Açıklama 1 (Gerekçe 1)
إِنَّا سَنُلْقِي عَلَيْكَ قَوْلًا ثَقِيلًا
Yakında ağır bir sözü senin üzerine koyacağız.
İlk iki emir olan gece kıyamı ve Kuran’ın tertilinin birinci gerekçesidir.
Dördüncü babdan لَقِيَ - يَلْقَى fiili birisiyle, bir kimseyle, bir şeyle karşılaşmak, buluşmak manasındadır. İf’âl bâbında (أَلْقَى – يُلْقِي) birisini birisiyle, bir kimseyle, bir şeyle karşılaştırmak, buluşturmak anlamına gelir. Eğer karşılaştırılan, buluşturulan cümlede geçmezse bu “yer” anlamında olarak koymak, bırakmak anlamına gelir.
Ancak burada amaçsız bir şekilde bir yere koymak ya da amaçsız bir şekilde karşılaşmak, buluşmak manası yoktur. Karşılaşma, bir araya gelme sonucunda bir etkileşim vardır. Bu karşılaşma veya buluşmanın sonucunda bir durum meydana gelecektir.
سَنُلْقِي şeklinde gelmiştir. سَ yakında anlamındadır. Yakın gelecek zamanı gösterir. Arkasından muzari fiil olarak نُلْقِي gelmiştir. Biz yakında buluşturacağız ve etkileştireceğiz demektedir.
Burada إِلَيْكَ değil عَلَيْكَ gelmiştir. Bu da müzzemmile bu buluşmanın sonucunda bir sorumluluk bindirildiğini göstermektedir. Bir yük yüklemektedir.
İlka edilen قَوْلًا ثَقِيلًا dir. Ağır sözdür. Buradaki söz herhangi bir cümle değildir. Yalnızca anlamsal olsaydı كَلِمَة şeklinde gelirdi. Ağır bir söz demek ağır bir sözleşme demektir. Müzzemmile ilka edilecek olan yani ona ulaşıp onunla etkileştirilecek olan bir sözleşme vardır. Bu sözleşme ağırdır, uygulaması zordur. Sorumluluk bindirmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken inzal değil de ilka gelmesidir. Allah tarafından gelmiştir ama inzal gibi yukarıdan aşağı değil yataydan gelmiştir. Yani bu sözleşme müzzemmile insanlar tarafından gelecektir. Onunla sözleşme yapacaklardır ama sorumluluğu çok büyük bir sözleşme olacaktır.
Dikkat edilmesi gereken diğer husus cümlenin إِنَّا ile başlamasıdır. Burada te’kîd vardır. Te’kîd ile gelmesinin sebebi böyle bir durumun, böyle bir sorumluluğun müzzemmil tarafından beklenilmemesidir. Ancak bu ayetten sonra kafasındaki tereddüt, şüphe gitmektedir.
Gece kıyamı ve Kuran’ın tertil edilmesi emrinin ilk gerekçesidir. Gece kıyamı ve Kuran üzerinde çalışmalar yapmak bu ağır sözleşmenin uygulanması için gereklidir. Çünkü bu ağır sözleşme ancak derin Kuran bilgisi ve Kuran’ı doğru anlamaya sebep olan gece çalışmaları ile mümkün olabilecektir.
Açıklama 2 (Gerekçe 2)
إِنَّ نَاشِئَةَ اللَّيْلِ هِيَ أَشَدُّ وَطْئًا وَأَقْوَمُ قِيلًا
Gece gelişip büyüme, o yere sağlam basma olarak daha şiddetlidir ve söz olarak daha hedefe yöneliktir.
İlk iki emir olan gece kıyamı ve Kuran’ın tertilinin ikinci gerekçesidir.
نَاشِئَةüçüncü babdan نَشَأَ - يَنْشَأُ şeklinde fiziksel olarak büyüme, gelişme, boyutlarının yapısal olarak artması, yapısal büyüme manasındaki fiilin ism-i fâildir. Bir plan üzerine boyutların artarak, gelişerek büyümeyi ve özel bir güç kazanmayı ifade etmektedir.
نَاشِئَةَ اللَّيْلِ gece gelişerek büyüyen demektir. Buradaki izafet izafet-i zarfiyyedir. Geceleri gelişerek büyüyen demektir. Burada dikkat edilmesi gereken نَاشِئَ اللَّيْلِ şeklinde müzekker (eril) değil de نَاشِئَةَ اللَّيْلِ şeklinde müennes (dişil) gelmesidir. Burada gece gelişerek büyüyenin dişi bir varlık olmasından dolayı değildir. Sonunda gelen ة dişillik için değil, hususiyet kazandırmak içindir. Buradan anlıyoruz ki gelişerek büyüyen müzzemmilin kendisi değildir. Kendisi olsaydı eril gelirdi. Dişil gelmesinden dolayı burada gelişip büyüyen müzzemmilin kazandığı bilgilerdir, Kuran’ı anlama yöntemleridir ve çalışmalarıdır. Çünkü gece kıyamının ve Kuran’ın tertilinin gerekçesidir bu cümle.
وَطْء bir şeye ya da bir yere ayağı ve ağırlığı ile basmak manasındadır. Bir yerde basınç oluşturarak döşemek ve yaymak demektir.
أَشَدُّ daha şiddetli demektir. İsm-i tafdildir. Arkasından bir temyizle kullanılmaktadır. Daha şiddetli olan أَشَدُّ وَطْئًا ifadesindeki وَطْئًا dir. Ağırlık olarak, yayılma olarak daha şiddetlidir.
Geceleri olan gelişme, yetişme, donanım sahibi olma yere daha sağlam basmaktadır. Daha güçlüdür.
Daha sonra buna atıfla أَقْوَمُ قِيلًا gelmektedir. أَقْوَمُ ism-i tafdildir. Daha hedefe yönelik demektir. قِيلًا ise قَوْل den farklı olarak daha dar manada söz demektir. Özel bir sözü ifade eder. Gece gelişmesi ile ortaya çıkan söz daha hedefe yöneliktir.
Bu cümlede gece çalışmalarının, Kuran çalışmalarının yapılması gerekçelendirilmiştir. Kazanılan bilgiler, yöntemler ve bilgiler açısından bir gelişme, büyüme vardır ve bu gelişme daha sağlam bir şekilde yere basmaktadır, güçlüdür ve bu çalışmaların ortaya çıkardığı özel sözler hedefe yöneliktir. Hedef İslam düzenidir ve geceleyin kıyam ve Kuran çalışmaları yapılması o hedefin gerçekleşmesi için çok önemlidir.
Bu ayette de iki tane te’kîd vardır. Birisi إِنَّ diğeri ise هِيَ dir. Yine müzzemmilin aslında böyle bir beklentisi yoktur ama buna rağmen bu durum gerçekleşmektedir. Bu ayet yapılan gece Kuran çalışmalarının aslında buna yol açtığını çift te’kîdle bildirmektedir.
Açıklama 3 (Gerekçe 3)
إِنَّ لَكَ فِي النَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا
Senin için gündüzün uzun bir hareket vardır.
İlk iki emir olan gece kıyamı ve Kuran’ın tertilinin üçüncü gerekçesidir.
لَكَ senin için demektir.
النَّهَار gündüz demektir. Harf-i tarifle gelmiştir. فِي النَّهَارِ gündüz vakitleri içinde demektir.
سَبْح bir ortam içinde dizi şeklinde hareketi ifade eder.
طَوِيل uzun demektir.
سَبْحًا طَوِيلًا uzun süreli bir hareketi, uğraşıyı ifade eder.
Bu ayette müzzemmile gündüzleri uzun süreli bir koşuşturmaca, iş yoğunluğu içinde olacağı söylenmektedir. Gece Kuran çalışmaları yapılmasının üçüncü gerekçesidir. Çünkü gündüzleri iş çoktur, yoğundur, uzun sürmektedir.
Burada da te’kîd vardır. إِنَّ ile yapılmıştır. Yine müzzemmil öyle olduğunu düşünmemektedir. Gündüzleri de çalışmalar yapılabileceğini düşünmektedir ya da gündüzleri boş kalabileceğini düşünmektedir ama bu ayet öyle olmayacağını te’kîdle söylemektedir.
---------------------------------------
Sûrenin tefsirinin üçüncü kısmına devam edeceğiz inşallah.