İşçilik düzeninden ortaklık düzenine geçilecektir
“… İstiğfar eder ve tevbe edersek, Allah semayı (ısıyı/enerjiyi) yeryüzüne indirir ve bize kuvvet verir. Burada işaret edilen husus, israftan uzak kalarak Güneş enerjisinden yararlanma anlamına gelmektedir. Yani doğanın imkânlarını boşa akıtmamak için istiğfar edip Allah’a tevbe edilmesini emretmektedir.
Bugün kârı azamiye çıkarmak gayesiyle birçok imkân heder edilmekte ve kötüye kullanılmaktadır. Bu durum insanların yarısı işsiz hâle getirilmekte, ayrıca çevre kirliliği ile de dünya tahrip edilmektedir. Hazreti Hûd kavmine yapılan emir bize de yapılmaktadır.
Allah bizden FAİZLİ SÖMÜRÜ DÜZENİNİ bırakmamızı emretmekte, ZEKÂTLI FAİZSİZ EKONOMİYE dönmemizi emretmektedir...
Bugün insanlık doğaya karşı iki suç işlemektedir.
a) İnsanlar kârı maksimize edeceğiz diye doğa imkânlarını heba etmektedir. Böylece malları iki misli pahalı satmaktadır. Halkta satın alma gücü kalmadığı için tüketim yarıya düşmekte, böylece insanların yarısı işsiz kalmaktadır. İşlenen birinci suç budur.
b) Diğeri de çevre kirliliğidir. İnsanlar israf ederek çevreyi kirletmektedirler.
Kur’an doğaya karşı işlenmiş bu suçlardan vazgeçirmek için Hazreti Hûd aleyhisselamın kavmini örnek olarak anlatmaktadır...
Burada kavme (bir kavme) hitap edilmektedir, sömürülen kavme hitap edilmektedir. İnsanlar düşman istilası ile sömürülmüyor. Kendi halkı içinde oluşmuş zenginler ve devlet adamları işbirliği içinde halk sömürülmektedir. Bugün olduğu gibi; DEVLET DÜZENİ zenginlerle bürokratların halkı sömürmesi için oluşmuş bir beraberlikten ibarettir.
Gelecekteki düzen ne olacaktır?
Bürokratlar kamu görevlisi ve genel hizmetli olacaklardır. Bürokrasi sistemi değişecektir. Ortadan kalkmayacak, işçi/memur yerine ORTAK olacaktır. Bankerler ortadan çekilecek, patronlar ve tüccarlar kalacaktır. Bankerlerin yerine KREDİLEŞME KOOPERATİFLERİ oluşacaktır...” (s.13)
“… Bugün faizli sisteme dayanan bir üretim biçimi vardır. Sömürü olsa da bu düzen bu şekilde insanların yaşamasına imkân vermektedir. Bu sömürü düzenini bırakıp yeni düzene geçme basit ve kolay bir iş değildir. Erbakan’ın yaşadığı sıkıntılar buradan neşet etmektedir. AK Parti’nin zorlanması da bundandır. “ADİL KUR’AN DÜZENİ”ne gerek vardır ama “Adil Kur’an Düzeni”ne de geçilemiyor. İşte, burada bu geçişin şeklini anlatmaktadır.
Rabbimizden istiğfar edilecek ve şöyle bir çözüm oluşacaktır.
a) Tüm bankalar kamu bankaları hâline getirilecek, banka sahipleri yararlanma mülkiyetine sahip olacaklardır. İşletme mülkiyeti ise devlete intikal eder. Arz-talep kanunları içinde devlet bu payları alıp satacaktır.
b) Tüm borçları devlet üzerine alacak ve herkese ödeme yapacaktır. Bu uygulama enflasyon yapmaz. Çünkü yeni para üretmiyorsun, borç parasını nakit paraya çeviriyorsun.
c) Herkes eski anlaşmalara aynen devam edecektir. Yalnız faiz sıfırlanacak, bütün işler peşin para ile görülmeye başlanacaktır. Borçlarını ödeyemeyen işletmelerin paylarına el konarak devlet o nispette ortak olmuş olacaktır. İşletmeler çalışmaya devam edeceklerdir. İşletmelerin hisse senetleri alınıp satılarak işletme sahibine yalnız kıyam mülkiyeti kalacaktır.
d) İşletemeyen sahiplerinden işletme mülkiyeti de alınacaktır.
Demek ki “İŞÇİLİK DÜZENİ”nden “ORTAKLIK DÜZENİ”ne kamuca geçilecektir...” (s.14) Böylece “ADİL KUR’AN DÜZENİ” gerçekleşecektir.
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından aktardım. Devamı var…