Allah “zalim sömürü düzenini” devam ettirmez
Mahir Kaynak’ın bugünkü (dünkü) “Yeni dünya düzeni” yazısını okudum ve bu yazıyı yazmaya başladım; mevcut düzen değişecek, değişiyor, değişim arayışları var diyor… Yazıda ABD var, Avrupa var, Çin var, SSCB yani Rusya var ama Türkiye yok; Türkiye nerede?!.
Eğer mevcut düzenin sürdürülmesi, onun geliştirilmesi hedefleniyorsa, “uzlaşmacı” olmak doğrudur. Ama eğer düzenin değişmesini istiyor, mevcut düzenin yerine yeni düzen getirmek gayemizse; o zaman “uzlaşmacı” değil “çatışmacı” olunması gerekir. Böylece cepheler ortaya çıkacak, “yeni düzen” eski düzeni ortadan kaldıracaktır.
Ne dersiniz, “çatışmakta olan dünya ülkeleri” bunu mu yapıyorlar?..
Bütün büyük “azimet sahibi” peygamberler büyük iddialarla ortaya çıkmışlardır...
Hazreti Musa Firavundan İsrail oğullarının serbest bırakılmasını istemiştir; bundan daha tabii bir şey olamazdı; sonucu biliyorsunuz... Hazreti İsa yalnız İsrail oğullarının değil, tüm insanlığın Tevrat’tan yararlanması gerektiğini söylüyordu... Hazreti Muhammed de farklı şey söylemedi; “Allah birdir, Kur’an Allah’ın sözüdür” dedi ve dünyaya kabul ettirdi...
İşte, bu peygamberlere yapılan saldırılar bu haklı ve basit isteklere karşı doğdu...
Meseleye farklı bakalım: Buna ihtiyaç vardır. İnsanlar yarışları takip ederler. Karşılıklı çatışma veya yarışma yoksa o düşünce gelişmez. Bugün siyaset çatışmaya dayanmaktadır. Futbol çatışmaya dayanmaktadır; karşıda güçlü rakip takım olmazsa kimse stadyuma gitmez...
Bugün dünyayı sanayileştirip uygarlaştıran sermayedir. Sermaye tekeli olmadan büyük işletmeler kurulamazdı, büyük ilmî/teknolojik araştırmalar yapılamazdı, sanayileşme gerçekleşemezdi. Sermaye, işte bu “sermaye tekeli” sayesinde insanlığı bugünkü uygarlık seviyesine ulaştırdı. Bunu yapan, bunu gören ve bunu bilen sermaye; tekeli kıracak herhangi bir oluşuma karşı çıkmaktadır. Çünkü sermayeye göre öyle bir durum uygarlaşmayı durduracaktır. O halde sermaye bâtılı hak uğruna savunmaktadır; dolayısıyla kötü amaçla sermaye tekeline karşı olanları ezmekte, onların ortaya çıkmasını önlemektedir! Tekel sermaye bu iddiadadır. Sermayenin bugüne kadar yaptıkları ve sözcüleri aracılığıyla söyledikleri ve/veya yazdıkları bunu ifade etmektedir.
SERMAYENİN YANILDIĞI NOKTA NEDİR?
Evet, dünyanın sanayileşmesi için sermayeye ihtiyaç vardı. Bu sebepledir ki dinler kenara itildi, onların haram kıldığı faiz meşrulaştırıldı. Ayrıca, tekelin oluşabilmesi için sermaye aile müessesesinin yok olması gerektiğini iddia etti, ahlâksızlığı kutsallaştırdı...
İşte, sermayenin en büyük hatası buradadır.
Ekonomik işletmeler emeği değerlendirmek içindir yani emeğe iş vermek içindir. Gaye insandır. Diğerleri hep araçtır. Sermaye ise mülkiyeti ortadan kaldırma çabası içindedir. Bu da çalışanı ezmekte ve çalışanda çalışma zevki ve azmi bırakmamaktadır.
Sanayileşmek için gerekli olan bir durum sanayileşme gerçekleştikten sonra artık işe yaramaz olur. Çocuğun büyümesi için kundak veya beşiğe ihtiyaç vardır. Büyüdükten sonra çocuk artık beşiğe sığmaz. Beşiğe sığsın diye elini kolunu keserseniz o çocuk ölür.
İNSANLIK BÜYÜDÜ, ÇOCUK BÜYÜDÜ…
Evet, sanayileşmenin sağlanması için sermaye terakümüne (birikimine) ihtiyaç vardı. O zaman kâğıt para yoktu, banka kartı yoktu. Bugün ise sermayeye gerek yoktur. Maddi varlığı olan onun karşılığında bir belge çıkarır, o belge sermaye olur, karşılığı olan para olur.
Çocuk yani “İNSANLIK” artık büyüdü, çocuğun beşiğe değil karyolaya ihtiyacı vardır. Artık anne babası onu yatırıp kaldırmamaktadır, tuvalete götürmemektedir. Kişi/insan/insanlık büyümüş ve kendi kendine yaşayacak hâle gelmiştir. Anne hâlâ 15-20 yaşındaki çocuğunu kundaklayıp yatırmaya kalkışıyorsa, anormal olan durum budur.
Bugün biz insanlığın önüne “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”i ortaya koyuyoruz... Geçmişte olanlar oldu... Artık “karşılıksız faizli para ve sömürü dönemi” bitmelidir diyoruz...
Bizim bu sözlerimize ve önerimize şimdilik inanmamakta, karşı çıkmaktadırlar...
Ama Allah var ve Allah “zalim sömürü düzenini” devam ettirmez…