Açıklama 5 (Gerekçe 5)
إِنَّ لَدَيْنَا أَنْكَالًا وَجَحِيمًا وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا أَلِيمًا
Yanımızda caydırıcılar ve sıcak bir ortam ve sıkıntı veren yiyecek ve acı çektirerek engelleme vardır.
Beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci emir olan söylediklerine sabretme (اصْبِرْ عَلَى مَا يَقُولُونَ), güzel bir ayrılışla ayrılış (اهْجُرْهُمْ هَجْرًا جَمِيلًا), nemet sahibi yalanlayanları Allah’a bırakma (ذَرْنِي وَالْمُكَذِّبِينَ أُولِي النَّعْمَةِ) ve onlara süre tanımanın (مَهِّلْهُمْ قَلِيلًا) gerekçelerinden biridir.
لَدَيْنَا yanımızda demektir. Kuran’da لَدَى ve لَدُنْ birbirine yakın anlamda kullanılır. İkisi de yanında demektir. Kimin yanında ise bu zarflara muzafun ileyh olur. Hangi durumda hangisi kullanılır? Bu önemlidir.
لَدَى kullanıldığında yanında olan maddidir. لَدُنْ kullanıldığında yanında olan manevidir.
Bu ayette لَدَى kullanılmıştır ve muzafun ileyhi نَا yani bizdir. Bu nedenle لَدَيْنَا yanımızda demektir. لَدَى kullanıldığından yanında olanlar maddidir. Bunlar dört tanedir:
- أَنْكَالًا
- جَحِيمًا
- طَعَامًا ذَا غُصَّةٍ
- عَذَابًا أَلِيمًا
أَنْكَالًا caydırma araçları demektir. Çoğuldur. Tekili نِكْل dir. نكل kökünden gelmiştir. Birinci babdan نُكُولٌ mastarı birisine gem vurmak, dizginlemek, frenlemek, onu caydırmak manasındadır. Bu mastar manasından caydırmada kullanılan araç manasından نِكْلٌ “bukağı, kelepçe, gem, dizgin” anlamında ism-i alet manasında camid isimdir.
Nekre gelmiştir. Yanımızda caydırıcılar var denmektedir. Kimin için olduğu söylenmemekte ama gerekçesi olduğu emirlerden “sabredilmesi gereken sözleri söyleyenler” ile “nemet sahibi yalanlayanlar” için olduğu anlaşılmaktadır. Caydırıcılar لَدَى ile kullanıldığı için maddidir. Bu iki grubun caydırma araçları ile engellemesi Allah’a aittir demektir. Bu caydırma araçları nekre gelmiştir, bu nedenle kişiye ve zamana göre değişir. Bu iki grubun müzzemmile karşı yapacağı her türlü faaliyet Allah’ın yanında (etkisi altında) olan caydırıcılar tarafından engellenecektir demektir. Bir sebeple müzzemmile karşı faaliyetlerden cayacaklar demektir. Çekineceklerdir. “Bizim yanımızda” dendiği için bu caydırmanın sosyal ve doğal kanunlar içinde olacağı anlaşılmaktadır.
جَحِيمًا alevli, güçlü, şiddetli yanıcı demektir. Sıfat-ı müşebbehedir. Kökü جحم dir. Beşinci babdan gelmektedir. Lazım fiildir. Şiddetli, alevli, parlak bir şekilde yanmak manasındadır. Ateş için kullanıldığı gibi ateş olmadan da sıcak mekân için kullanılır. Harf-i tarif ile الْجَحِيم şeklinde gelirse Ahiret’teki ceza mekânlarından birini ifade eder. Harf-i tarifsiz جَحِيمًا şeklinde nekre gelirse çok kimsenin toplandığı bir tür sıcak mekânı ifade eder.
ج tek yönlü hareketi, م suyu ifade eder. İkisi bir arada جم şeklinde suya doğru gidilen hareketten toplanmak manasındadır. Ortaya gelen ح harfi sıcaklığı ifade eder. Üçü bir arada جحم toplanılan sıcak yer anlamındadır.
İki grup için caydırıcılara ilaveten جَحِيم vardır. Yani bir tür sıcak mekân vardır. Sıkıntıya uğrayacakları bir sıcak mekân vardır. Buradaki sıcaklık mecazidir ve onların sıkıntı verecek bir ortamlarının olmasını ifade eder. Yani bu iki grup sıkıntılı bir ortamda olacaklardır. Ortam yanacaktır, bulundukları yerler büyük sıkıntılar içinde yanacaktır.
طَعَامًا yiyecek demektir. طعم kökünden gelmiştir. Dördüncü babdan طَعْمٌ mastarı bir şeyin tadını alarak ağız yoluyla yemek manasındadır. Bu manadan gelerek طَعَامٌ yenilen manasından “yiyecek” anlamındadır.
غُصَّةٍ zor yutulan, kılçık demektir. غصص kökünden gelmiştir. Üçüncü babdan غَصٌّ mastarı bir mekânın, bir kimsenin içinden bir şey geçerken o mekânın, kimsenin geçtiği yerlerinin duvarlarına basınç yaparak zorluk hissettirmesi manasındadır. Bu mastar manasından geçerken kendisiyle zorluk hissedilen manasında غُصَّةٌ ıstılahi olarak lokma için “zor yutulan, kılçık” anlamındadır.
ذَا sahip demektir. Bir varlığın taşıdığı özellik için kullanılır.
طَعَامًا ذَا غُصَّةٍ zor yutulan, yenilirken sıkıntı veren yiyecek demektir. İki grup için caydırıcılar ve sıkıntılı bir ortama ilaveten yediklerinde de sıkıntılar olacaktır. Burada yiyecek nekre gelmiştir. Hangi yemeği yerlerse yesinler sıkıntı oluşturacaktır. Burada sıkıntı duyma yutandan değil yiyecekten kaynaklıdır. Çünkü yiyeceğin sıfatıdır. Yani öyle bir dönem olacaktır ki yiyecekler artık zararlı hale gelecektir. Vücutta sıkıntılar meydana getirecektir. Müzzemmil için değil, onlar için böyle olacaktır. Çünkü o onları bırakmıştır. Onların bulunduğu ortamda yiyecekler sağlıksız ve vücudu zora sokan yiyecekler olacaktır.
عَذَابًا azap birisinin bir fiili yapmasını darb ederek veya yıldırarak veya caydırarak veya zorlayarak engellemek demektir.
أَلِيمًا acı verici demektir. Kökü ءلم dir.
عَذَابًا أَلِيمًا acı verici azap demektir. Acı çektirerek engellemek demektir. İki grup sosyal ve doğal kanunlarla olan engelleyicilere ilaveten acı çektirilerek de engelleneceklerdir.
---------------------------------------
Sûrenin tefsirinin beşinci kısmına devam edeceğiz inşallah.