Haber Duruş sitesinde (beğendiği yazılarımı yayımlayan bir site) bir başlık: Ocak Medya yazarı Sinan Eskicioğlu ile özel söyleşi: “Miras İslam´ını yaşayan ‘Miras Müslümanları’”
Devamı şöyle: Bir örnekle açıklayayım: Bugün iktidarda olan AK Parti, Milli Görüş çizgisinden çıkan bir parti olduğu için, milli görüşçü ve doğal olarak da Adil Düzen´i savunduğu sanılıyor. Ama AK Parti’nin Adil Düzen´le uzaktan yakından alakası yoktur.
Haber Duruş’tan Betül Bozan, Sinan Eskicioğlu ile söyleşi yapmış (17.12.2018). “ADİL DÜZEN” konusu geçtiğinde, bendeniz için akan sular ya da sahte gündemler durur, bize (ve Erbakan Hocamıza) göre; tek çare ve çözüm olan “ADİL DÜZEN” üzerinde durulur…
Söyleşi uzun ve söyleşideki son soru “Adil Düzen” üzerine, sadece orayı okuyalım… RNE
u u u
Soru: “Adil Düzen” adlı yazılarınızda amacınızı; ‘Tarım toplumu özelliklerinin tam olarak hâkim olduğu bir dönem ve sosyal yapıda gelmiş olan İslam´ın, sanayi devrimi sonrası bilgi çağını yaşayan, ultra değişim geçirmiş bir dönemde nasıl anlaşılıp hayata geçirileceği´ olarak açıklamışsınız. Peki, Müslümanlar bu kadar parçalanmış ve öncelikleri değişmiş durumdayken bu amacınızı ümmet olarak nasıl gerçekleştirebiliriz?
Sinan Eskicioğlu: Sanırım bu da son soru. Ben size tekrar teşekkür etmek istiyorum. Günlük makalelerimizde konuları çok uzun tutmadan ele alıyoruz. Önemli olan merkezdeki konuyu aktarmak ve sunmak. Ancak o konunun anlaşılması için diğer yan konuları da ele almak lazım. Hele din, İslam, bugünkü Müslümanlar ve bugünkü İslam anlayışı gibi konularda. Aktüel olan bir sorun sebebiyle uzun uzun yazmaktan kaçınıyoruz. İnsanlarımızın sosyal medya alışkanlıkları sebebiyle bir bakıma yazma kültürü de bundan nasibini alıyor. Bakıyorum da, son zamanlarda birkaç konuyu ele alan ve kısa paragraflar halinde sunulan makaleler moda oldu. Sebebi de, insanlarımızın hemen okuyarak sonuca gitme istekleri. Israrla tek bir konuyu ele almayı sürdürsek de, okuyucularımızın konuyu anlamak için mi, okuyup itiraz etmek için mi okuduklarını çözmek zor. Başta dediğim de aslında buydu: ‘Aslında ne demek istiyoruz?´ konusu.
Adil Düzen´le ilgili o kadar yanlış inanışlar ve yanlış teşhisler var ki, hepsini ele almak gerek ama konu uzuyor ve insanımız anlamak istediğini görmek istiyor.
Bir örnekle açıklayayım: Bugün iktidarda olan AK Parti, Milli Görüş çizgisinden çıkan bir parti olduğu için, milli görüşçü ve doğal olarak da Adil Düzen´i savunduğu sanılıyor. Ama AK Parti’nin Adil Düzen´le uzaktan yakından alakası yoktur.
Bir de İslamcılık konusu var, ona hiç girmeyeyim, konu çok daha uzayacak.
Ancak şunu ifade etmem gerekir ki, İslamcılık dediğimiz konuya baktığımızda da, bugün yönetimde olan AK Parti´nin İslamcılıkla bir ilgisinin olmadığını görüyoruz. Bunu İslamcılığı benimsiyorum, savunuyorum diye söylemiyorum. Yanlış olan bir inanışı düzeltmek adına söylemek icap ediyor.
Neden bunları ifade ettim?
Çünkü bugün şu duruma geldik: ‘Çamur at izi kalsın, veyahut söylendi-bitti ve doğru bu´ anlayışı toplumun her kesiminde hakim.
Sosyal medyada, görsel medyada o an söylenen bir cümle, verilen bir haber doğru olarak algılanıyor ve zihinlere kazınıyor ve sonra değişmiyor.
Bu yüzden sürekli ifade edip, düzeltmemiz gerekiyor.
Soruya gelecek olursak, gene biraz uzun olacak, umarım okuyucularımız sıkılmazlar.
Belirttiğiniz aslında bir tespit ve benim üzerinde düşünüp, üretim yapmaya çalıştığım bir cümle:
‘Tarım toplumu özelliklerinin tam olarak hâkim olduğu bir dönem ve sosyal yapıda gelmiş olan İslam´ın, sanayi devrimi sonrası bilgi çağını yaşayan, ultra değişim geçirmiş bir dönemde nasıl anlaşılıp hayata geçirileceği.´
(DEVAMI VAR)