Başbakan Erbakan Hükümeti örnek alınıp taklit edilmeli-7
Bu yazımızın bu başlık altındaki önceki yazılarla birlikte okunması tavsiye olunur…
Bu tavsiyelerin elbette bizce çok önemli sebepleri var, detaylar da önceki yazılarda…
“Ekonomik ve Sosyal Sonuçları Açısından Adil Ekonomik Düzen ile Mevcut Kapitalist Düzenin Karşılaştırılması” seminer çalışmamızın devamı…
Kısaca kişinin ahlaki yapısı bir kenara bırakılarak düzen acısından meseleye bakıldığında, “Faizci Kapitalist Düzen”de vatandaşın hasta olmasında ve ağır hasta olması doktorun geliri artırmaktadır.
Hâlbuki “Adil Düzen”de doktorun çıkarı hastanın sağlıklı olmasındadır; çünkü kendisine bağlı insanlar ne kadar sağlıklı olurlar ise doktorun geliri o kadar artacaktır.
Yine düzen itibariyle “Faizci Kapitalist Düzen”de avukatla müvekkil arasında çıkar çatışması bulunmaktadır. “Adil Düzen”de ise hukuki danışman olarak görev alan avukat ile müvekkili arasında “Çıkar Paralelliği” bulunmaktadır. Çünkü “Adil Düzen”de avukat müvekkilinin haklarını korumakla görevlidir. Bir niza çıksa da çıkmasa da aynı parayı alacaktır. Hele niza çıkmaz ise daha çok para alacaktır. Çünkü vatandaş hukukunun korunması için daha çok o avukatı seçecektir. Bunun için avukatın görevi, bir nevi hukuk danışmanı olduğu müvekkilinin hukuk bilgisini artırarak ihtilaflara yol açacak söylem ve eylemden sakınmasına ortam hazırlamaktır. “Adil Düzen”de hakem konumundaki avukat, müvekkilinin haksızlıklarla ve hukuki anlaşmazlıklarla karşılaşmasına değil, karşılaşmamasına gayret edecektir. Yani avukatla müvekkil de “Adil Düzen”de çıkar paralelliği içindedirler.
“Adil Ekonomik Düzen”de herkes ekonomik bakımdan bir dayanışma grubuna mensuptur. Bu dayanışma grupları loncalar, sendikalar şeklinde organize olmuşlardır. “Adil Düzen”in temel esaslarına göre “Teminatlı Ehliyet” prensibine uygun şekilde hizmetlerini ifa ederler. Bu durum yaptıkları işlerde kendilerine ehliyet veren ve onaylayan bütün dayanışma grubunun sorumluluğu paylaşmaları ve bunun sonucunda sürekli olarak kişilerin işlerinde daha ehliyetli olmalarının sağlanması anlamına gelir. Böylece kişiler mesleklerini icra ettikleri durumda yeterli ehliyet ve beceriye sahip olmadıkları için zarar verirler ise, bu zararı dayanışma ortaklığı üyelerinin tamamı tazmin etmek zorunda kalır.
“Adil Düzen” herkese refah getirir ve ekonomiyi hızla geliştirir.
“Adil Ekonomik Düzen”de ucuzluk sağlanır, enflasyon önlenir.
Genel olarak “Adil Düzen” ve özel olarak “Adil Ekonomik Düzen” ile “Faizci Kapitalist Düzen”in enflasyona sebep olan 5 (beş) unsuru ortadan kalkmış olacaktır. Bunlar;
1- Faiz.
2- Haksız vergi.
3- Darphane yani piyasaya karşılıksız para sürülmesi ve şimdi ülkemizdeki uygulamalarda olduğu gibi borca dayalı para sistemi sayesinde her borca karşılık işlem ile karşılıksız para üretiminin bankalar yolu ile sağlaması.
4- Kambiyo yani paranın değerinin emirle düşürülmesi.
5- Faizci kapitalist sistemin bankaları yolu ile yürütülen kredi sistemi.
Mevcut “Kapitalist Düzen”in faiz sistemi, kredi dağıtımındaki haksızlık ve yüksek kredi faizlerinin masrafa yazılıp fakir fukaraya ödettirilmesi sonucunda, bu zalim düzen fakirden alıp zengine aktaran bir sistemdir.
Halbuki “Adil Ekonomik Düzen”de faiz yoktur, paranın değerinin düşürülmesi yoktur, fakirden alıp zengine aktaran banka düzeni yoktur. “Adil Ekonomik Düzen” tatbikatına geçilirken bütün faizlerin kaldırılması ve bütün vergilerin kaldırılması ile üretim maliyetleri ve dolayısıyla fiyatlar, mesela Türkiye`deki Faizci Kapitalist Sistemin halihazır şartlarına nazaran üçte bire düşecektir. Çünkü fiyatların üçte bire inmesi tabiidir. Faiz ve vergi masraflara yüklenmediği ve ne kadar üretim var ise piyasada da o kadar para dolaşımda olduğu için de “Adil Ekonomik Düzen”de enflasyon söz konusu değildir, yoktur, sıfırdır.
(Günümüzdeki büyük musibet enflasyon konusuna da geldik; devam edeceğiz…) 16.8.2023