Yine ‘kooperatif’, hep ‘kooperatif’, her sektör için ‘kooperatif’, bir sektördeki her alan için ‘kooperatif’ yani ‘faizli işçilik’ değil ‘faizsiz ortaklık sistemi tek çare ve çözümdür’ diyeceğim bir yazıdır bu yazı… Ve bu yazı bundan önceki ‘Kooperatif ve TBMM’deki Yeni Hal Kanunu’ başlıklı yazımın devamı olarak okunması gereken bir yazıdır… Hele hele geçen ay boyunca yazdığım nice ‘kooperatif yazılarımız’ ile birlikte okunursa, meramımız daha da kolay anlaşılır, inşallah… İlgililer ve yetkililer öyle yaparlarsa daha da müstefid olurlar; okumayanlara ve ilgilenmeyenlere maalesef bir şey yok!
Bundan önceki yazı, haftalar önce, ‘Yeni Hal Kanunu’ ile ilgili olarak Ankara’dan gelen bilgilere istinaden yazıldı… Bugünkü bu yazı ise bir yazarın (Y.Şafak’tan Faruk Aksoy’un) ilgili tarafları dinleyerek yazmış olduğu ‘Hal yasasıyla ilgili enteresan şeyler dinledim…’ başlıklı yazıya dayanmaktadır; bugün de onları dinleyelim ve gereğini yapalım...
Yazı şöyle başlıyor: “Sorumluyu bul, cezayı kes, hesabı kapat, fakat herkesi dinle… / Yiğidi öldür, hakkını ver… / Bütün taraflar ne diyecekse desin, hele hele işin içinde olanı, işin sahibini daha bir dikkatle dinle. (..) Antalya-Ankara-İstanbul üçgeninde 6-7 telefon görüşmesi yaptım. / Seracıdan komisyoncuya, tüccardan halciye, marketçiden pazarcıya herkesle görüştüm.” Evet, onları da dikkatle dinleyelim ve yapılması gerekenleri yapalım.
Komisyoncu diyor ki: “Siz, yaz günü domates deposu gördünüz mü? / Siz, kış günü tarladan sökülüp pazara gönderilen kuru soğan veya patates gördünüz mü? / Siz, depolarındaki patatesi, soğanı satamadığı için çürüten ahaliye, “Haliniz nedir, ey çiftçi kardeşlerim?” diyen yönetici gördünüz mü? / Siz, hallerde fiyat akışı nasıl cereyan eder, bunu bilen bir tarım yöneticisi gördünüz mü? / Siz, tarımın yapısal sorunları için çalışmalar yapan, bölge ve ürün planlaması yapan yönetici gördünüz mü? / Siz, büyük marketlerin 2011’den beri, üretim bölgelerinde sebze-meyve ticaret erbabını ezmek, sindirmek, onları bitirmek, piyasada tek tabanca olma adına yaptıkları icraatları gördünüz mü? / Siz, taze fasulye tarlasında fasulye toplayan bir kadın işçinin yevmiyesinin 80 lira olduğunu, en kabadayı işçinin de, günde 100 kilo fasulye toplayabildiğini ve de, 1 kilo fasulyenin sadece toplama bedelinin 80 kuruş olduğunu idrak edebildiniz mi? / Haller başıboş yerler midir, belediyelerin denetim ve kontrolü altında değil midir? / Üretim bölgelerinde fiyatlamanın arz ve taleple şekillendiği bilinmiyor mu? / Halleri özelleştirmek, komisyoncuyu kaldırmak, üreticiyi büyük zincir markete teslim etmektir, bunun adı tekelciliktir. / Bu da adalet değildir…”
Başka birini aradım, o da dedi ki: “Beyefendi, bu hal yasası, sektörün fişini çeker, üreticiyi tekele teslim eder. / Ben komisyoncuyum, buradaki çiftçinin yoldaşıyım, faturasız, kâr oranı belli olmayan bir kilo satış yapamayız biz. / Benim komisyonum %6 ila %10 arasındadır ve bu kayıtlıdır, çiftçi bir şeye karışmaz, belediyesinden, ulaşımından, pazarlığından her şeyiyle ben ilgilenirim. / Şimdi Allah için söyleyin, çiftçiden 1 lira 80 kuruşa alıp, 2 liraya elden çıkardığım ürünün markette 7 liraya satılmasından ben mi sorumluyum?”
Çiftçi yani seracı yani Antalyalı Yörük kardeşim dedi ki: “Hal yasası, mal yası olur, bize bir faydası olmaz, sana da olmaz, bana da olmaz. / Ben yine 1 lira 80 kuruştan satarım, sen yine 7 liradan yersin, kazanan kazanır, belki kazananlar değişir, ama bizim sırtımızdaki kırbaç hiç eksik olmaz. / Biliyor musun, gübrenin, ilâcın fiyatında, bire üç artış var, dolar düştü, bizim tarım sektöründe kullandığımız hiçbir şey düşmedi, hayırlısı olsun bakalım…”
Tüccar dedi ki: “Bak arkadaşım, bu konu çok hassas bir konu, ben AK Partiliyim, etrafımdaki herkes bunu bilir, fakat bu hal yasası, bizim partiye Antalya’yı kaybettirebilir. Hesap kitap ortada, verdiğimiz belli, aldığımız belli, bizim hesabımızda hata yok, ama yanlış hesap yaparlarsa, o hesap Antalya’dan döner, çok yazık olur…”
Yazı şöyle sona eriyor: “Evet, görüşler, düşünceler, açıklamalar böyle. / Sebze meyve işiyle uğraşan ahali, hal yasasını çıkarmak için suni bir fiyat artışına zemin hazırlandığını, şimdi de sektörün tekele teslim edileceğini düşünüyor.”
SONUÇ: Taraflar için ‘tek çare ve çözüm kooperatif/ortaklık sistemi’ diyoruz.