Dinimizde flört yasaklanmıştır ve ben de bunu düşünerek hep yalnızdım. Sadece dua ediyordum, Allah'ım doğru zamanda doğru kişiyle buluştur diye. Hep hayırlı bir eş istedim. Ben üniversite son sınıf öğrencisiyim, yaşım 23. Geçen sene çok zor zamanlar geçirdim. Zor zamanlarımda yanımda olan, iki yıl normal olarak konuştuğumuz bir bayan ile karşılıklı olarak birbirimizi sevdiğimizi, uyumlu olduğumuzu anladık ve artık belli etmeye başladık. Ve sonunda günümüz tabiri ile çıkmaya başladık. Flörtün yanlış olduğunu biliyordum ama acaba Allah mı yolladı bana diyordum. Ama flört ederek günah işlemiş oluyordum. Çok sevdik ikimiz de, hala da seviyoruz. Şu an evlenmemiz imkânsız denilebilir. En az iki-üç sene var gibi gözüküyor. Şimdi istesek de ailesi razı olmaz zaten. Şimdi ben flört günah diye çok sevdiğim halde ayrılsam kızı yarı yolda bırakmış olup yine günah işlemiş olmaz mıyım?
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Hem islâm’da hem de fıtratta evlilik vardır ve evlilik en güzel bir müessesedir. Evlilik amacına matuf olmak üzere insanlar birbirlerini tanıyabilirler, islâmî kurallara bağlı kalarak yani temas olmaksızın birbirleriyle görüşebilirler. Evlenme niyetini karşılıklı taşıyan kimselerin bu niyetle ilkeli görüşmelerinde bir mahzur yoktur. Lâkin, mahzurlu olan kısmı şudur ki, insanlar belki bu niyetle görüşmeye başlamış bile olsalar, zaman içinde islâmî kuralların aşılması, çiğnenmesi söz konusu olabilmektedir. Bundan daha da önemlisi, evlilik niyetiyle bile olsa bu görüşmelerin çok uzaması ve zamana yayılması karşılıklı duyguların aşınmasına sebebiyet vermektedir. Büyüklerimiz ne demişler, nikâhta keramet vardır. Bunun böyle denilmesinin sebebi, iki insan arasında nikâh bağı bulunmadıkça karşılıklı duyguların ve ilişkilerin balçığa yazılmış yazılar gibi geçici olacağındandır. Nitekim bunun örneklerini hayata ve insanlara baktığımızda çokça görmekteyizdir.
Zira, bütün insan ve cin şeytanları ve bunların topyekûn hademeleri hep birlikte toplumun değer yargılarını, sahip olduğu ahlâk ölçülerini değiştirmek, erozyona uğratmak ve samimi sevgi gibi fıtrattan gelen ulvî duyguları ne idüğü belirsiz, geçici, fâni ve yok hükmünde olan sanal aşklara çevirmek yolunda şeytanca planlarla hareket ederek toplumu, insanları ve özellikle de gençleri kandırıp yanıltmakta, hayatlarını çer-çöp haline getirmekte ve onları rezil-rüsvay etmektedir. Öncelikle bu mevzunun iyi anlaşılması gerekmektedir.
Sizin örneğinizde ise; mademki karşılıklı olarak birbirinizi sevdiğinizi, uyumlu olduğunuzu anladınız, bu duygularda yanılmadığınız ve isabetli olduğunuz kanaatinde iseniz, bizim size tavsiyemiz, ikinizin gidip belediyeye müracaatla bir an önce resmi nikâh işlemlerinizi başlatmanızdır. Zira, ikiniz de hem islâmî hem de hukuki açıdan mükellef ve reşit olan kimselersiniz. Hayatınızın aşkını bulmuşken onunla evlenmek için herhangi bir kimseden izin almanız gerekmez. Zaten izin vermesi beklenen kimseler de böyle doğru olan şeylere izin vermez. Şu an evlenmenizin imkânsız olduğunu söylüyorsunuz ama gelin bunu birlikte bir değerlendirelim.
Gerek siz, gerekse de eşiniz olacak kimse zaten hayatta yaşamıyor musunuz? Yiyip içmiyor musunuz? Bir yerlerde barınmıyor musunuz? Sokakta ve aç mı yaşıyorsunuz? Bunların hepsi zaten mevcut olduğuna göre, birbirini gerçekten seven ve birbirine uyumlu olan insanların nikâh bağıyla birlikte yaşamalarına engel olacak olan nedir? Bir yuva kurulduğunda onun en büyük yardımcısı Allah’tır. Zira nikâh Allah’ın emri ve müsaadesi ile meşru birliktelik yaşamaktır. “İçinizden bekârları evlendirin. Eğer fakir iseler Allah onları fazlı kereminden zenginleştirir.” Âyetinin bize ne demek istediğini tüm şartlanmışlıklardan uzak bir akl-ı selim ile anlamaya çalışırsak sorun çözülecektir.
Şimdi istesek de ailesi razı olmaz zaten demişsiniz. Ailenin razı olmama gerekçelerini tahmin edebiliyoruz. Nedir; şimdi erken, iş-güç uygun değil, okul-tahsil durumu var, durumumuz düğüne müsait değil, kızımız daha genç, vs vs. Kızlarının bir an önce nikâhlanmasına karşı çıkan bu anne babalar, kızlarının yıllar boyunca farklı insanlarla gezip tozmalarına, flört etmelerine, aşk yaşamalarına hiçbir şey dememektedirler. Zira büyükçe bir kesimin değer yargıları islâm’a uymadığı gibi taban tabana ters düşmektedir. Akılsız ebeveynlerin böyle tutarsız ve yanlış tavırları yüzünden çocukları, özellikle de kızları hayat boyu mağdur olmakta, mutsuz ve umutsuzca yaşamaktadır. Zamanında kızlarına her açıdan uygun olan ama belki bazı şartları uymayan insanları ebeveynler reddederler, zamanı geçtikten sonra da uygunsuz evliliklere müsaade eder veya engel dahi olamazlar. Doğru olan islâmî ölçüleri reddedersek, hayatımıza yanlış olan gayrı islâmî ölçüler damga vuracaktır. Zira hayat durmamakta, olanca hızıyla devam etmektedir. Hayata ayak uyduramayanlar, hayat boyunca mahkûm ve mağdur olurlar.
Yıllar boyunca uzayan ama nikâh gibi sağlam kazıkla bir sonuca bağlanmayan ilişkilerden hayır gelmez. Duygular ve insanlar yıpranır, araya şeytanlar ve aveneleri girer, iş bozulur, herkes mutsuz olur, bu mutsuzluk hayat boyu sürer. İki gönül bir olunca samanlık seyran olur demişler. Bir an önce resmi nikâh işlemlerinizi başlatınız. Yardımcınız Allah’tır. Allah sizin önünüzü açacaktır. Bizi de davet edecek olursanız, seve seve nikâh şahitliğinizi yapmaya ve sizi herkese karşı savunmaya hazırız. Selam ve duâ ile...