Ne diyorlar? Önce McKinsey ile başladık… Sonra Cemal Kaşıkçı ile devam ettik; hâlâ devam ediyoruz…
Uzun zamandır Papaz Brunson ile oyalanıyorduk; üç-beş gün daha oyalanırız…
Oysa ülkede ekonomi, sağlık, eğitim öğretim başta olmak üzere…
Her vesileyle hatırlattığımız nice çare ve çözüm bekleyen derin sorunlar var ki;
Sadece bunlar ve benzerleri bile, bir ülkeyi her an yıkılışa götürebilecek kapasitede…
Bugün yani bu yazının yazıldığı bugün de…
Yukarıda sözünü ettiğim ilk üç konuda yazan çok ama…
Ekonomi, sağlık, eğitim öğretim ve diğer ana sorunları yazan neredeyse yok!
Nadir olarak var olanlar sadece sorunları dile getiriyor, çare ve çözüm yazan hiç yok!
Sadece Sadi Somuncuoğlu, bugünkü “Yok oluşun zirveleri mi!” başlıklı yazısında, yukarıda sözünü ettiğim üç soruna (ekonomi/enflasyon, sağlık, eğitim öğretim) değinmiş… Şayet sorunların derinliğini merak ediyorsanız, yazıyı okumanızı tavsiye ederim…
Somuncuoğlu, yazısının en sonunda, “Hâsılı bir milleti ve devleti yıkacak çöküşte zirve yapmaya devam ediyoruz” diyor ve çok kritik bir soru ile yazısını sonlandırıyor.
“Soru: Acaba bütün bu zirveler tesadüf eseri midir? Tesadüfse bu mümkün mü? Mümkün diyenler, lütfen izah etsinler. Ama bilinen bir gerçek var ki o da, engel olma yerine eğer seyredilirse, böylesine zirvelerin sonu yok oluş değilse nedir?”
***
Önceki yazımızın başlığı neydi?
- Derin tahlillerden köklü çare ve çözümlere…
O yazımızın son cümlesini tekrar hatırlatmam gerekiyor:
- Derin tahlillerden köklü çare ve çözümlere ulaşmak için bizi izlemeye devam edin…
Evet, kaldığımız yerden devam edelim ve birilerinin dedikleri ile başlayalım: Aile (dünyayı faizli sömürü sistemi ile yöneten malum ailelerden biri) İngiltere’yi AB’den çıkardı. Kendisi hâkim olmak için böldü. Fransa’ya Macron’u yerleştirdi. Almanya’yı onun emrine verdi. 2000’li yıllarda Aile’nin dünyadan alacağı 24 trilyondu. Şimdi 267 trilyon...
Biz diyoruz ki:
- Faizli sistemde doları, ABD’nin de hükümranlığında olmayan Merkez Bankası basıyor ama bunu işleten Aile! Sonunda tüm dünyayı borçla satın aldı.
Toprak tekeli, altın tekeli, sanayi tekeli, banka tekeli ve alacak tekeli.
Faizin marifeti bunlar.
Alacak büyüyerek faizli sistem çalışıyor.
Arz ve talep dengesinde borç ve alacak nerede yer alır?
Para tarafında mı, yoksa mal tarafında mı?
Her iki tarafta da yer alır.
Fiyat= (Para + Alacak) / (Mal + Borç/Fiyat) borçla alacağı eşittir.
Problem büyüyünce fiyatlara artık paranın etkisi olmaz...
Artık arz ve talep kanunları çalışmamaktadır…
Dünyanın dengesi ve düzeni yoktur…
İnsanlık tam bir çıkmazdadır…
Sonun başlangıcındayız…
***
Her zaman yaptığımız üzere, sadece sorunları dile getirmiş olmakla iktifa etmeyelim…
TEŞHİS olarak sorunları andıktan sonra, TEDAVİ reçetemizi de hatırlatalım…
Erbakan Hocamızın da her zaman dediği gibi; tek bir çare ve çözüm var…
Genel olarak “Adil Düzen”, özel olarak “Adil Ekonomik Düzen”…
Evet… Tek çare Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen…