‘Zahera’l-fesâdu fî’l-berri ve’l-bahri…’ (Rûm 41)-5
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
İnsanlar acelecidir. Kısa vadede kazanç peşinde koşarlar. Oysa elde ettikleri o kazanç bozulmaya sebep olmaktadır. İnsanlar kendi elleriyle yani bile bile, sonucunun nasıl olacağını bile bile sadece kazançları için doğayı kirletmişlerdir. Bunu da kanunlarla korumuşlardır.
Tarım ilaçları olmadan tarım neredeyse yapılmamaktadır. Daha fazla kazanmak için insanlar bunun zararlı olduğunu bile bile tarım ilaçlarını rutin olarak kullanıma sokmuşlardır. Bu durum o kadar yaygınlaşmıştır ki evinin küçük bahçesinde domates yetiştirenler bile ilaç olmadan tarım olmayacağını düşünerek tarım ilaçlarını kullanmaktadırlar. Doğanın dengesini bozmakta ve bazı böcek türleri yok olmakta, bazı türler hâkim hale gelmekte ve bundan sonra artık tarım ilacı olmadan elde edilen ürünlerin miktarı çok çok azalmaktadır. Normal olması gerekene organik tarım denmekte, anormal olan normal tarım şeklinde ifade edilmektedir. Böylece fesat açığa çıkmaktadır. Artık bozulma normal hale gelmiştir. Bozulma sürekli devam etmektedir. Doğa kendi kendini düzeltememektedir.
Sigara ve kirli hava üreten gazlar insan eliyle doğaya salınmaktadır. Parfümler ham petrolden elde edilen toksinlerdir. Artık parfüm sıkmayan insan neredeyse yok. Alışveriş merkezleri, mağazalar sürekli oda parfümleri yayarak ortamı ve insanları zehirliyorlar.
Sonuçta bu toksinler ortama salınıyor ve doğa içinde yayılıyor. Öyle bir yayılmıştır ki endüstriyel yaşamdan ve yerleşim yerlerinden en uzakta olan kutup ayıları zehirli kimyasal maddelerden en çok etkilenen canlı haline gelmiştir. Doğa o kadar kirlenmiştir ki sonucunda algler ve planktonlar kirli hale gelmiştir. Onları yiyen daha büyük deniz canlıları onların toksinlerini almakta, onları yiyen küçük balıklar toksinlerini almakta, onları yiyen büyük balıklar küçük balıkların toksinleri almakta, onları yiyen foklar büyük balıkların toksinleri almakta, böylece toksinler besin zincirinde üste doğru giderek birikmektedir. En sonunda fokları da yiyen kutup ayıları toksinleri en fazla barındıran canlı haline gelmektedir.
Fesat açığa çıktıktan sonra ikinci mef’ûlün lieclih olan (“liyużîkahum ba’da-lleżî ‘amilû / Amellerinin bazısını onlara tattırması için” gerçekleşmiş olmaktadır. Doğa artık bozulmuştur. İnsanlar yaptıklarını tatmaktadırlar. Tatma hislerle olur. Sayılarla ifade edilemez. Görme duyusu tatmaya dahil değildir. Bu nedenle burada bahsedilen insanların yaptıklarının sonucunu görmeleri değil, tatmalarıdır. Toksinlere maruz kalmakta ve yavaş yavaş hastalanmaktadırlar. Bu da insanlarda semptomlara yol açmaktadır. İşte bu tatmadır. Başınız ağrır ama ağrıyı sayısallaştıramazsınız, mideniz bulanır ama bulantıyı ifade eden bir sayısal değer yoktur. Bu nedenle burada insanların tatması hastalıkların sonucunda hissettikleri rahatsızlıklarıdır, semptomlarıdır. İnsanlar vücutlarındaki aşırı toksin yükünü atamadıkları için kronik hastalıklarla uğraşmak zorunda kalmaktadırlar. Durum çok kötüdür.
Dünya Doğal Yaşamı Koruma Fonu (World Wildlife Fund - WWF) doğal ortamda uzun süre yaşayanlarda toksik kimyasalların miktarını ölçen çalışmalar yapmış ve bu deneklerin kanında test edilen 109 kimyasalın 42’sini toksik seviyelerde tespit etmiştir.
Bütün dünya kirlenmiştir. 2004 yılında yapılan bir çalışmada yeni doğan bebeklerin kordon kanında toksin analizi yapılmıştır. Bu çalışmada 287 farklı kimyasal madde tespit edilmiş olup bunlar kaplama maddeleri, çok sayıda tarım ilacı, kozmetikler ve benzin atığı kimyasallardır. Bu toksik kimyasalların 180 tanesinin kanserojen, 208 tanesinin doğuştan anormalliklere yol açıcı, 217 tanesinin beyin hücreleri, sinirler için toksik olduğu tespit edilmiştir. Bütün toksinler içinde en büyük sorun tarım ilaçları, gıda katkıları ve kozmetiklerdir.
SONUÇ olarak herkes için rutin kullanım halinde olan bu ürünler insanların elleriyle kazanç için yaptıklarıdır ve doğada bozulmaya neden olmaktadırlar ve sonunda bunları yine insanlar tatmaktadırlar. Kronik hastalıklar artık çocuklarda görülmektedir. Kronik hastalığı olmayan insan neredeyse yok hale gelmiştir.
Çağımız açısından karalarda ve denizlerde zuhur eden fesat yani kötülük/ler önemli…
Konunun çok yönlü olarak önemine binaen kaldığımız yerden devam edeceğiz… 12.8.2023