Açıklama 4 (Gerekçe 4)
رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلًا
Doğuşun ve batışın rabbi, ondan başka hiçbir ilah yoktur. Öyleyse onu vekil edin.
Üçüncü ve dördüncü emir olan rabbinin ismini zikretme ve O’na doğru çevreden kopmanın (تَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا) gerekçesidir.
تَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا ifadesindeki بتلkökünün etimolojisi:
بتلKur’an’da geçen بتل(kesmek), بتك(koparmak), بتر(soyu kesik), بهت(susturmak, sesi kesmek), تبب(işlevsizleşmek) veتبر(parçalamak) kökleri ile akrabadır. Bu kökler بتت’den gelir, ancak Kur’an’da بتتgeçmez. Arapçada bu kök ‘kökünden kesmek’ manasına gelir. بَتُولana ağaçtan tamamen ayrılmış hurma ağacı ve erkeklerden uzak duran bakire kadın anlamındadır.
بharfinin iç, تharfinin işaret, hedef ve لharfinin uzaklaşma manaları bir araya gelerek, içerde (asılda) belli bir noktadan uzaklaşma manası oluşur. بتana kökündeki ayrılma etkisi akraba köklerden de anlaşılmaktadır. Bu etki بharfinin evden dolayı ‘içerisi’, ‘ait olduğu yer’ manasından ve تharfinin ‘işaret’, ‘hedef’ manasından gelerek بتait olduğu yerden bir hedefe doğru ayrılmış olan manasına gelir. لharfi de bağlanma manasında olup بتل kökü de bir hedefe bağlanmak üzere ait olduğu yerden ayrılma anlamındadır.
بتلkökü sülasi 1. ve 2. bablarda ‘kesmek’ manasındadır. Kur’an’da 2 kez geçer. İkisi de bu surenin 8. ayetindedir. Ayette وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِتَبْتِيلًاdenmektedir. Tefeül babında إِلَىharfi ceri ile gelerek ‘bir şeyden tamamen uzaklaşıp başka bir şeye yoğunlaşma’ manası taşır. Harfi cerin mecruru yoğunlaşılan şeydir, burada Allah’tır. Tef’îl bâbında ise sülasi manaya mübalağa etkisiyle ‘koparmak’ manası kazandırılır. Meful mutlak ile gelerek hem kopmanın hem de bağlanmanın kesin bir şekilde olması gerektiği gösterilmiştir.
رَبُّ eğitimci, terbiyeci demektir.
Birinci babdan شَرَقَ - يَشْرُقُfiili görünmeyen bir yerden ortaya çıkmak demektir. Kuran’da güneşin doğuşu için kullanılmaz. Güneşin doğuşu için طُلُوع kullanılır. Güneşin geldiği yer için kullanılır (إِنَّ اللَّهَ يَأْتِي بِالشَّمْسِ مِنَ الْمَشْرِقِ فَأْتِ بِهَا مِنَ الْمَغْرِبِ). مَشْرِق güneşin doğuşu demek değildir. Mimli mastar kalıbıdır. Üç anlama gelir: doğuş, doğuş yeri, doğuş zamanı.
Birinci babdan غَرَبَ - يَغْرُبُfiili uzaklaşmak, gözden kaybolmak demektir. Güneşin batışı için مَغْرِبُ الشَّمْسِ veya غُرُوبُ الشَّمْسِ kullanılır. Tek başına مَغْرِب demek güneşin batışı demek değildir. Mimli mastar kalıbıdır. Üç anlama gelir: batış, batış yeri, batış zamanı.
رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ demek doğuşun ve batışın rabbi demektir. Doğuşun ve batışın terbiyecisi, eğitimcisi nasıl olmaktadır?
Burada doğuşun ve batışın neyin doğuşu ve batışı olduğu belirtilmemektedir. Rab kelimesiyle beraber kullanıldığı için doğuş ve batışın şuurlu varlıklar için olması gerekir. Buradaki doğuş ve batış medeniyetlerin doğuşu ve batışı, toplulukların oluşumu ve sona erişidir.
Rabbinin ismini zikret ve ona doğru ait olduğun topluluğundan kop, senin koptuğun topluluğun doğuşu da batışı da onun rabliğinde olduğu gibi yeni topluluğun da doğuşu ve batışı O’nun rabliğindedir.
إِلَه ilah demektir. ءله kökünden gelmiştir. İkinci babdan إِلَاهَةٌ mastarı birisinin yönetimine girmek, ondan yardım ve destek almak ve ona dayanmak için onun koruması altına girmek manasındadır. إِلَهٌ koruması ve yönetimi altına girilen manasındadır.
لَا إِلَهَ şeklinde cinsini nefyeden Lâ ile gelmiştir. Bunun anlamı o cinsten hiçbirisi yoktur demektir. En kesin nefy (olumsuzluk) şeklidir. إِلَهَ şeklinde fetha üzere mebni gelir. Hiçbir ilah yoktur, hiçbir ilah türü yoktur demektedir. Arkasından إِلَّا هُوَ ile doğuşun ve batışın rabbi istisna edilmektedir.
Bu şekilde doğuşun ve batışın rabbinden başka ilah yoktur. Yalnızca O’nun koruması altına girilmesi gerektiği belirtilmektedir. Hem rab hem de ilahlık vasfı burada belirtilmekte ve iki fonksiyonu ile Allah’ın eğitici ve koruyucu olacağı bildirilmektedir.
فَاتَّخِذْهُ وَكِيلًا demektedir. فَ ile gelmiştir. Doğuşun ve batışın rabbi, O’ndan başka ilah yoktur, öyleyse onu vekil edin demektedir.
اتَّخِذْءخذ (almak) kökünden ifti’âl bâbından emirdir. Birisinin, bir şeyin bir özelliğini çaba göstererek kendine almak yani edinmek demektir.
وَكِيل vekil demektir. Kökü وكل dir. Birisini bir kimse, bir şey veya bir iş üzerine desteklemek, yardım etmek manasından gelmiştir. Vekil olan vekil edenin işini üzerine alır ve onu destekleyerek işi yapmasını sağlar.
Burada niçin تَوَكَّلْ عَلَيْهِ (O’nu vekil yap) dememiştir de اتَّخِذْهُ وَكِيلًا (O’nu vekil edin) demiştir. تَوَكَّلْ عَلَيْهِ deseydi sadece bir işte Allah’ı vekil etmesi emredilmiş olurdu. اتَّخِذْهُ وَكِيلًا diyerek Allah’ı bütün işlerinde vekil edinmesi emredilmektedir.
Sonuçta burada Allah’ın doğa ve sosyal kanunlarını anış, anlatış, kendi topluluğundan kopuşun ve Allah’a yoğunlaşmanın gerekçesi verilirken gerekçe içinde bir emir daha verilmektedir. Bütün toplulukların, medeniyetlerin ortaya çıkışları da yok oluşları da Allah’ın eğitimciliği ile gerçekleşmektedir. O’ndan başka koruması altına girilen yoktur. Öyleyse onu her işinde vekil edin, O rab vasfı ile sana yeni topluluklar vereceği gibi ayrıldığın topluluğun çöküşünü de sağlayacaktır. O’nun sosyal ve doğa kanunlarını an, anlat ve o kanunlara uygun hareket et, o kanunların dışına çıkma. Seni yalnızca O koruyacaktır. O vekil olarak gereken her şeyi yapmanı sağlayacaktır.
---------------------------------------
Sûrenin tefsirinin dördüncü kısmına devam edeceğiz inşallah.