Recep Tayyip Erdoğan; “Cumhurbaşkanı olursam yetkilerimi kullanırım” demiştir... Bunu; Başbakanlığı da kendisinin emrine alacağını ileri sürüyor şeklinde anladılar...
Fehmi Koru yazı yazdı, Erdoğan’ın yetkilerini böyle kullanmayacağını söyledi...
Arkasından Erdoğan da; “Başbakanlık yapacak değilim ya” dedi...
Recep Tayyip Erdoğan’ın “yetkilerimi kullanırım” demesi ne demektir?
-Ben genelkurmaylık yapmış bir orgenerali hapse attırmam demektir...
-Ben askerin başörtüsüne karışmasına müsade etmem demektir...
-Ben polisin bakan çocuklarını bir tertip eseri hapse atmasına izin vermem demektir...
-Ben “Gezi Olaylarını” tasvip etmem demektir...
Bu düşüncelerinde yerden göğe kadar haklıdır.
Abdullah Gül başkanlık yapmadı dememdeki sır bu idi. Gül de en sonunda Anayasa Mahkemesi kararları ile kendine göre yetkilerini kullandı demektir.
Erdoğan ne hukuku ne de fıkhı bilir. Bu konularda bazı doğru bilgilerin kendisine sunulması gerekir. Hatası, bunları bilmeyenleri kendisine “danışman” yapmasıdır.
*
Bu makalemde kısaca cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini sıralamak isterim.
Bu arada bu görüşlerime karşı çıkan biri var mı diye meydan okurum...
1- Cumhurbaşkanı’nın bir numaralı görevi başkomutan olmasıdır. Genelkurmay Başkanı başkomutan değildir, genelkurmaydır. Başbakan’ın askerlikte bir yetkisi yoktur. Milli Savunma Bakanı da sadece orduya ikmal yapmakla yükümlüdür, askerlerin terfi ve tayinlerinde hiçbir yetkisi yoktur. Başkomutan yalnız ve yalnız Cumhurbaşkanı’dır. Protokolde yeri de Başbakan’ın yanındadır. Ordunun sivil yönetime karışmasını önleme görevi olduğu gibi; sivillerin de askeri işlere karışmasını önleme görevi vardır. Gerekli gördüğünde Genelkurmay Başkanı’nı, Kuvvet Komutanlarını ve Ordu Komutanlarını görevden alabilir. Cumhurbaşkanı’nın Başkomutan sıfatı ile bunları yapma yetkisi vardır. Buna aykırı yasalar geçersizdir.
2- Cumhurbaşkanı’nın ikinci görevi devleti içte ve daha çok dışta temsil etmektir. Bu sebepledir ki valileri Cumhurbaşkanı resen atamadığı halde, büyükelçileri Devlet Başkanı doğrudan atar ve alır. Dışişleri Bakanı’nın yetki ve görevi Milli Savunma Bakanı mesabesindedir. Başbakan elçileri çağırıp onlara talimat vermez. Devletlere karşı savaş açmak dahi Devlet Başkanı’nın yetkisindedir.
3- Cumhurbaşkanı’nın üçüncü görevi, kurumlar arası çatışma meydana gelirse, müdahale edip dengeyi iade etmedir. Mesela, hükümet ile ordu arasında gerginlik varsa, ordu ile yargı arasında gerginlik varsa, meclis ile bürokratlar arasında bir uyuşmazlık varsa, bunları normal yargı yolları çözmüyorsa, Devlet Başkanı müdahale eder ve kurumlar arası dengeyi sağlar. Bu anayasada açıkça ifade edilmiştir.
4- Cumhurbaşkanı’nın dördüncü görevi devleti yıkılmaktan korumaktır. Eğer devletin anayasası yeterli değilse veya anayasa uygulanamıyorsa, Devlet Başkanı devreye girer ve yeni anayasayı yaptırır, halka kabul ettirir ve düzeni iade eder, devleti yıkılmaktan kurtarır. Geçmişteki sivil devlet başkanları bu işi yapamadıkları için askeri müdahale zorunluluğu doğmuş ve devlet öyle kurtarılmıştır.
*
Cumhurbaşkanı’na bu hususta yani devleti koruma konusunda verilen yetkiler vardır.
1- Cumhurbaşkanı hükümeti toplayıp sıkıyönetim ilan ettirebilir, bu yolla görevlerini yerine getirir. Sıkıyönetimde sivil idare askere karışamaz. Gerektiğinde sıkıyönetim ilan edilmezse yahut Başbakan sıkıyönetim komutanına emir vermeye kalkışırsa, o zaman askeri müdahale zorunlu hâle gelir.
2- Cumhurbaşkanları kanunlarını veto etmek veya Anayasa Mahkemesi’ne gitmek, Meclis çalışamaz duruma geldiğinde seçime gitme yetkisine sahiptir. Cumhurbaşkanı böylece yasamayı da denetlemektedir.
3- Cumhurbaşkanı, hükümeti onaylayıp onaylamamak, Başbakan ile birleşerek bir bakanı görevden almak yetkilerine sahiptir. Ayrıca birçok kuruma Cumhurbaşkanı atamalar yapmaktadır; gerektiğinde onları değiştirebilir de.
4- Cumhurbaşkanı’na verilen en büyük yetki; görevini yaparken işlediği hiçbir fiilden -adam öldürmesi dâhil- asla sorumluluğunun olmamasıdır. Vatana ihanet dışında ne başkanken ne de başkanlıktan sonra sorumlu tutulamaz. Bundan dolayı Kenan Evren’i muhakeme genel hukuk kurallarına aykırıdır.
Cumhurbaşkanı atadığı kimsenin yaptıklarına müdahale edemez. Sorumlu atanan kimse olduğuna göre o bildiğini yapar. Müdahale ederse dinlemez. İsterse görevden alır.
O halde Cumhurbaşkanı sadece sıkıyönetim gibi hükümetin yetkilerini kısıtlayan konular görüşülürken hükümete başkanlık eder, onun dışında hiçbir görevliye emir ve talimat veremez. Emir verse bile, emir alan dinlemek zorunda değildir.
Bunlar bu kadar nettir.
Ama “millî olmayan medya/basın” bunları milletimize öğreteceğine; hep kışkırtıcı, yanlış yönlere yönlendirici ifadeler kullanmakta ve halkımızı yanıltmaktadır...
Süleyman KARAGÜLLE