Ekonomi-4: Ve mâ âteytum min zekâtin (zekât)
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Bu tavsiyemizin elbette önemli sebepleri var, tavsiyemize uyanlar bunu bilirler…
Bu sayede bir bütün olarak maruzatımız ve ele aldığımız mesele anlaşılır…
Anlaşılıp iyice kavrandıktan sonra da asıl yapılması gerekenler yapılır… (Bu bir.)
İlk yazımızdaki uyarılarımızı hatırlayarak ne demek istediğimizi iyice pekiştirelim.
Ekonomide hem ülkemizde hem dünyada var olan sorunlar artık tufan seviyesinde…
Ekonomideki bu sorunlar birbirine entegre dörtlü ana sorunların sadece biri…
Ekonomi dışındaki dinî/ahlâkî, ilmî ve idarî/siyasî ana sorunlarla birlikte…
Ekonomi ile birlikte var olan sorunların tümüne Sosyal Tufan diyoruz… (Bu iki.)
-Genel durumun böyle olduğunu bu köşenin müdavimleri biliyor…
-Adil Düzen çalışmaları açısından bizim teşhisimiz böyle…
-Adil Düzen açısından tedavi reçetelerimizle birlikte…
-Adil Ekonomik Düzen işte bu tedavi reçetesidir… (Bu üç.)
Bu girizgâh genel durumun hem teşhis hem de tedavi açısından kısa bir özetidir.
Bundan sonra yazacaklarımız ise Kur’an ve ilim açısından açıklama olacak.
Kur’an ve ilim seminer çalışmalarımız 1221 haftadan beri devam ediyor.
Bu haftaya da Rûm Suresi’nin 39’uncu “riba ayeti” tevafuk etmiş oldu. (Bu dört.)
Bu genel girizgâhtan sonra ayetin anlamını bir bütün olarak tekrar hatırlayalım…
“Vemâ âteytum min riben liyerbuve fî emvâli-nnâsi felâ yerbû ‘indellâhi vemâ âteytum min zekâtin turîdûne vechellâhi feulâike humu-lmud’ifûne / İnsanların mallarının içinde artması için ribadan her ne verdiyseniz Allah’ın indinde artmaz ve Allah’ın vechini irade ederek zekâttan her ne verdiyseniz onlar, onlar katlayanlardır.” (Rûm 39)
Üçüncü yazımızda kaldığımız yerden devam ediyoruz…
İşte, Rûm Suresi’nin bu ayetinde faizsiz bankaya borç vermedeki katlanma benzeri katlanmanın zekâtta da olduğu anlatılmış olmaktadır.
-Zekât Allah’ın vechi irade edilerek verilir.
-Zekât yani vergi zorla alınmaz, isteyerek verilir.
-Herkes kendi zekâtını hesaplar, kendisi bildirir ve verir.
-Zekât veren daima daha fazla zekât vermek ister; bunun sebebi var.
-Zekâtı toplayan kamu görevlisi ise az almak ister; onun az almasının da sebebi var.
Bu anlatılan sistem günümüzde uygulanan vergi sisteminin tersidir. Çünkü zekâtı fazla vermek zekâtı verene bir avantaj sağlar. Geçen sene verdiği zekâtın katları kadar kredi alma hakkı doğar. Bu bir avantajdır ve işlerini büyütmek isteyenler daha fazla zekât vermek isterler.
Ancak kamu görevlisi gerçekten büyüme durumu olmayan, zekâtı olduğundan fazla vermek isteyenden bu zekâtı almaz, gerçek olanı alır. Diğer türlü yani bunun tersi yapıldığında gerçekten büyüyen, iyi işletilen işletmelere haksızlık yapılmış olur.
Zekâtın diğer bir avantajı daha vardır. Zekât aynı zamanda sigortadır. Verdiğiniz zekât eğer kırkta birse ve işletmeniz yandıysa, soyulduysa, depremde yıkıldıysa, verdiğiniz zekâtın kırk katı tazmin edilir ve zararda olmazsınız. Bu nedenle zekâtı düşük vermek risklidir. Yüksek vermek avantajlıdır ama başkasına haksızlıktır.
Allah’ın dini yani Allah’ı düzeni (Adil Düzen) işte bundan dolayı tek çözümdür.
Çağımızdaki sosyal tufan seviyesindeki sorunların çözümleri de sadece Kur’an’dadır.
Başka çözümler, kendini çok akıllı sananların ribaya dayanan Ortodoks veya heterodoks çözümleri hiçbir işe yaramaz. İnsanlar Kur’an’a ve Kur’an’dan üretilen çözümlere kulaklarını tıkadıkça ricz yani birbiri peşi sıra gelen değişik felaketler devam edecek ve tüm insanlık felaketlerle, belalarla, musibetlerle uğraşacak ve ciddi yıkımlar gelecektir.
Çağımızdaki dinî/ahlâkî, ilmî, iktisadî, idarî/siyasî sorunların çare ve çözümleri Kur’an’dan arayanlar ve bunun için çalışanlar ise Nuh’un gemisi misali kurtulacaklardır; Adil Düzen ve Adil ekonomik Düzen çözümleri de işte bu çözümlerdir. 2.8.2023