoğlu
Müzzemmil Suresi Tefsiri-6
9.08.2020 2426 Okunma
1 Yorum 09.08.2020 15:31
Lütfi Hocaoğlu
Müzzemmil Suresi Tefsiri-7
11.08.2020 2127 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Müzzemmil Suresi Tefsiri-8
3.09.2020 2174 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Müzzemmil Suresi Tefsiri-2
23.07.2020 2302 Okunma
Lütfi Hocaoğlu

1.03.2012 110 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Cahiliyye
28.07.2020 2387 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Fitne
28.07.2020 2320 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Fasıl Zamiri (ضمير الفصل)
29.11.2020 7517 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Zümer Suresi 36. Ayet Tefsiri
24.12.2020 2360 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Dokuz Ayetin Günümüzdeki Anlamı
6.08.2022 1053 Okunma