KUR’AN bize EKONOMİ İLMİNİ öğretiyor…
KUR’AN VE İLİM tefsir çalışmalarımızın 836. haftasına da ulaştık, elhamdülillah…
‘Üçüncü binyılda “Adil Düzen”le tamamlanacaktır’ cümlesi, bu haftaki seminer çalışmalarımızın üçüncü sayfasında geçen ilgi çekici ve de ilginç bir cümle. Devamı şöyle:
“Bugünkü durumumuzu ele alıp kendi çağımızı incelersek…
1- Hazreti Nuh Peygamberin yaşadığı hayatı yaşıyoruz. İnsanlık uluslararası alanda henüz hukuk düzenine geçememiştir, devlet aşaması öncesindeki çağı yaşıyor. Denge, kabileler arası çatışma gibi devletlerarası çatışmaya dayanıyor. Yazı ile kabileler uygarlığından devletler uygarlığına geçildiği gibi bugün de devletler uygarlığından bilgisayarlı insanlık uygarlığına geçilecektir.
2- Azimet sahibi peygamberler insanlığı büyük uygarlıklarda toplamış olduğu halde, bugün insanlık dinlerini/düzenlerini terk etmiş ve cihan savaşları içine girmiş olarak Hazreti Hûd kavminin yaşadığı dönemi yaşıyor.
3- Kamu malları ihalelerle yağmalanıyor, kamu malları ihya olmadan ve emek verilmeden sermayeye satılıyor; bu yönüyle Hazreti Salih Peygamberin dönemini yaşıyoruz.
4- İnsanlık müsbet düşünceyi bırakarak sömürü sermayesinin sömürü kuralları peşine doğru gidiyor; bu yönüyle Hazreti İbrahim aleyhisselâmın devrini yaşıyoruz.
5- Zina ve eşcinsellik Hazreti Lut zamanında olduğu gibi kurumsallaşmıştır, kazanç aracı yapılmaktadır; bu yönüyle Hazreti Lut aleyhisselâmın devrini yaşıyoruz.
6- Hazreti Şuayb zamanında olduğu gibi ölçü ve tartılar hep hileye dayanmaktadır; bu yönüyle Hazreti Şuayb aleyhisselâmın devrini yaşıyoruz..
Yani bugünkü çağımız dünyasında, o peygamberler zamanında karşılaşılan helâk sebeplerinin hepsi toplanmıştır. Bunun böyle devam edeceğini sanmak tarihi inkârdır, Kur’an’ı ve diğer kitapları inkârdır...” (s.3) (“SOSYAL TUFAN” dediğimiz işte budur. RNE)
***
“Çağımıza geldiğimiz zaman, en büyük hile karşılıksız para ile yapılmaktadır. Para değer ölçen bir araçtır. Bunu bütün iktisatçılar bilirler. Enflasyon ise sahte para demektir. Demek ki Hazreti Şuayb zamanında değil, asıl zamanımızda bu durum vardır. İnsanların büyük savaşı belki bu sahte para sebebiyle olacaktır. Bugün sermaye ile siyasiler arasında soğuk savaş vardır. Bu savaş ancak karşılıklı yani karşılığı olan parayı çıkardığımızda biter…
Karşılıksız parayı kaldırıp yerine “karşılığı olan para”yı koyarsanız, insanlar hesaplarını doğru yaparlar ve kâr edeceklerinden keylde ve veznde (ölçü ve tartıda) hile yapmak ihtiyacını duymazlar. Ama siz enflasyonlu para kullandığınız zaman halk zarar etmemek için hileye kaçar, kıst ile ölçmez ve tartmaz.
Demek ki paranın sahtesi tüm ekonomik yolsuzlukların kaynağıdır. Karşılıksız dolarlar çoğalınca ayakkabı kutularına girer, çünkü bankalararası havale edemezsiniz.
Biz de “ADİL DÜZEN”de karşılıklı paraları gösteriyoruz. Mal karşılığı “senet”, senedin teminatı karşılığı “buğday, demir ve toprak paraları”, bunlar karşılığı “altın para” ve altın para karşılığı kuyumculardaki “altın”. Bunu dinler ve yaparsanız hayra ulaşırsınız, enflasyon olmaz, işsizlik ve ekonomik kriz sona erer ve insanlar da hile yapmak zorunda kalmazlar.
KUR’AN burada bize EKONOMİ İLMİNİ öğretiyor ve yapıyor.
“… Karşılıksız para ekonomik krizlerin kaynağıdır. Terör olayları da karşılıksız paradan doğmaktadır. Gelin Akevler’e katılın, size karşılıklı (karşılığı olan) paranın nasıl çıkarılacağını Kur’an’dan nakledelim...” (s.6-7) Devamı var…