Adil Nizam, Ahlak Nizamı ve 1. Ahlak Şurası - 2
Önceki yazıyla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
1. Türkiye Ahlak Şurası, 16-17 Ocak 2010 tarihinde, iki gün boyunca açılışla birlikte 8 oturuma sahne olacak şekilde İstanbul’da yapıldı, sonuç bildirisinden başlamıştık; devam…
İslam düşüncesİnİn rehberlİğİ
“Kitle kültürü, popüler kültür ürünleriyle, seçkinlerin, siyasetçilerin, bilim adamlarının, toplumun önderi olabilecek kişilerin ahlakı aynı paydada buluştuğu için yürüyen hale set çekebilecek, ikazlarda bulunabilecek ortak vicdan ve akıl zayıf kalmıştır.
Toplumu yönlendirmede bir numaralı araç olan iletişim kanalları, ahlaki düzeyi belirleyici bir misyon üstlenmiştir.
Tarih paydasının, kültürel yapımızın ve değer yargılarımızın sözcüsü olmasını beklediğimiz iletişim kanalları, bizi kendimizden koparacak odakların, aracısı konumundadır.
Toplum, geleneğimizin ahlaki yapısını kendine dert edinmeyen iletişim araçları bu alt yapıyı zedeleyecek bir çerçeveyi esas almaktadır.
Televizyonlardaki diziler, yarışmalar ve diğer programlar eğitim çağındaki gençlerin düşünsel ve fizyolojik fonksiyonlarını olumsuz etkilemektedir.
Öğrenciler rol modellerini eğitimle kazandığı değerlerden değil, televizyondan edinmektedir.
Eğitim, öğretim müessesesi öğrencilere adeta hiçbir erdem gözetmeden bir an önce üniversiteye oradan da para kazanmak için hayata atılmasını öğütlemektedir.
Eğitim denildiğinde yalnızca sınavlar, testler akla gelmekte şiddet, şehvet, bağımlılık yaratan maddelerin kullanımı, güvensizlik gibi her türlü ahlaki zafiyet önemsenmemektedir.
Eğitim sistemimiz mezun ettiği öğrencilere dil, sanat, kültür sevgisi ve bilimsel yöntem veremediği gibi ahlaki, insani muhteva ile de techiz edememektedir.
Adalet, hak, sabır, erdem, aşk, mensubiyet, sorumluluk gibi kavramlar yıllarca bu toprakların hamurunu oluştururken topluma şeklini ve ruhunu veren İslâm düşüncesinin rehberliği dikkatlerden kaçırılmıştır.”
Nurettİn Topçu’nun söyledİklerİ günümüzde de geçerlİ
“Nurettin Topçu’nun 100. doğum yılı vesilesiyle toplanan Ahlak Şûrası, “hareket felsefesi”ni sistemleştirerek, bunun zeminini ahlak olarak belirleyen büyük düşünürümüzün söylediklerinin günümüz için de önemini koruduğunu göstermiştir.
“Batan bir dünya nizamının enkazı üzerindeyiz. Yeni bir nizam, ahlâkta, hukukta, sanatta, dinde ve devlette insanlığa dayanacak yeni temeller bulmak zarureti neslimizin zayıf omuzlarını şiddetle sarsıyor.” diyen Nurettin Topçu, insanlığı kurtaracak nizam için ilkin hak yolunda insanları uzlaştıracak bir zümrenin harekete geçmesi gerektiğini söyler. Çünkü “her varlık karşısında ‘ben isterim’ diye haykıran namütenahi nüanslı kazanç ve maaş kahramanı hoyrat mahlûkların beşeriyete bela olmuş, insiyaklarının bir an büsbütün ve her ne pahasına olursa olsun, susturulması icap eder.”
Nurettin Topçu ahlâkî olarak çözülmenin “mukaddes gayelerin ikbal ve servet” vasıtası olarak kullanılması ile başladığını düşünür.
Hayatın tüm zevkleri ve her türlü tatmin imkânlarının kullanıldığı “Allahsız kazancın” saadet getirmediği kanaatinde olan Topçu, kazanmada, kullanmada ve harcamada bugün sonsuz imkânlar sunan Batı kapitalist medeniyetinin beraberinde her türlü sefaleti getirdiğini söyler.
Eğitim konusunda Topçu, okulların öğrencileri hayata hazırlama değil, aklını kullanma fonksiyonunu öne çıkarır.
Mekteplerin, öğrencilerin ruh ve ahlaklarını yükseltme kurumları olduğuna işaret eden Topçu: “Maarifte inkılâp yapıldığı son devir, mekteplerin sayısını çoğalttı, tahsili yükseltmedi; öğretimi hayata karıştırdı; ilmi sevdirmedi, talebeyi esnafa yaklaştırdı, hakikati kurtarmadı; okuyup yazmayı çoğunluğa öğretti; halkı münevvere bağlamadı.” görüşünü savunur.”
(Devamı var…)
23.8.2023