Adil Ekonomik Düzen’i böyle anlatmış olacağız
Önceki yazıda ele aldığımız En’am Suresi 36’ıncı ayet “İnnema yestecîbullezîne yesme’ûne…” şeklinde başlıyor ve “ve’l-mevta yeb’asühümüllahu sümme ilyhi yurceûne” şekline sona eriyor. Geçen yazıda ayetin ilk bölümünü yorumladık. Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bize göre ayetin tamamının Türkçe anlamı şöyle: “Sem’ edenler isticâbe ederler. Mevtayı ise Allah ba’s eder. Sonra O’na rücu ederler.”
Diyanet’in meali de şöyle: “(Davete), ancak (bütün kalpleriyle) kulak verenler uyar. (Kalben) ölüleri ise (yalnızca) Allah diriltir. Sonra da hepsi O'na döndürülürler.”
Ayette “sümme yeb’asühümüllahu” denmiyor da “yeb’asühümüllahü” deniyor, “sümme”yi sonra kullanıyor; “sonra O’na rücu edeceksiniz” diyor. Yani ba’s ahiretten öncedir, rücudan öncedir. İnsanların bu dünyada ba’s olunacaklarından bahsediyor.
Bu büyük bir müjdedir. Demek ki insanlar bugünkü bu ölgün ve perişan durumdan kurtulacaklardır, uyanmanın da ötesinde dirileceklerdir.
Peki, insanlar uyanmanın da ötesindeki dirilişe nasıl ulaşacaklardır?
İnsanlık tarım dönemi hukukundan sanayi dönemi hukukuna ve bilgi yani bilgisayar çağına geçerken, bugünkü cahiliye döneminden beter hukuk yerine, ancak Adil Düzen Anayasası’na yani Kur’an’ın anlattıklarına kulak verenler, sem’ edip isticabe edeceklerdir. Saadet Partisi ile diğer bağımsız partiler çağımızın muhtaç olduğu Adil Düzen’i kuracaklardır. Belki birçok parti de zamanla bunlara katılacaktır.
Ayette “ellezîne yesme’ûne / onlar sem’ edenlerdir” diyor yani onlar Adil Düzen’e, Adil Ekonomik Düzen’e kulak verenlerdir, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’yı dinleyenlerdir. Necmettin Erbakan bir profesördü. TOBB başkanlığını yapıyordu. Oradan polis zoruyla atıldı. Kendisi 1969 seçimlerinde Konya’da bağımsız milletvekili adayı oldu; biz de Aydın’da (Süleyman Karagülle) ve İstanbul’da (Ömer Faruk Yeğin) bağımsız aday olduk. Sonra, bizim 1968 yılındaki ziyaretimizde kendisine önerdiğimiz üzere önce Millî Nizam, sonra Millî Selamet partilerini kurdu; biz de MSP İl Başkanı olarak İzmir ve Ege Bölgesi’nde parti teşkilatlarını kurduk. Refah Partisi dönemindeki haftalık görüşmelerimizde de kalemi eline aldı ve bizimle sohbete başladı; artık her hafta buluşuyor ve çalışıyorduk...
“Adil Düzen, adil ekonemik düzen” işte o çalışmalarla ortaya çıktı.
Bugün Recep Tayyip Erdoğan o sayede o makamlarda bulunmaktadır.
Cumhurbaşkanı günlük işlerle uğraşmaz. Cumhurbaşkanı yeni düzeni bulmaya çalışır. Bunu gerçekleştirmek için herkese ve her şeye kulak verir; bu arada Adil Düzen çalışanlarına da kulak verir. Cumhurbaşkanının müşfik eli tüm vatandaşlara ve insanlara ulaşır. Cumhurbaşkanı insanları ceza ile değil, silahla değil, tebliğ ile inandırarak düzeltir, çare ve çözümler üreterek düzeltir. Muhterem Cumhurbaşkanımıza sem’ edenlerden olmasını tebliğ ediyoruz. Biz aracıyız. Biz sadece tebliğ ve irşad ediyoruz. Biz sadece elçiyiz. Elçiye zeval yoktur. Kimse bize kızmasın, darılmasın. Hakkı ve sabrı tavsiye etmek herkesin hakkıdır.
En’am Suresi 36’ıncı ayet “ve’l-mevta yeb’asühümüllahu… / ve mevtayı ise Allah ba’s edecektir…” şeklinde devam ediyor…
Günümüzde ülkemizi yönetenleri Allah ve O’nun halifesi olan halk diriltecektir. Başkan tarafsız olup diğer partilerle eşit uzaklıkta durursa diğer partiler de muhalefet etmekten vazgeçerler ve bütün siyasiler Adil Düzen’e doğru yol alırlar, Allah hepsini ba’s eder.
Devlet başkanı mevcut düzende çözümler aramayacak, yeni düzende çözüm arayacaktır. Bunu da Sermaye veya Sermaye’nin güdümündeki bürokratlardan değil, Allah’tan yani O’nun yeryüzündeki temsilcisi olan halktan arayacak. Siyasiler ülkenin her yerinde, ortalama yüz hanelik her köyde veya her sokakta semt kooperatiflerinin kurulması için destek olacaktır. Sermaye’nin ve bürokrasinin bunu yapanları ezmesini önleyeceklerdir. Adil Düzen çalışanlarının her biri bu çalışmalara katılmalıdır. Adil Düzen çalışanları olarak biz Semt Kooperatiflerini kuracağız, Adİl Ekonomİk Düzen’i uygulamalı olarak yani hem teorik hem pratik, hem ilmî hem de amelî olarak işte bu şekilde anlatmış olacağız.