Başbakan Erbakan Hükümeti örnek alınıp taklit edilmeli-8
Bu yazımızın bu başlık altındaki önceki yazılarla birlikte okunması tavsiye olunur…
Bu tavsiyelerin elbette bizce çok önemli sebepleri var, detaylar da önceki yazılarda…
“Ekonomik ve Sosyal Sonuçları Açısından Adil Ekonomİk Düzen ile Mevcut Kapİtalİst Düzenİn Karşılaştırılması” seminer çalışmamızın devamı…
Enflasyon faizci kapitalist nizamın bünyesel haşinliğidir ve fakiri ezer.
“Faizci Kapitalist Düzen”de enflasyonun meydana gelmesinin sebebi bu düzenin daha önce belirtmiş olduğumuz Erbakan Hocamızın anlatımı ile malum 5 mikrobudur.
“Adil Ekonomik Düzen”de bu mikroplara yer verilmemiştir. Dolayısıyla enflasyon için herhangi bir sebep mevcut değildir.
Enflasyon fiyatların gittikçe artması ve satın alma gücünün azalması olayıdır.
“Adil Ekonomik Düzen”de bunun tam tersi söz konusudur. Çünkü fiyatların artması için herhangi bir sebep mevcut olmadığı gibi zamanla ekonominin ve teknolojinin gelişmesi sebebiyle fiyatların reel olarak düşmesi söz konusudur.
Mevcut faizci zalim kapitalist sömürü düzeninde para borca dayalı olarak üretilmektedir. Devletler, şirketler, şahıslar borçlandığı müddetçe para vardır. Borca dayalı olarak üretilen ve faiz karşılığı verilen para servetleri yutmaktadır.
Mevcut faizci zalim kapitalist sömürü düzeninde bankacılık sistemi tüketim amaçlı borçlandırmak için kurulduğundan ezen-ezilen sistemi ile servetler ve paralar belli bir sermaye grubunun eline geçmektedir. Bu faizci zalim kapitalist sömürü düzeninde para ve kredinin emperyalizmin ve Siyonizm’in bir sömürü aracı olarak üretim, istihdam ve ihracat amaçlı değil tüketim amaçlı kullandırılması sağlanmaktadır.
Mevcut düzen faizci bir düzendir. Parasını bankaya yatıran ve üretmeyenlere daha fazla tüketme hakkı verdiğinden bu durum enflasyona sebep olmakta, üretimin belini kırmaktadır. Bankaya para yatırmak üretmekten daha karlı hale dönüştürülmektedir. Sistem borca dayalı olarak yürütüldüğünden devletler, şirketler ve halklar borçlandırılmaktadır.
“Faizci Kapitalist Düzen”de para borca dayalı olarak üretildiğinden ve faiz talep ettiğinden, bunun sonucunda borçlanmalarla servetler kapitalist sömürü sistemine aktarılmaktadır. Borçlanma mevcut düzenin ekonomik yapısında dönen parayı ve hareketliliği gösterir. Nüfus artışı, alt yapı gereksinimleri ve sanal ihtiyaçların oluşturulması borçlanmayı sistemde gerekli hale getirir. Borçlanmadan büyüme olmuyor mantığı oluşturulur. Bu sebeple faizci kredi sistemi harici, faizsiz bir yapının oluşturulamayacağı ezberi yaptırtılır. Böylesi bir borçlanma ve kredi sistemine ihtiyaç olduğu algısı oluşturulur.
Mevcut faizci sömürür sisteminde borçlanma faiz karşılığı olduğundan ve faiz miktarı kadar para piyasaya sürülmediğinden ya faizin ödenebilmesi için tekrar borçlanılmakta ya da eldeki mal varlıkları ve servetler sömürülmektedir. Bu da küçük işletmelerin zamanla yok olmasını, tekelleşme ve kartelleşmeyi sağlamaktadır. Tekelleşen ve kartelleşenler de Siyonizm’in kendilerine pay vermek istediği işbirlikçilerdir.
Para hareketliliği durduğu zaman herkesin borcunun elinde kaldığı, mevcut para ve kredi sisteminin tamamen çöküşe geçeceği görülmelidir.
Mevcut sömürü sisteminin sürdürülebilirliği mümkün değildir. Çünkü faize endeksli karşılıksız para politikası ile para bir ölçü aracı olmaktan çıkmış ve yapılan borçlar, ekonomik işlem ile büyüme rakamlarına yansıtıldığından, bu hormonlu büyüme balonu elde patlar duruma gelmiştir.
“Faizci Kapitalist Sistem”de üretenin zararına para politikaları uygulandığından serbest piyasa ekonomisi bu sistemde tekellerin oluşumunu sağlamış, güçlü sermayedarların çıkarları doğrultusunda üreticiler iş yapamaz duruma getirilmiştir. Üretimin olmadığı bir durumda ekonomik çöküş de kaçınılmaz olmuştur. Nitekim günümüzde ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal sorunların ana sebebi de işte budur.
(Adil Ekonomik Düzen çare ve çözümleri ile devam edeceğiz…) 17.8.2023