“Refah Partisi İstanbul İl Sekreteri Yunus Can vefat etti”; benim düz ve duygusuz yazı başlığım da böyle olurdu… Yunus Ağabeyimizin vefat haberi böylesine düz ve duygusuz duyurularla haber verildi… Ama Yunus Ağabeyimiz sadece birkaç satırla yâd edilmemeli…
Benim için sadece iki haber başlığı, azıcık da olsa, duygularımı ifade eder gibiydi:
Birincisi: Millî Görüş davasının sadık neferi Yunus Can Hakk’a yürüdü
İkincisi: Refah Partili Yunus Can, Hakk’a yürüdü.
Devamında kuru ve yavan birkaç cümle! İnternette, vefat sonrasında, görüp okuyabildiklerim bu kadar! Vefat günü, bilgisayarımın başındaydım, çalışıyordum, küçük oğlum Ahmet Yasir Erol aradı, vefat haberini verdi; derhal Yunus Ağabeyimin telefonlarından birini aradım ve karşıma çıkan ağlayan bir ses ve birkaç kelimeden vefat haberini teyit ettim…
Üzüntümü bilgisayarımla paylaşayım dedim, internete girdim, Av. Yunus Can’ı araştırayım dedim ve maalesef sadece kendi “Millî Gazete... Millî Gazete…” başlıklı ve 25.01.2012 tarihli yazımla karşılaştım… Yazımın baş kısmı şöyleymiş: “Pazar günü Saadet Partisi İstanbul Teşkilatı’nın “İL DİVANI TOPLANTISI”na katıldım... Sabah namazı sonrasında yollara düştüm… Saadet Ümraniye İlçe Merkezi önünde, Refah Partisi döneminde yıllarca birlikte çalıştığımız, İstanbul İl Sekreterimiz Av. Yunus Can ile buluştuk… Saadet Üsküdar’dan gelen Saadet kervanı mensubu İlçe Başkanı Nizamettin Bey ve araç kaptanı İbrahim Saraçbaşı (aynı zamanda ESAM İstanbul’da çalışma arkadaşım) ile yola koyulduk… Sabahın seherinde, bir Pazar günü sabahında, yolculuğumuzun en güzel yanı, İstanbul yollarında trafik izdihamı/çilesi olmamasıydı; çünkü öğleden sonraki ikindi vaktinde dönüş yolunda yoğun bir trafik keşmekeşi ve çilesi yaşayacaktık…” (Yazıda ilginç detaylar da var.)
Evet, Yunus Ağabeyimi, Refah Partisi İstanbul İl Yönetimi’nde çalıştığımız o yıllarda tanıdım ve özellikle iki kişinin, bize nazaran, daha çok çalışıp yorulmakta olduğunu bizzat müşahede eder oldum: Birincisi İl Sekreterimiz Yunus Can, ikincisi İl Muhasibimiz Ekrem Şama. Nitekim bu görüşümü cenazede Ekrem kardeşimle de paylaştım; o günleri yâd ettik; sonrasında, bugünlere kadar uzanan bazı vefasızlık sitemlerimizle birlikte (detay yazmak yok!).
Yunus Ağabey ile sonraki yıllarda, bu son günlere kadar, Millî Görüş ve Adil Düzen merkezli, özellikle Üsküdar ve Ümraniye sınırlarında, nice çalışmalarımızı paylaştık, kader birliği yapmaya gayret ettik… Yunus Ağabeyimin, zaman zaman tekrarlanan sitemini, son nefesime kadar unutamayacağım… Bir müddet görüşemediysek ve bu arada özellikle yeni bir ilmî çalışma ve/ya toplantı/seminer silsilesi başlattıysak; başından itibaren kendisine neden haber vermediğimi, o tatlı ve sakin üslubuyla sitem ederdi… Derhal yapmakta olduğumuz toplantılara katılmaya gayret ederdi ve bu yönüyle, İstanbul’da siyaset ve sosyal faaliyetlerde tanıdığım arkadaşlarım arasında “müstesna” olduğuna şehadet ederim… Bu konuda da yazacak çok şey var ama şimdi yeri ve zamanı değil, şimdilik bu kadarı yeterli olsun.
Son bir yıl “hüzün yılı” oldu, vefatlar ve üzüntüler peş peşe geldi…
Önce Babam Nuri Erol vefat etti; bu köşede yazdığım yazılardan biliyorsunuz…
Sonra, son aylarda, önce Reşat Sürmeneli arkadaşımızı, bilahare Recep Ulusoy arkadaşımızı Rahmet-i Rahman’a gönderdik… Şimdi de Yunus Can Ağabeyimizin acısı…
Yunus Can Ağabeyimizi, yazımın başından itibaren, daha çok “siyasi” yönüyle andım ama tek kelimeyle “sosyal” yönünü ihmal ettim; o yönünü de birkaç kelimeyle yazayım: İlim Yayma Cemiyeti ile başlamak gerekir diye düşünüyorum… İlhan Kılıç arkadaşımız ile orada yıllarca birlikte çalışmışlar; sonra Yunus Can son yıllarda ve son nefesine kadar HAGEV müdürü olunca, orada da birlikte çalışır olmuşlar… Kendilerini belli aralıklarla ziyaret ederdim; HAGEV yönetim merkezi, başkanı olduğum İslam Medeniyeti Vakfı merkez binamızın karşısına taşınınca, karşılıklı ziyaretleşmelerimiz daha da sıklaştı… Her seferinde, görüşmemizin başından sonuna kadar, “memleket meselelerini” müzakere ederdik…
Refah Partisi İstanbul İl Sekreteri ve daha sonraları nice İslâmî, ilmî, vakıf ve nice “sosyal” faaliyetlerde bulunan Yunus Can ile Allah cennetinde de beraber eylesin…