Gaspıralı’nın Kooperatifleri ve Kooperatiflerimiz(*)
“Tarihten Günümüze Işık Tutuyor: Gaspıralı’nın Eğitim Kooperatifleri” başlıklı yazıyı, Av. Namık Kemal Bayar, 29 Eylül 2018 tarihinde yazmış. Önce yazıyı okuyalım…
“Bugün Gaspıralı İsmail Bey’in vefatının (24 Eylül 1914) 104. yıldönümü…
Pek çoğumuz onun “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” şiarını kullanarak bugün onu anacağız. Bu anlamlı, şiara farklı bir bakış getirip üzerinde düşünmekte büyük fayda var.
Gaspıralı’nın en büyük başarısı “Usul-ü Cedit” okullarını kısa sürede Rusya işgali altındaki bütün Türk topraklarında yaygınlaştırarak bu topraklardaki aydınlanma hareketini başlatmasıydı. Esasen bugünkü siyasi ve toplumsal birikimin ana kaynağı da onun başlattığı bu aydınlanma hareketinde yetişen aydınlar olmuştur.
Maalesef ki Sovyet döneminde ve sonrasında Rusya’nın işgal ettiği Türk topraklarında birkaç istisnai isim dışında ikinci bir aydın nesli yetişmemiş, Türk siyasi ve sosyal hayatı İsmail Gaspıralı’nın aydınlanma hareketinde yetişen fikir ve hareket insanlarının eserleri ile şekillenmiştir. Günümüz Türk bilim insanları dahi halen bu aydınlanma hareketinin esasları ve ilkeleri üzerine çalışmaktan öte Türk fikir ve hareket sahasına yeni yüzyıllara dair kendine özgü bir katkı sunmakta zorlanmaktadır.
Ancak, bu tespitten ziyade üzerinde durulması gereken çok önemli bir husus daha vardır ki, bu da İsmail Gaspıralı’nın aydınlanma hareketinin toplumun bütün katmanları tarafından sahiplenilmesidir. Usul-ü Cedit Okulları’nın etrafında şekillenen Türk aydınlanma hareketinin başarısının temelinde bu husus bulunmaktadır.
Peki, Usul-ü Cedit, bu kadar kısa sürede nasıl ve neden başarılı olmuştur?
Yirminci yüzyılın başındaki iletişim teknolojisinin kapasitesi düşünüldüğünde, Bahçesaray’da bir mahalle mektebi ile başlayan bu eğitim rüzgârı, on-onbeş yıllık kısa bir sürede nasıl bir eğitim kasırgasına dönmüş ve binlerce okuldan bahsedilmeye başlanmıştır?
Üstelik Çarlık Rusyası idaresi altında ve devletten tek delikli kuruş almadan!
Bu sorunun cevabı pek çoğumuza zor gibi gelse de aslında basit bir cevabı var.
Gaspıralı, Usul-ü Cedit Okulları’nı kurarken Rusya devletinin en küçük bir desteği olmayacağını çok iyi biliyordu. Bu devasa finansman sorununu aşmak için devletin olmayacağı yerde o, yapılabilecek tek şeyi yaptı; halka müracaat etti. Önce, kendi yöntemini sınamak için bir okulu kendi imkânları ile kurdu. Başarısını ispat edince halka müracaat etti ve halktan destek aldı. Bu şekilde binlerce Usul-ü Cedit Okulu doğrudan halk teşebbüsü olarak kuruldu. Rusya’nın işgal ettiği topraklarda kurulan binlerce Usul-ü Cedit Okulu, kelimenin tam anlamıyla zengin-fakir, kadın-erkek toplumun bütün katmanlarından insanların bir araya gelerek “İmece” usulü ile kurdukları okullardı. Bu okulları kuran “kooperatİf bİlİnç” Türk aydınlanma hareketinin temelini oluşturmaktadır. Gaspıralı’nın başarısının temelinde bu “kooperatif bİlİnç”i uyarmak ve doğru alana yöneltmek yatmaktadır.
İsmail Gaspıralı, hiçbir zaman devleti beklemedi. Ağır çarkları döndürmeye çalışmak gibi bir gayreti olmadı. O, halkına inandı ve doğru adımları atarak millete hizmet gayesi ile işine sarıldı. Türk milletinin birlikte hareket güdüsünü tetikledi ve “İmece” ile nelerin başarılabileceğini gösterdi. Bu yönü ile bakıldığında her bir Usul-ü Cedit Okulu’nun, insanların bir araya gelerek kurduğu “kooperatİf okul” olduğu görülecektir.
Eğitim meselesinin yaşamsal olduğunu hepimiz biliyor ve vurguluyoruz.
Gaspıralı, bu yaşamsal meseleye pratik ve başarısı kanıtlanmış bir çözüm getireli 120 sene oldu. Şöyle bir geçmişe bakıp, Gaspıralı’yı görmemiz bu meselenin çözümünde bize altın anahtarı sağlayacaktır.” (Bilgi için… https://islamansiklopedisi.org.tr/gaspirali-ismail-bey)
(*) Bu yazıyı, Ömer Faruk Korkmaz arkadaşımız, şu notu yazarak göndermiş:
“Selam… Reşad abi… Bu yazıda geçen “kooperatif” bana sizi ve Üstadı (yani Süleyman Karagülle Hocamızı ve O’nun ‘KOOPERATİF’ çalışmalarını) hatırlattı...”
Üstadımız bir yıl önce Mayıs ayında vefat etti; bu yazıyla O’nu anmaya başladık…