Hakk’a dayalı medeniyet gelinceye kadar
Bugünü anlamak için minik bir “medeniyetler kronolojisi” hatırlatması gerekiyor.
Medeniyet Mezopotamya’da başladı, bu medeniyet site devletleri uygarlığı idi.
500 sene sonra medeniyet Mısır’da merkezi devlet uygarlığına dönüştü.
Bin sene sonra Hz. İbrahim Peygamber uygarlığı birleştirdi.
500 sene sonra Mısır’da Firavunlar uygarlığı kuruldu.
İki uygarlığın sentezinden İbrani uygarlığı kuruldu.
500 sene sonra Greklerde felsefe uygarlığı kuruldu.
Milâdî başlangıçta Hz. İsa insanlığı yeni bir merhaleye getirdi. 500 sene sonra Bizans İmparatorluğu Hıristiyanlığı kabul edince Bizans İmparatorluğu doğdu.
Sonra Hz. Muhammed Aleyhisselam ile İslâm Medeniyeti geldi ve eski dünyaya yeni bir dünya düzeni getirdi. Müslümanlar Kur’an sayesinde beşeriyet çapında adil bir medeniyet kurdular. Bağdat medreselerinde bütün dinlere mensup olanlar okuyor ve okutuyorlardı.
Avrupa ülkeleri İslâmiyet’in bu muhteşem medeniyetine karşı Haçlı Seferleri’ni başlattılar ve İslâmiyet’in geliştirdiği ilimleri ve teknolojiyi öğrendiler. Bu arada Yahudiler dünya ticaretini ele geçirdiler ve Avrupa’ya hâkim oldular, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonunda dünyaya ekonomi yoluyla hükmetmeye başladılar. İcat ettikleri “KARŞILIKSIZ PARA” (günümüzde DOLAR) sayesinde ekonomiden başka siyasete de hâkim oldular. Devlet başkanları birer vali durumuna dönüştü. Din dışlandı, mabetler boşaldı. Üniversiteler sömürü sermayesinin sömürü aracı olarak çalışır hâle geldi...
Önce Osmanlı Devleti, sonra Türkiye Cumhuriyeti be gelişmelerden nasibini aldı.
Osmanlı Devleti yıkılıp malum şartlarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan sonra, gizli anlaşmalar gereği dine ve dindarlara zulmedilmeye başlandı...
Türkiye’de zulümlere karşı ilk organize uyanış ve hareket, 1960’lı yılların sonunda - 1970’li yılların başında Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın önderliğinde başladı. İlim adamı Prof. Necmettin Erbakan Hoca’nın başta “İLİM VE İSLÂM KONFERANSLARI” ile anlattıkları ve siyaset adamı Erbakan olarak “MİLLÎ GÖRÜŞ PARTİLERİ” ile anlatıp yaptıkları sayesinde dünya çapında inkılâplar gerçekleşti. (Türkiye ve dünya çapındaki bu inkılâpları zaman zaman ve özellikle Şubat-Mart aylarındaki Erbakan’ı anma haftalarında bu köşede defalarca yazdım, meraklısı oralardan bilgi sahibi olabilir.)
SONUÇ olarak bu çalışmalar sayesinde sömürü sermayesi dinlere karşı mağlup oldu ve ateist olmaktan vazgeçti, “Ilımlı İslâm” diye kendisine uyan bir dini anlayışı benimsedi...
Bugün sermaye ikiye ayrılmıştır: Savaş dengesini benimseyen Rockefeller, barış yoluyla sömürüye devam etmek isteyen Rothschild arasında soğuk savaş devam etmektedir...
Her iki sermaye tarafı da Türkiye’nin istikrarının bozulmasını istemektedir.
IŞİD/DEAŞ sömürü sermayesi tarafından organize edilmiştir. Lideri sözde “Mehdi” olarak ortaya çıkmış, Suriye ve Irak’ı kılıç sallayarak fethediyor! Sünnilerin güya kurtarıcısı olarak ortaya çıkmıştır ama hepsini ABD (CIA) generalleri idare ediyor! İncirlik’ten kalkan uçaklar IŞİD’i bombalıyoruz diyerek Kürtleri ve Müslümanları bombalıyor!..
ABD ve İngiltere ile Almanya başta olmak üzere AB ülkeleri bölgede cirit atıyor… Suriye bahanesiyle Rusya da uçak ve askerleriyle devrede… Çin fırsat kolluyor…
Üçüncü dünya savaşı bölgemizde başladı da bizim haberimiz mi yok?!.
Bâtıl Batı uygarlığı çökerken bütün beşeriyete ölümler saçıyor…
Hakk’a dayalı medeniyet gelinceye kadar bu devam edecek…
Çünkü…
HAK GELİNCE BÂTIL ZÂİL OLMAKTADIR.