Erbakan ve ekonomi: 28 Şubat’ın canı cehenneme!
Bugün “28 ŞUBAT” ya; “28 Şubat’ın canı cehenneme!” diyor ve aslında başka bir şey demek istemiyorum; “işimize yani geleceğimize ve çalışmalarımıza bakalım” diyorum…
Açıklama yeni; şu kadarını aktarayım da tarihe not düşelim. Star’da yayımlanan röportajda Recai Kutan bir soruya şu cevabı veriyor: “İlhan Kılınç (MGK Genel Sekreteri) gidip geliyordu. Hatta Hoca ona bir nasihatte de bulundu. Dedi ki; ‘Otur şu karşıma, ben senin abin yaşındayım. Bak sen gidip geliyorsun. Sana git şunları şunları söyle diyorlar. Sen de gidip geliyorsun. Bu işin dünyası var âhireti var. Bırak bu maddeleri, onları çöpe at âhiretini kurtarmaya bak. Elbette görevin, yapacağını yap da, ancak bu işin doğru olduğuna inanma. Aksi halde bu senin imanını büyük ölçüde zedeler. Bunu da sana tevsiye ediyorum’ diye nasihatte de bulunmuştu Hoca.” Yani, ‘o maddeleri çöpe at’ ya da cehennemin dibine!..
Bir de Zaman’daki şu haber başlığı dikkatimi çekti: 28 Şubat’ın ekonomiye faturası 300 milyar dolar… 28 Şubat süreci siyasi yapıyı olumsuz yönde etkilediği için 2001 ekonomik krizine de zemin oluşturdu. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Başkanı Mustafa Koca, antidemokratik muhtıranın yatırım, ihracat, büyüme gibi kalemleri olumsuz yönde etkilediğini; faturanın 300 milyar doları bulduğunu söylemiş… Çok doğru… Mustafa Koca devam ediyor: “O dönemdeki antidemokratik uygulamalar olmasaydı Türkiye’nin bugünkü borç stoku da olmazdı. Türkiye ekonomisi daha borçsuz olarak 2023 hedeflerine daha erken ulaşabilirdi.” İşte bu gibi sebeplerden 28 Şubat’ın canı cehenneme!..
Cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümeti ve Başbakanı Erbakan gitmeliydi ki dünyayı sömürenler Türkiye’ye bu “ekonomik, siyasi, sosyal” vesaire kazıkları atsınlar!..
***
28 Şubatçıların şu zihniyetine bakar mısınız; Mehmet Baransu yeni kitabı Pirus’tan aktarıyor: Korg.: “… Kafanızı çalıştırın. Din bizim için, bizim için derken aklına ne gelirse gelsin herşeyi kastediyorum, zararlıdır. Bizden olan birlik komutanları, yoksa laik komutanlar sıkıştırılmalı, çokça eğlence düzenlenmeli. Dansöz, Rus revüsü ne bulursanız getirin. İçkiyi zorlayın. Din ve milliyetçilik duygusunun nasıl zayıflatılacağı, nasıl yok edileceği açık. Bunları uygulayın. Okullara da öğrencilerin kız arkadaşlıklarını teşvik edin. Yapabiliyorsanız Osmanlı hayranlığını kırın, Türkler’in üstün bir ulus olduğu safsatasını yıkın. Özellikle cinsel konularda sınırları zorlayın. Hanımlarımız aile gezmelerinde, eğlencelerde dekolte giysin. Hanımlarımız diğerlerinin hanımlarını açık giymeye teşvik etsin....”
İşte bu 28 Şubat zihniyeti, bu anlayış ve bunları yapanlar için yaşasın cehennem!..
28 Şubat sonrasının özeti ise Ali Bulaç’ın dünkü yazısının şu cümlelerinde: “Ancak FP içinde beliren “yenilikçiler” “Erbakan yöntemiyle iktidar olunmaz, iktidar olunsa da iktidarda kalınmaz. Büyük sermaye, askerî-sivil bürokrasi ve küresel hegemonik güçlerle uyum içinde yeni bir siyaset geliştirmek gerekir.” deyip ayrıldılar, 2002’de iktidar oldular, hâlâ iktidardadırlar...” (Zaman, 27 Şubat 2012)
Evet, 28 Şubat sonrasının “ÖZETİ” de İŞTE BU KADAR!
Benden “yorum” yok; bu kadarı “anlayana” yeter!
***
Bugün 28 Şubat ya; bugünkü köşemi Erbakan’ın “YENİ BİR DÜNYA VE ADİL (EKONOMİK) DÜZEN” kitabı ile ilgili çalışmalarımızdan ziyade, yukarıdaki değerlendirmelerle doldurmak zorunda kaldım: 28 Şubat’ın bu kadarcık etkisi oluversin artık!
Hülasa; biz işimize yani Erbakan’ın dediklerini “dinlemeye-anlamaya-anlatmaya-uygulamaya” bakalım ve 1000 yıl sürecek “Adil (Ekonomik) Düzen Medeniyeti”ni kuralım…
Millî Görüş Lideri, Adil (Ekonomik) Düzen Mimarı Necmettin ERBAKAN diyor ki:
“İman varsa imkan vardır. Millî Görüşçü asla vazgeçmez.”
“Muhatabımız bütün insanlardır. Görüşü ve görüntüsü ne olursa olsun, davamız herkese anlatılmalı, davet her kesime yapılmalıdır. Davet bizden, hidayet Allah’tandır.”
“Malıyla canıyla cihad eden bir Müslüman olarak anılmak isterim.”