‘Örnekler.. Ve onları yalnızca âlimler akleder’-1
KUR’AN VE İLİM haftalık seminerlerimizi 22 yıldır sürdürmekte olduğumuzu ve zaman zaman bu köşede bu çalışmalarımızdan notlar sunduğumu dikkatli ve müdavim okuyucularım bilir; bugünkü yazımda 1171’inci hafta seminerimizden notlar sunuyorum…
41 haftadan beri Ankebut Suresi üzerinde çalışıyoruz…
Ankebut Suresi 43’üncü ayet meali ile başlayalım…
“Ve o örnekler, insanlar için onları örnek veririz ve onları yalnızca âlimler akleder. / Ve tilke’l-emśâlu nadribuhâ li’n-nâsi vemâ ya’kiluhâ illâ’l-âlimûn.”
Ayet “Ve tilke’l-emśâlu nadribuhâ li’n-nâsi… / Ve o örnekler, insanlar için onları örnek veririz…” şeklinde başlıyor.
Burada işaret edilenler surenin başından beri verilen örneklerdir.
Bu örneklerin anlatıldığı metine değil, onların örnekliğine işaret edilmiştir.
“Vay be, geçmişte ne olaylar olmuş” demeyip o örneklerle bizim yaşadığımız olaylar arasındaki benzerliği düşünmemiz gerekmektedir.
Surenin başından beri bize verilen örnekler şunlardır:
- Hz. Nuh’un kavmi.
- Hz. İbrahim’in kavmi.
- Hz. Lût’un kavmi.
- Hz. Şuayb’ın kavmi (Medyen’de).
- Hz. Hûd’un kavmi (Âd).
- Hz. Salih’in kavmi (Semûd).
- Karun, Firavun ve Haman.
- Ve ev edinen örümcek.
Bu örneklerin hepsini düşünmeli ve bizim durumumuza uyanları anlamalıyız. Bütün bunlar bizim için örnektirler. Yapmamız ve yapmamamız gerekenleri tespit etmeliyiz. Eğer yaparsak başımıza gelecekleri o örneklerde görmeliyiz.
Ayet, üzerinde uzun uzun düşünülecek ve ona göre değerlendirmeler yapılmayı gerektirecek şekilde -mealen- şöyle sona eriyor:
“Vemâ ya’kiluhâ illâ’l-âlimûn. / Ve onları yalnızca âlimler akleder.”
“Ya’kilu” demek “akleder” demektir. “Akletmek” demek, bağlantılar kurarak belirli bir metodolojiyle sonuca varmak, karar almak demektir. Bilimsel metodolojiyi ifade eder. Akletmek cehaletin zıddıdır. Cehalet demek bilmemek demek değildir; akletmemektir, ilmî yöntemleri kullanmadan sonuca varmaya çalışmak demektir.
“Onları yalnızca âlimler akleder” ifadesine derinlemesine biraz daha odaklanmamız gerekmekte. Bunu yaparsak veya yapabilirsek asıl maksada ulaşmış oluruz. İnsanlar için anlatılan örnekleri insanların tamamı değil, yalnızca âlimler akletmektedir. Buna göre o örnekleri düz okumakla bir sonuca varamayacağımız anlaşılmaktadır demektir.
“Âlim” demek “bilen” demektir. Bilici demek değildir. “Bilim adamı” için “alîm” kelimesinin kullanılması uygundur. “Âlim” ise bilim adamı değildir, bilendir. Bütün alîmler âlimdir ama tüm âlimler alîm değildir.
“Akletmek” bilimsel metodolojiyi ifade eder.
O örnekleri düz okuyarak, sadece sesli ve tecvitli okuyarak değil, bilimsel metotlar kullanarak değerlendirmek yalnızca âlimlere özeldir ve artık bu âlimleri yetiştirmeliyiz.
Bütün insanlar öyle yapamaz, sadece âlimler yapabilir ve o seviyedeki âlimlerin metotları insanları yönlendirir; öyleyse bir an bile vakit kaybetmeden bu âlimleri yetiştirmeli...
Hz. Nuh’un, Hz. İbrahim’in, Hz. Lût’un, Hz. Şuayb’ın, Hz. Hûd’un, Hz. Salih’in kavmi, Karun, Firavun, Haman ve ev edinen örümcek bize nasıl örnek olacaktır?
Haftalardır yani 41 haftadan beri devam eden bu tefsir çalışmamızda bunları açıkladık.
Hepsinin akledilmesi de sadece ve sadece bilimsel metodolojiyle mümkündür.
(Devamı var; çağımızın sorunlarını sorularla dile getirecek ve devam edeceğiz…)