13. “İSLÂM ZİRVESİ” vesilesiyle…-3
İSLÂM ZİRVESİ vesilesiyle yazdığım ilk iki yazı girizgâh mahiyetindedir.
ERBAKAN Hocamızı yani D-8’in banisini ve devamında/detayında İslâm Ortak Pazarı, İslâm Dinarı, İslâm NATO’su ve bu minval üzere olan Erbakan’ın diğer söylemlerini, “İSLÂM ZİRVESİ” söz konusu olduğunda anmamak olmaz. Bu anma aynı zamanda AB kapılarında bekleyenlerin de asıl yönelmeleri gereken 56 kapıyı da hatırlatmakta...
Madem söze Erbakan Hocamızın D-8 projesi ile başladık, sözü tamama erdirelim ve Hocamızın bu projesinin D-20, D-60, D-160 merhalelerini de bu vesileyle hatırlatmış olalım. Ola ki, derin uykularından bir an önce uyanması gerekenler 2023, 2053, 2071 derken; asıl yapılması gereken çağımızın daha reel projelerine de bu vesileyle yönelmiş olurlar...
Girizgâh dediğim ilk iki yazımda yazdığım üzere, hem İLMÎ hem de AMELÎ olarak İslâm âleminin her tarafıyla irtibatta olmayı Allah değişik vesilelerle nasip etti. Bu irtibatlardan oluşan hülâsa şudur: İslâm ülkeleri ana çare ve çözümü Türkiye’den ve Türkiye’deki Müslümanlardan bekliyorlar. Biz, ‘yiğit düştüğü yerden kalkar’ deriz. Yiğidin düştüğü yer İstanbul, Anadolu, Türkiye olduğuna göre, yiğidin kalkacağı yer de burası olacak.
Bu vesileyle bir izlenimimi de paylaşmış olayım: Son aylarda, son yıllarda muhatap olduğum Türkiye dışındaki Müslümanlar, -bunlara değişik ülkelerden Araplar da dâhildir,- TÜRKİYE’NİN LİDER VE ÖNDER konumunu kabul ediyorlar...
İSLÂM ZİRVESİ, 1969 yılında İslâm Konferansı Teşkilatı (İKÖ) olarak kurulan, 2011 yılında adını İslâm İşbirliği Teşkilatı (İİT) olarak değiştiren bir kuruluş... BM’den sonra dünyanın en geniş katılımlı platformu… Nüfusu itibariyle, ekonomik gücü itibariyle, askeri gücü itibariyle dev bir yapı ama etkinliği gücü kadar değil….
İİT üyesi 57 İslâm ülkesi var. Bunların toplam nüfusunun 1.8 milyar olduğu tahmin ediliyor; dünya nüfusunun yüzde 27’si. Sadece bu açından bakıldığında bile ekonomik olarak büyük bir Pazar gücünün olduğu görülür. İİT içinde petrol ve gaz üreticisi 19 ülke var ve bunlar dünya enerji piyasasına etki edebilecek güçte. Buna yeraltı madenleri, doğal zenginlikler ve jeopolitik ayrıcalıklar da eklenince durumun farklılaşacağı görülebilir.
İİT’de nöbetin Türkiye’ye geçmesi, inşallah gerçek gücünü ortaya koymanın başlangıcı olur. İlgililer ilgilenirse, bunun mekanizmalarını genel olarak “ADİL DÜZEN’E GÖRE İNSANLIK ANAYASASI” ve özel olarak “ADİL DÜZEN ve ADİ EKONOMİK DÜZEN” çalışmalarımızla anlatmaya amadeyiz. Bu vesileyle bu köşede zaman zaman hatırlattığım “BİN DİL ÜNİVERSİTESİ” projemiz de konuyla doğrudan ilgilidir...
BÜTÜN BUNLARI NEDEN HATIRLATIYORUM?
57 üyesi bulunan, birleştirici gücün İslâm olduğu bu teşkilatın ekonomik ve siyasi arenada ne yazık ki dünya çapındaki etki düzeyi düşük. Ancak tüm bu sorunların çözümü için artık Türkiye’nin elinde bir fırsat var. 13. İslâm İşbirliği Teşkilatı Zirvesi İstanbul’da yapıldı ve dönem başkanlığı da iki yıl süreyle Türkiye’nin olacak. Çeşitli vesilelerle biliyorum ki, Türkiye’nin liderliğindeki İİT’den beklentiler yüksek. Türkiye’den olan beklentilerden biri de, İİT dönem başkanlığında teşkilatın sorunlarına yönelik çözüm geliştirmede öncülük ederken, İslâm coğrafyasının sesinin güçlü çıkmasını sağlaması. Sorunlar için “Çözümler neler olabilir?” sorusunun cevabı artık verilmeli. Küresel ekonomik güç dengelerinin değiştiği, uluslararası kurumların sorgulandığı bu dönemde, İİT yeni bir motivasyonla küresel ekonomide prestijini yükseltmek zorunda...
İşte, birçok kurum ve kuruluşları bünyesinde barındıran İİT’nin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. “İİT-2025: EYLEM PROGRAMI” belgesinin zirve sonunda açıklanmış olması, gelecek 10 yıl için bir yol haritasının çizilmesi, değişimin ve asıl yapılması gerekenlerin işaret fişeği olsun, inşallah...
Bir yazı ile daha bu vesileyi tamama erdirebiliriz.
Ve’s-SELÂM mea’d-DUA…