Olanları bir de böyle değerlendirmek gerekir
Dünyada iki gücün savaşı devam ediyor…
İki çeşit uygarlık vardır; Hak Uygarlığı ve kuvvet uygarlığı.
Hak uygarlığı hükümranlık açısından bugün en zayıf durumdadır.
Kuvvet uygarlığını sömürü sermayesi temsil ediyor ve en büyük güçtedir.
Sömürü sermayesinin hükümran olma şekli şöyledir; dünyadaki bütün faaliyetleri finanse edip tarafları çatıştırmak! Onlar çatışıp güç olarak zaafa uğradıkça onları kendi menfaatine göre yönetmek... Kendisinin istediklerini yapmayanları veya (bugün Türkiye’de yaşanmakta olduğu üzere) görevi sona erenleri değiştirmek... Bunun için her kuruluşa yerleştirdiği ve teşkilatta güçlü kıldığı paralel yapıya medya yoluyla veya muhtelif şekillerde sinyal verir ve herkes onun dediğini yapar. Gülen de, Erdoğan da, Kılıçdaroğlu da, benzerleri de kendilerine biçilen rollerini oynarlar. Sermayenin senaryosuna göre oynamaz ve bir de aksi şekilde hareket ederlerse, muhtelif şekillerde iktidardan giderler, güçlerini kaybederler...
Olayları bu mecradan döndürecek tek güç KUR’AN’dır.
KUR’AN’ın bu gücünü zaman zaman bu köşede okuyorsunuz.
KUR’AN VE İLİM Seminerleri çalışmalarımızın bir hikmeti de budur.
Olaylara Kur’an penceresinden bakıldığında beraberinde çözümlere de ulaşabilirsiniz.
İşte…
Olayları ve gelişmeleri bir de bu açıdan değerlendirmek gerekiyor...
Bu şekilde bir değerlendirme merhalesine ulaşamadığınız zaman, hep fasit bir daire içinde dolanır durur, yüzeysel seviyede kalır, sömürü sermayelerinin figüranı olursunuz. Son olaylara derinden bakabildiğinizde görürsünüz ki; olan budur, olaylar da bundan ibarettir!
Ancak…
Olanları ve olayların sebeplerini sadece bir tarafa yüklemek olmaz. Karşı tarafın zaafları ve eksikleri olmadan bunlar gerçekleşemez. Musibetler hak edilmedikçe başa gelmezler ve yine musibetlerden nasihat alınıp gereği yapılmadıkça, bertaraf edilmeleri merhalesine geçilmedikçe, onlar hep var olmaya devam ederler…
Milenyumun yani üçüncü binyılın başlarındayız…
Miladi binyılların başı aynı zamanda Hakka dayalı medeniyetlerin doğum sancılarının yaşandığı dönemlerdir. İnsanlık ve medeniyetler tarihine bakıldığında bu açıkça görülür. Çağımızda da Hakk’a dayalı medeniyet doğarken, kuvvete dayalı uygarlık zevalini yaşamaya başlamıştır, vakti gelince zail olacaktır.
“HAK GELDİ, BATIL ZAİL OLDU” ayetini bir de bu şekliyle anlayıp kavramak gerekmektedir ve bunu başardığınızda olayları ve gelişmeleri gerçek anlamda değerlendirme gücüne erişirsiniz; elbette çözümlerini de üreterek.
Bu durumda çıkaracağımız sonuç nedir?
- Faizli sömürü sermayesinin ömrü sona ermiştir.
- Artık Siyonist Yahudiler bu sermayeyi temsil etmeyeceklerdir.
- Karşılıksız (karşılığı olmayan) faizli para ile sermaye dünyayı sömüremeyecektir.
- ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN yani HAKK’A DAYALI MEDENİYET adım adı hükümran olacak ve bütün yeryüzüne yayılacaktır.
Millî Görüş ve Adil Kur’an Düzeni çalışanları bunu gerçekleştireceklerdir.
Olayları böyle değerlendirme şuur ve idrakine ulaşanlar aynı zamanda “ASIL YAPILMASI GEREKENLER” merhalesine de geçer ve iki cihan saadetine ulaşabilirler.