“Hükümet çözümü ‘faizsiz bir ekonomi’de aramalı” başlıklı önceki yazımın en başında dediklerimi tekrar hatırlamamız gerekiyor; hatırlayalım: “Millî gazete 46 yıldan beri her gün yazılması gerekenleri yazıyor… MİLLÎ GAZETE gibi yazan yazar ve gazeteleri görünce seviniyoruz… Birkaç günden beri birkaç yazar ve gazete de benzer yazılar yazar oldu… O yazar ve yazılarından söz edecektim ama onları erteliyorum…”
Erteleme bitti, o yazar ve yazılarına bakalım… “ADİL DÜZEN” ile ilgili yazı yazan Kemal Öztürk’ü tanıyorsunuz; daha önce yazılarını değerlendirmiştim. “İstikameti kaybetmek” başlıklı yazısında (10 Ocak), Kemal Öztürk önemli konular üzerinde durmuş…
Sarıkamış’ın karlı yollarında, aynı gazeteden Ömer Lekesiz’le uzun uzun konuşma, dertleşme fırsatı bulmuş; fikir hayatımız, İslam dünyası, Türkiye’ye dair dertlerimiz, eleştirilerimiz, arayışımız üzerinde durmuşlar… Sizler için seçtiğim kısımları okuyalım.
“Başlık (İstikameti kaybetmek başlığı) Ömer beye ait. Bu konuşmalarımızın, dertlerimizin özetini bir cümleyle ifade etti: ‘İstikametimizi kaybettik.’
İSTİKAMETİNİ KAYBETMİŞ BİR CAMİA YÖNÜNÜ ARIYOR. / Önceki gün (8 Ocak) İsmail Kılıçarslan, içinde bulunduğumuz durumu, ‘çöküş, çözülme, çürüme’ başlığı ile özetlemiş köşesinde. İsmail kardeşim, güncel politikanın çoğumuzu yuttuğunu ve piyasadaki tiplerle bir yol almamızın mümkün olmadığını yazmış. / Dün de (9 Ocak), gelecekte önemli bir entelektüel olacağına inandığım genç yazarımız Taha Kılınç, İslam dünyasının derdini anlamak ve çözüm yolları bulmak için yaptığı gezileri, istişareleri kaleme almış. Benzer tespitler onda da var. Gündemin esiri olmamızdan ve derinlikli fikirler üretmememizden dertlenmiş Taha kardeşim. / Aslına bakarsanız, daha birçok derdi olan yazar arkadaşımız halimizden, gidişattan, çürümeden, yozlaşmadan, fikir kısırlığından şikâyetçi. Lekesiz (70’ler), Kılıçarslan (80’ler), Kılınç (2000’ler) aslında yaş olarak üç farklı kuşağı temsil eden yazarlar. Ancak hepsinin derdi ve arayışı birbirinin aynı. / İstikametini kaybetmiş bir camia yönünü arıyor. Umut verici bir arayış. / Bu, sadece yazarlar arasında olan bir şey değildir ayrıca. Birikimi ve derdi olan herkesin aşağı yukarı soruları, arayışları, eleştirileri, dertleri aynı. / Yönümüzü arıyoruz…
KUVVETLİ BİR FİKİR AKIMI BEKLENİYOR. / İslami camianın istikametini kaybetmesinin nedenleri, öyle gazete köşelerinde tartışılmayacak kadar çok ve derin. Siyasetin etkisinden tutunuz dünyadaki gelişmelere, inanç sistematiğimizdeki sorunlardan tutunuz ahlaki erozyona kadar, onlarca neden sıralanabilir. / Çözüm yolları da öyle hemen bulunacak gibi durmuyor. Çok kuvvetli, çok cesur, çok radikal tartışmalar yapmamız gerekiyor. / Bunların tümünü de içe dönük yapmak zorundayız. Yani istikametimizi kaybetmemizin nedenlerini içimizde aramak, özeleştiri yapmak ve canımızı yakacak derecede kendimizi sarsmamız lazım. / Aradığımız şey bir fikir. Kaybettiğimiz istikametimizi bize bulduracak bir fikir peşindeyiz. Bu fikir, bugün İslam dünyasını perişan eden yozlaşma, çürüme, hurafe, taassup, şiddet ve cehaleti bir sel gibi süpürüp, ortadan kaldıracak kuvvette olmalı aynı zamanda.
İSTİKAMETİMİZİ BULACAK FİKİR TÜRKİYE’DEN ÇIKACAK. / İslam dünyasını dolaşan herkes iyi bilir ki, yönünü arayan insanlar orada da var. Onlar da istikametlerini kaybettiklerini görüyorlar ve bir arayış içindeler. Yine herkesin ortak kanaati şudur ki, istikametimizi bize yeniden gösterecek fikir, Türkiye’de çıkabilir. Hem tarihi derinliği ve konumu, hem fikri ağırlığı, hem de potansiyeli en güçlü ülke Türkiye’dir. / Ortaya çıkacak fikrin, İslam dünyasının tarihi kırılmalarından birini yaşatacağına inanıyorum. Dönüştürücü, tüm insanlığa hitap eden bir fikir olacaktır bu. Ya da olmalıdır. Zira Batı medeniyetinin içine girdiği kriz, onların da bir çıkış yolu bulmasını zorunlu kılıyor.
FİKİR ADAMLARINI BEKLEYEN SORUMLULUK. / Anlayacağınız Lekesiz, Kılıçarslan, Kılınç gibi dertleri olan insanların, tüm İslam dünyasında benzerleri vardır ve hepimiz kaybettiğimiz istikametimizi aramaktayız. Bizim sorumluluğumuz, sadece Türkiye için değil, tüm İslam dünyası için bir çıkış yolu bulmaktır.”
İstikamet yine Millî Görüş ve Adil Düzen ile Adil Ekonomik Düzen olmalı…