Öncekİ yazımda olduğu gibi bugünkü bu yazıma da bir yazar ile başlayalım…
Prof. Dr. Esfender Korkmaz’ın Yeniçağ’daki “İnşaat takıntısı?” başlıklı bugünkü (29.08.2018) yazısı özellikle ‘teşhis’ olarak önemli uyarılar içeriyor; anlayabilenlere…
Yazarın teşhisleri şöyle:
“Siyasi iktidar iki konuda takıntılıdır. Faiz ve konut… Her ikisi de yanlıştır.”
Faiz konusundaki uyarıları önemli: “Faiz konusunda hükümetin oyunu kuralına aykırı oynaması, kurlarda spekülatif artışlara neden oldu. Bu yüzden, raiting notlarına ve uluslararası dış borç sigorta primi göstergelerine göre Türkiye’nin dış borçları yüksek risk sınıfına girdi...”
Konut yani inşaat ve betonlaşma furyası önemli: “Konuta gelince… Siyasi iktidarın konut takıntısı yalnız bu sektörde değil, tüm ekonomide bozucu etki yaratıyor. Zira konut sektörü birçok sektörü etkiliyor. / Önceki gün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK’) reel sektör güven endeksini açıkladı. İnşaat sektöründe güven endeksi geçen sene Ağustosa göre bu sene Ağustos’ta yüzde 22 oranında geriledi. Yine bir ay öncesi Temmuz ayına göre ise yüzde 10,7 oranında geriledi. Bu kadar hızlı güven kaybı bugüne kadar hiçbir sektörde olmadı...”
Sadece ara başlık diyebileceğim ara uyarılarla devam edelim: “Özetle TOKİ piyasada haksız rekabet yaratıyor. Piyasa düzenini bozuyor. / Yani TOKİ uygulamaları kuruluş felsefesine aykırı olarak gelir dağılımının bozuyor./ Özetin özeti, inşaat sektöründe kaynakların günübirlik hesaplarla, popülist hesaplarla, yanlış kullanılması tüm ekonomiyi çıkmaza sokmuştur.”
Yazıda çok önemli detaylar var, okunmasını tavsiye ederiz…
ABD’nin tehditlerinden yani Sermaye’nin sömürüsünde söz ediyorduk…
Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen yani Kur’an düzeni açısından ‘tedavi’ olarak yapmamız gerekenler geçelim ve yöneticilerimizin de bir an önce uyanması için dua edelim…
1
Hazine “Altın Bonosu” çıkaracak, arz ve talep kanunları çerçevesinde Türk Lirası ile satacak ve alacak, fark koymayacak, bu bonolar altından da kıymetli olacaktır.
- a) Bonolar altınla farksız değerlendirilir.
- b) Bonolar devreye girince altından kolay taşınır.
- c) Bonolar istendiği kadar küçültülebilir, bozdurulabilir.
- d) ‘Altın Bonosu’ kredileşmede de birim olarak kullanılabilir.
2
Tüm günlük ödemeler “Türk Lirası” ile yapılacaktır. Dolar borcunuz olsa da günlük iç ödemeler TL ile yapılır ama borçlanmalar “Altın Bonosu” üzerinden yapılır. Böylece enflasyonun piyasaya etkisi sıfırlanmış olur.
3
Çalışanlara “Yapı Bonosu” ile “Çalışma Kredisi” verilir. Çalışan istediği firmada çalışır, işveren borçlanır. Çalışana emeğinin hakkı ödenir. Böylece tüm işletmeler “Faizsiz Sermaye” bulmuş olur. Tüm çalışanlarda arzave talep kanunlarına göre iş yapmış olurlar.
4
Halka “Sipariş Kredisi” verilir, tüketiciler mevsim başında mevsim fiyatları ile sipariş verirler, hafta hafta siparişlerini alırlar. Böylece üretim ve tüketim yılbaşında planlanır. Ülke içinde üretilmeyen mallar için ihracat malları üretirler ve sipariş alan tüccarlar onu satar, aldıkları siparişleri ithale derler, böylece arz ve talep dengeleri sağlanmış olur.
5
Devlet kamuya ait arazilerini “İmar Bonosu” üzerinden satar ve alır, alış ve satış arasında fark koymaz, aldığı fiyatla satar. Böylece piyasaya para girer ve çıkar. Bu sayede Dolar etkisiz hale gelmiş olur.
Yazdıklarımız dikkatlice okunur, üzerinde düşünülürse kolaylıkla anlaşılır. Anlamak istemeyenlere ve özellikle ‘kör-sağır-dilsiz’ olanlara, Allah’tan şifalar diliyor, dua ediyoruz…